"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., davalı ... ile birlikte dava konusu 113 ada 111 parsel sayılı taşınmazda 1/2’şer oranında paydaş olduklarını, taşınmazda kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak istediğini ancak davalı ... ile anlaşmaya varamadıklarından kendi payı için dava dışı bir müteahhitle kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını ve ortaklığın giderilmesi davası açtığını, bunun üzerine davalı ...’in “Sen bize vekaletname ver, biz müteahhitle taşınmazın tamamı için anlaşalım” telkini ile kendisini notere götürdüğünü ve müteahhitle anlaşma sağlanması amacıyla vekaletname verdiğini zannederek evrakları imzaladığını, ancak yaşlı olmasından ve saflığından yararlanan davalı ...’in hile ile aldığı satış yetkisi içeren vekâletnameyi kullanarak taşınmazdaki payını önce dava dışı oğlu ... ...’a, ...’nın da diğer davalı ...’a satış yoluyla devrettiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde olduklarını, kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın ½ payının tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ..., iddiaların doğru olmadığını, davacının kendisinin bilgisi dışında dava dışı müteahhit ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapması üzerine, davacıya Espiye İlçesinden bedeli 150.000 TL’yi geçmeyecek bir daire alması veya bu bedeli ödemesi karşılığında davacının taşınmazdaki ½ payını kendisine devretmesi konusunda anlaştıklarını ve bu anlaşmaya göre davacının iradesi doğrultusunda vekaletname verdiğini, davacının gösterilen daireleri beğenmemesi nedeniyle 150.000 TL’yi davacıya ödediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ..., davacı ile diğer davalı ... arasındaki ilişkiyi bilemeyeceğini, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2018 tarihli ve 2017/75 Esas, 2018/499 Karar sayılı kararıyla; vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, kayıt maliki olan davalı ...’ın durumu bilerek hareket ettiği, iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 18.04.2019 tarihli ve 2019/452 Esas, 2019/658 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 30.11.2020 tarihli 2019/3036 Esas, 2020/6347 Karar sayılı kararıyla, "Mahkemece davalı vekil ... ile kayıt maliki olan davalı ...’ın el ve ... birliği içerisinde hareket ettikleri yönünde hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda, tarafların bildirmiş olduğu tanıkların yeniden dinlenilmesi suretiyle davalı vekil ... ile son kayıt maliki davalı ...’ın el ve işbirliği içinde olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanık beyanlarına göre davalı vekil ... ile son kayıt maliki davalı ...'ın el ve işbirliği içinde olduğunun tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanamadığı, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, vekil olan davalı ... tarafından vekaletnamenin hile ile alındığını, davacının iradesine aykırı olarak satış işleminin gerçekleştirildiğini, satış bedelinin ödenmediğini, toplam bir hafta içerisinde baba - oğul ve kardeş kardeşe seri satışların gerçekleştirildiğini, davalı ...'ın diğer davalı ...'in taşınmazdaki payını 465.000,00 TL'ye, davacının aynı orandaki payını ise 35.000,00 TL'ye satın aldığını, satın alma tarihinden bu yana taşınmazda davalı ...'in oğlu olan dava dışı ...'nın oturmaya devam ettiğini, bu nedenlerle 3. kişi konumundaki kayıt maliki davalı ...'ın vekil tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilebilecek durumda olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun “İyiniyetli üçüncü kişilere karşı” başlıklı 1023. Maddesi; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” şeklinde düzenlenmiştir. Anılan bu maddeye göre, tapu sicilinde ismi geçen kişinin gerçek hak sahibi olduğuna inanan veya kendisinden beklenen tüm özeni göstermesine rağmen gerçek malik olmadığını, tapu sicilinde yolsuzluk bulunduğunu bilmesi imkânsız olan kişinin iktisabı korunur.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye 99,20 TL temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.