"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, organik bağı olan ... İnşaat ticari unvanlı şirketin ... 15. Sokak ... adresinde devam eden inşaatı için ... ... Tasarım ve Mimarlık (... ...) unvanlı şirket ile PVC doğrama, çelik kapı, oda kapısı, mutfak imali, şantiyeye nakli ve montajının yapılması ile ilgili olarak sözleşme akdettiklerini, ... ... adına sözleşmeyi ...’ın imzaladığını, yapılan ek protokol ile yapılan bu işler karşılığında maliki olduğu dava konusu 11368 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 1 numaralı bağımsız bölümün ... ... adına davalı ...’e verilmesinin kararlaştırıldığını, bu devir karşılığında işlerin zamanında teslim edilmemesi ihtimaline binaen 120.000,00 TL tutarlı teminat senedi düzenlenip verildiğini, yapılanların bir düzenek olduğunu, taşınmazın devrinden sonra kimseye ulaşılamadığını, ödeme yapılmadığını, ... ... yetkilisi ...’un yurt dışına kaçtığını öğrendiklerini, dolandırıcılık suçundan şikayette bulunduğunu, ek protokol tarihinde ...’un şirket yetkilisi olmadığını öğrendiğini, hileli işlemlerle taşınmazının alındığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, hileli işlemlerde bulunmadığını, saygın bir ... adamı olduğunu, davacının belirttiği sözleşmelerin tarafı olmadığını, davanın ...’a ya da ... ...’ya açılması gerektiğini, kendisi yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının doğacak zararlarına karşılık teminat senedi aldığını, anılan senet ile işlem yapmadan eldeki davanın açılmasının uygun olmadığını, kendisinin Sembol İthalat’ın sahibi olduğunu, ...’ın yetkilisi olduğu ... ... ile 28.03.2014 tarihinde çelik kapı ihracatı için anlaşma yaptıklarını, firma çekil ile 180.000,00 TL ödeme yapıldığını, süresinde kapıların teslim edilmemesi üzerine siparişlerin iptal edildiğini ve çeklerin geri istenildiğini, ...’un kendi çekini düzenleyerek kendisine verdiğini, sonrasında ...’un ofisine geldiğini ve uğradığı zararı karşılamak için ... karşılığında aldığı uygun fiyatlı daireler olduğunu ve bunları kendisine satabileceğini söylediğini, 25.04.2014 tarihinde 75.000,00 TL havale gönderildiğini, 29.04.2014 tarihinde yapılan protokol ile de toplamı 400.000,00 TL olan çeklerin verilerek ödemenin yapıldığını, ...’daki daireyi almadığını, Kağıthane’dekini 02.05.2014 tarihinde, dava konusu taşınmazı ise 11.06.2014 tarihinde aldığını, ...’dan alacağının büyük bir kısmını alamadığını, ...’un keşide ettiği çeklerin karşılıksız çıktığını, davacının firması ile ...’un firmasının geçmişte de ... yaptıklarını, ... ...’yı tanımadığını, kendisinin de dolandırıldığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, HMK’nın 329 uncu maddesi gereğinde dava değerinin % 15’i oranında vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile üçüncü kişinin adatması neticesinde sözleşmeyi yapan tarafın, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilebilecek durumda olması halinde sözleşme ile bağlı olmadığının hüküm altına alındığı, davalının dava dışı ... ... yetkilisi ... ile davacılar arasında ilişkiyi bildiğine dair iddiaların sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, eksik inceleme ile karar verildiğini, hile olgusunun tanıkla ispatının mümkün olduğunu, dinlettikleri tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, dava dışı firmalar arasındaki borcun nakli sözleşmesinin kendisine danışılmadan yapıldığını, davalı tarafın taşınmazın devir bedelinin ne şekilde ödendiğine ilişkin dilekçelerinde açıklamalarının bulunmadığını, kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürülerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının dava dışı ... ... yetkilisi ... ile davacılar arasında ilişkiyi bildiğine dair iddiaların sübut bulmadığı, davacının delil olarak dayandığı ve dava dışı firma/kişi ile imzaladığı sözleşmedeki edimini yerine getirdiği ve tapu devri yaptığı, davacı tarafın iradesinin davalı tarafından sakatlandığına ilişkin bir delil ibraz edemediği, Mahkemece bu iddianın sabit olmadığına dair kabul ve takdirinde isabetsizlik bulunmadığı, maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden de kararda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya incelenmeden karar verildiğini, kendisine ödeme yapıldığı hususunda davalı tarafın açıklama yapmadığını, devir karşılığında alacaklarını alamadığı için sözleşmenin geçersiz olduğunu, davalı ile ... arasındaki ilişkinin kendilerini bağlamadığını, borcun naklini kabul etmediklerini, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, davalının iyi niyetinin araştırılmadığını, cezai ve idari soruşturmalardaki beyanların birlikte değerlendirilmesi, hile ile iradesinin fesada uğratılıp uğratılmadığının tespit edilmesi, sonrasında iyi niyet araştırması yapılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ncı maddesinin 1 ... fıkrasında açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 6 ncı maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK'nın 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında ise “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükümleri düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sbeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.