Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7066 E. 2024/970 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılan satış işlemleri nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasının bedel istemine dönüştürülmesi sonucu mirasçıların ve miras reddi beyanında bulunan davalılar hakkındaki yargılama giderlerine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakan adına miras reddi beyanında bulunmayan davalı ... yönünden hüküm kurulması gerekirken, miras reddi davası açılmasına rağmen mirası reddedilmemiş olan davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi ve Mahkemece karar ve ilam harcına hükmedilirken davacı tarafından peşin olarak yatırılan tamamlama harcının dikkate alınmaması doğru olmadığından, Yüksek Mahkemece hüküm fıkrasında gerekli düzeltmeler yapılarak onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/719 E., 2019/672 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçesinde; davalılardan ...,...’nun mirasbırakanı ...’ın, emlak ve inşaat işleri ile uğraşan dava dışı ... İnş. Turizm Ltd. Şirketi aracılığı ile tatil evi yapmayı ve satmayı teklif ettiğini, 103 ada 8 parsel sayılı 5068,57 m2’lik taşınmazda her bir davacı için 237/2400 pay oranında iki adet arsa satın aldıklarını, bu arsa üzerinde villa inşaası için dava dışı şirket ile 01.11.2002 tarihinde bir eser sözleşmesi yaptıklarını ve sözleşme gereği ödemelerde bulunduklarını, sözleşmede ...’ın da imzası bulunduğunu, sözleşmenin diğer tarafının edimini yerine getirmemesi üzerine davalıların mirasbırakanı ...’ın arsayı ve üzerindeki villayı satın almayı teklif ettiğini, 11.12.2003 tarihli sözleşme ile 103 ada 8 parsel sayılı arsa ile üzerinde inşaat halinde bulunan binanın 105.000 Euro bedelle ...’a satımı konusunda anlaşıldığını ve aynı gün ...’a, arsanın satış yetkisini içeren vekaletname verdiklerini, anlaşmaya göre 105.000 euronun 50.000 eurosunun 2004 yılı Ocak ayına kadar ... tarafından ödenmesi gerekirken ...’ın 20.01.2004 tarihinde öldüğünü ve bu peşinat ile sonrasındaki ödemenin yapılmadığını, ...’ın ölmeden önce aldığı vekaletnamedeki yetkisini kötüye kullanarak 103 ada 8 parsel sayılı taşınmazı muvazaalı olarak dava dışı ...’a, onun da dava dışı ...’a, ...’ın da davalı ...’e muvazaalı olarak satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini, olmadığı taktirde taşınmazın 18.12.2003 tarihindeki rayiç değeri üzerinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 186.000 TL’nin yasal faizi ile birlikte vekil ... mirasçıları olan davalılardan tahsilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılardan ... ve ... cevap dilekçesinde; mirasbırakanları ...’ın mirasını reddettiklerini, davada davalı sıfatlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; davalı ... ise herhangi bir savunma getirmemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.03.2011 tarihli ve 2005/1170 Esas 2011/249 Karar sayılı ilamıyla; davalılardan ... ve... yönünden davanın reddine, davalı ...’a yönelik bedel isteminin kısmen kabulüne dair verilen karar Dairenin 11.06.2012 tarihli ve 2012/1984 Esas, 2012/7047 Karar sayılı ilamıyla “…11.12.2003 tarihli haricen yapılan sözleşme ile anılan her iki davacının payının 105.000 Euro'ya vekil ...'ye satıldığı, bedelin ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, anılan sözleşmenin resmiyete dökülmesi bakımından da aynı tarih itibariyle vekil ...'ye vekaletname verildiği ve ... tarafından da 7 gün sonra vekaletname kullanılarak taşınmazın temlik edildiği gözetildiğinde vekalet görevinin kötüye kullanıldığının kabulüne olanak bulunmayıp tapu iptal tescil isteği yönünden müspet olarak neticeye gidilmemiş ve iptal tescil isteğine ilişkin iddialara itibar edilmemiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki; davacılardan ... ...'nin yargılama sırasında 12.04.2007 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. O halde bu davacının mirasçılarının davada yer almaları ve taraf teşkilinin sağlanması asıldır. Oysa anılan davacının vekili sıfatı ile davayı takip eden avukata ki diğer...'in de ölen eşi ...'in kocası ve mirasçısı olması sıfatı ile diğer mirasçıların tespiti ile adreslerinin bildirilmesi bakımından defalarca kendilerine süre verilerek imkan tanınmış ise de mirasçılarına ulaşılamamıştır. ...'in ölüm tarihine kadar terekesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 701 ilâ 703 üncü maddesi arasında öngörülen elbirliği mülkiyete tabi olması karşısında davacı...'in, ... mirasçısı sıfatı ile onun dava konusu ettiği pay yönünden tek başına davayı takip olanağı bulunmamaktadır.Öyle ise ... ...'nin dava konusu ettiği payı yönünden davanın 6100 sayılı HMK'nın 150 nci maddesi (HUMK'un 409. maddesi) gereğince işlemden kaldırılmasına ve sonuçta da açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmayıp anılan hususun gözardı edilmesi doğru olmadığı gibi ...'in payını da kapsayacak şekilde belirlenen taşınmaz değerinin davacı... ...'a özgülenerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması da isabetsizdir. Kaldı ki; taraflar arasında "Sözleşme " başlığı ile düzenlenen 11.12.2003 tarihli belgede satış bedelinin 105.000 Euro olduğu ve ayrıca ödeme şartları öngörülmüş olup anılan belgeye karşı çıkıldığına göre içeriğinde belirlenen bedel konusunda taraflarını bağlayıp bağlamayacağı yönünde de bir değerlendirme yapılmadığı halde anılan belgeye rağmen bedel ödendiğinin kanıtlanamadığı yönünde gerekçe konulması da isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında, davacılar vekili 25.12.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle; davacılardan ... ...’nin 12.04.2007 tarihinde ölümü üzerine davacı eşi ve çocukları ..., ...,...’ün mirasçısı olduklarını beyan etmiş, ayrıca tapu iptal tescil talebinden vazgeçtiklerini, sadece taşınmazın 18.12.2003 tarihindeki rayiç değeri üzerinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 186.000 TL’nin yasal faiziyle birlikte ... mirasçıları olan davalılar ... ve ...’dan tahsilini istemiştir.

Mahkemenin 27.05.2014 tarihli ve 2012/590 Esas, 2014/372 Karar sayılı kararı ile; davalılar... ve ... yönünden davanın reddine, davacılardan ... ... ...'nin davasının açılmamış sayılmasına, davacı ...'nin davalı ...'a yönelik davasının kısmen kabulü ile 125.535,50 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacı ...' e verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 04.10.2018 tarihli ve 2018/3624 Esas, 2018/13175 Karar sayılı kararıyla; “Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca iptal tescil isteği bakımından davanın reddine, bedelin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı yanın diğer temyiz itirazlarının reddine. Ne var ki, hükmüne uyulan bozma ilamında davacı ... ’nin dava konusu ettiği payı yönünden davanın HMK'nın 150 nci maddesi (HUMK 409. maddesi) gereğince işlemden kaldırılmasına ve sonuçta da açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde Mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmeksizin doğrudan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. Kaldı ki, davacı ... ...’un mirasçı çocukları davacının vekiline vekaletname vermişlerdir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalılar... ve ... yönünden davanın reddine, davacı ...'nin davalı ...'a yönelik davasının kısmen kabulü ile 125.535,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine, davacı ... ’nin davalı ...’a yönelik davasının kısmen kabulü ile 24.793,26 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber bu davalıdan alınarak davacı ... G. ... mirasçılarına ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davalı ...’ın babası öldüğünde 5 yaşında olup mirası reddedecek durumda olmadığını, annesi ... tarafından bu davalı adına da velayeten mirasın reddi için dava açıldığını ancak ilgili mahkemece yalnızca anne ... yönünden hüküm kurulduğunu, davalının bu borcu ödeme gücünün bulunmadığını, mirasçılık sıfatı bulunmayan davalı hakkında yargılamaya devam olunmasının isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 506 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2, 3 ve 6 ncı maddeleri ile 605 inci v.d. maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)190 ve 297 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosyanın incelenmesinden; davacıların 237/2400’er pay sahibi oldukları arsa vasfındaki 103 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kendilerine vekaleten davalıların mirasbırakanı olan ... tarafından 18.12.2003 tarihinde satış suretiyle dava dışı ...’a temlik edildiği, dava dışı ...’un da 30.04.2004 tarihinde satış suretiyle dava dışı ...’a, onun da 18.03.2005 tarihinde satış suretiyle davalı ...’e temlik ettiği, davacıların ...’ı vekil tayin ettikleri 11.12.2003 tarihinde ayrıca dava konusu taşınmazdaki paylarını ve üzerinde inşaat halindeki villayı 105.000 Euro bedelle ...’a sattıklarına dair harici satış sözleşmesi düzenledikleri, davacılardan ...’un yargılama sırasında ölümü üzerine bozma kararından sonra davacı vekili tarafından dosyaya sunulan aile cüzdanı ve doğum belgesi tercümelerinden davacının ...,...,... isimli çocuklarının bulunduğu ve adı geçenlerin davacı vekiline vekaletname verdikleri, davalı ...’ın Alanya Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.02.2004 tarihli ve 2004/84 Esas 2004/114 Karar sayılı ilamı ile ... mirasını reddettiği ancak davalı ... yönünden bu yönde bir karar bulunmadığı gibi anılan dava dosyasında davalı ... adına velayeten herhangi bir talepte bulunulmadığı anlaşılmaktadır.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Bilindiği üzere HMK’nın 297 nci maddesi uyarınca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Mahkemece önceki hükümle davanın davalılar ... ve ... yönünden reddine karar verilmiş ve bu hususlar bozma kapsamı dışında kalmış olmasına rağmen yeniden kurulan nihai hükümle davanın bu davalılar yönünden reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi devamında hüküm kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması da hükmün kendi içerisinde çelişki teşkil etmektedir.

4. Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun uygulanması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gereken bir husus olup Mahkemece karar ve ilam harcına hükmedilirken davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.152,00 TL tamamlama harcı dikkate alınmayarak fazla harca ve hatalı yargılama giderlerine hükmedilmesi de doğru değildir.

5. Diğer taraftan, davacı ... ’nin yargılama sırasında öldüğü ve mirasçılarının davacı vekiline vekalet vererek yargılamaya katıldığı dikkate alındığında, karar başlığında mirasçıları yerine ölü davacının ismine yer verilmesi hatalı ise de bu yanlışlığın mahallinde düzeltilebileceği göz önünde bulundurularak bozma sebebi yapılmamıştır.

6. Yukarıda anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı tarafın Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının değinilen yönlerden kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının;

a.1 numaralı bendinin tamamen hükümden çıkarılarak yerine “1- Davalılar ... ve ... hakkında verilen hüküm kesinleştiğinden bu davalılar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,” cümlesinin eklenmesine,

b. 5 numaralı bendinde yer alan “10.268,95 TL karar ve ilam harcının, 200 TL ıslah harcı ve peşin alınan 2.268,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.800,35 TL harcın” ibaresinin çıkartılarak yerine “10.268,95 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 2.268,60 TL harç, 2.152,00 TL tamamlama harcı ve 200 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 5.648,35 TL karar ve ilam harcının” ibaresinin yazılması;

c.8 numaralı bendinde yer alan “2.268,60 TL peşin harç,” ibaresinden hemen sonra gelmek üzere “2.152,00 TL tamamlama harcı,” ibaresinin eklenmesi;

d.8 numaralı bendinde yer alan “toplam 3.785,35 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “toplam 5.936,75 TL” ibaresinin eklenmesi;

e.8 numaralı bendinde yer alan “3.059,39 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “4.798,19 TL” ibaresinin eklenmesi suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.