Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7126 E. 2022/7144 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tereke temsilcisi tarafından vekaletname ile yetkilendirilmeyen avukata yapılan tebligatın geçerliliği ve tereke temsilcisinin temyiz dilekçesinin süresinde olup olmadığı hususlarında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tereke temsilcisine usulüne uygun tebligat yapılmadığı ve davayı takip yetkisi bulunmayan mirasçıların yenileme talebinin geçerli kabul edilerek yargılamaya devam edilmesinin hukuka aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına, bölge adliye mahkemesi kararının ve Yargıtay'ın önceki onama kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : SAMSUN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkin davada, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, bir kısım ... (davacı) mirasçısı vekilinin ve tereke temsilcisinin istinaf dilekçelerinin HMK’nın 352. maddesi uyarınca reddine, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353-1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen kararın bir kısım ... mirasçısı ve tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, tereke temsilcisinin süresinde kararı temyiz etmediği gerekçesi ile 13/07/2021 tarihli ek karar ile tereke temsilcinin temyiz dilekçesinin reddine dair kararın tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 25/04/2022 tarih, 2022/553 Esas, 2022/3481 Karar sayılı kararı ile davayı takip yetkisi bulunmayan ..., ... ve ...’in temyiz dilekçesinin reddine, Bölge Adliye Mahkemesinin 13/07/2021 tarihli ek kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca onanmasına ilişkin olarak verilen kararın incelenmesi tereke temsilcisi ... tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı ... vasisi, davacı ...'in Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/2025 Esas, 2012/573 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığını, 9275 ada 5 parsel sayılı taşınmazın devrinde kullanılan vekaletnamenin düzenlenme tarihinde ve anılan taşınmazın devir tarihinde davacının ehliyetsiz olduğunu, davacının banka hesabına geçen paranın 14/05/2007 tarihinde oğlu olan davalı olan ...'in hesabına aktarıldığını, davalı ...’in gelen para ile kendisi adına bağımsız bölüm satın aldığını, 9275 ada 5 parsel sayılı taşınmazın satış işleminin ehliyetsizlik ve gabin sebebiyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, 9275 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile davalı ... adına kayıtlı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde uğranılan zararın sebepsiz zenginleşme ve alacak hükümlerine göre davalı ...'den tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada davacı ...’in ölümü üzerine Av. ... tereke temsilcisi olarak atanmış ve davaya dahil olmuştur.

II. CEVAP

Davalı .... Müh. İnş. Mad. Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalı Şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, taşınmazın dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğunu; davalı ..., gabin ve ehliyetsizlik iddiası için zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacı kısıtlının hastalığının 2009 yılı sonunda başladığını satış tarihinde rahatsızlığının bulunmadığını, edimler arasında fahiş bir fark bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; davacı ...'in işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu, taşınmazın satış değeri ile gerçek değeri arasında fark olsa da, dosyadaki delil durumu ve dinlenen tanık beyanları kapsamında davacının deneyimsizlik, düşüncesizlik ve zor durumda kalması durumunun somut olayda bulunmadığı ve davalının, davacı ...'i daha öncesinde tanımadığı, davacının kendi istek ve iradesi ile banka hesabındaki parayı diğer davalı ...’e gönderdiği, gabin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine; mirasçılardan .... ...'in davalı sıfatının olmadığı gerekçesi ile Mustafa ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yasal süresi içerisinde bir kısım davacı ... mirasçısı vekili, davalı ... vekili ve tereke temsilcisi tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Tereke temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; kararın yerinde olup olmadığı, kamu düzenini ilgilendiren konularda usul ve yasaya uygun değerlendirme ve inceleme yapılıp yapılmadığı konularında inceleme yapılmasını talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.2. Bir kısım davacı ... mirasçısı ..., ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın haksız ve usule aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın davalı .... Müh. İnş. Mad. Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti. tarafından muvazaalı olarak devredildiğini, bu hususta bir araştırma yapılmadığını, davacının temlik sırasında ehliyetli olmadığını, temlikin gabin nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; karar başlığında davacı olarak ...'in yazılmasının ve kendisinin kararda davalı olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda davacı ve davalı sıfatı birleşemeyeceğinden kendisi hariç diğer mirasçılar sorumlu olacak şekilde hüküm kurulması gerektiğini, vekalet ücreti hesabının hatalı ve eksik yapıldığını, tüm dava değeri üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, talep sonucunun kabul edilmesi halinde tüm dava değerinin müvekkili ...’den alınacağını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ... terekesine ...’in tereke temsilcisi olarak atanması sonucunda davacı ... mirasçılarının davayı takip etme hakları ortadan kalkacağından, anılan mirasçıların İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etme haklarının bulunmadığı ve tereke temsilcisinin istinaf dilekçesinde istinaf sebebi ileri sürülmediği gerekçesi ile bir kısım ... mirasçısının ve tereke temsilcisinin istinaf dilekçelerinin HMK’nın 352. maddesi uyarınca reddine; İlk Derece Mahkemesi kararında, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin yerinde ve isabetli olduğu, davacı ve davalı sıfatının birleştirilmediği gerekçesi ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353-1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, kararın tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, tereke temsilcisinin süresinde kararı temyiz etmediği gerekçesi ile ek karar ile tereke temsilcinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki asıl kararına karşı tereke temsilcisi ile yasal süresi içerisinde bir kısım davacı ... mirasçıları vekili ve ek karara karşı tereke temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Tereke temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, temyizin süresinde olduğunu, ek kararın yerinde olmadığını belirterek, ek kararın kaldırılmasını ve asıl karar yönünden ise tarafların talep ve delillerinin incelenmesinde ve isabetli karar verilip verilmediği konusunda, kamu düzenini ilgilendiren hususlarda usul ve yasaya uygun değerlendirme ve inceleme yapılıp yapılmadığının incelenmesini talep etmiştir.

2.2. Bir kısım davacı ... mirasçısı ..., ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Onama ve Temyiz Dilekçesinin Reddi Kararı

Dairenin 25/04/2022 tarihli, 2022/553 Esas, 2022/3481 Karar sayılı kararı ile davayı takip yetkisi bulunmayan davacı ... mirasçıları ..., ... ve ...’in temyiz dilekçesinin reddine, Bölge Adliye Mahkemesinin 13/07/2021 tarihli ek kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca onanmasına karar verilmiştir.

VI. MADDİ HATA BAŞVURUSU

1. Tereke temsilcisi ..., 18/10/2022 ve 27/10/2022 tarihli dilekçeleri ile Bölge Adliye Mahkemesinin 02/06/2021 tarihli kararının kendisine tebliğ edilmediğini, yetki belgesi ile duruşmalara katılan Av. ...’e tebliğ edildiğini, anılan avukata yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, kendisi tarafından vekaletname ile yetkilendirilmiş bir avukat bulunmadığını, tereke temsilcisi olarak düzenlediği yetki belgesinin geçerli kabul edilmeyeceğini, Bölge Adliye Mahkemesinin 02/06/2021 tarihli kararını 12/07/2022 ve 26/07/2022 tarihli temyiz dilekçeleri ile süresinde temyiz ettiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin 13/07/2021 tarihli ek kararının yerinde olmadığını, Dairenin 25/04/2022 tarih, 2022/553 Esas 2022/3481 Karar sayılı kararında Av. ...’e yapılan tebligat yönünden maddi hata yapıldığını belirterek, onama kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin 13/07/2021 tarihli ek kararının kaldırılmasını ve 12/07/2022 ve 26/07/2022 tarihli temyiz dilekçelerindeki temyiz itirazları doğrultusunda dosyanın incelenmesini talep etmiştir.

2. Gerekçe

2.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ehliyetsizlik ve gabin hukuki nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. Bir diğer uyuşmazlık konusu ise, Dairece verilen onama kararında maddi hata yapılıp yapılmadığı ve tereke temsilcisinin temyiz dilekçesinin süresinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2.2. İlgili Hukuk

2.2.1. 4721 sayılı TMK'nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer.

2.2.2. 6100 sayılı HMK'nın 150. maddesi, “ Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.

Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.

Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.

Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.

İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.

İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.

Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.” hükümlerini içermektedir.

2.3. Değerlendirme

2.3.1 Somut olaya gelince; dava, davacı ... vasisi ... tarafından 17/05/2012 tarihinde açılmış, davacı ...’in 26/06/2012 tarihinde ölümü üzerine Bakırköy 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/10/2014 tarihli 2013/1985 Esas, 2014/2475 Karar sayılı kararı ile davacı ...’in miras ortaklığına Av. ... tereke temsilcisi olarak atanmış ve tereke temsilcisi yargılamaya dahil edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin 02/06/2021 tarihli kararının " .... ... vekili Av. ...’e 12/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, kararın 12/07/2022 tarihinde tereke temsilcisi ... tarafından temyiz edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince 13/07/2021 tarihli ek karar ile süresinde olmadığı gerekçesi ile tereke temsilcinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği ve Dairenin 25/04/2022 tarih, 2022/553 Esas 2022/3481 Karar sayılı kararı ile " Tereke temsilcisi vekili Av. ... ....’e kararın 12/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak kararın 12/07/2021 tarihinde 2 haftalık yasal süre geçirildikten sonra temyiz edildiği " gerekçesi ile ek kararın onanmasına karar verildiği anlaşılmakta olup, anılan onama ilamında geçen tereke temsilcisi vekili Av. ... .... isimli bir kişinin eldeki davada bulunmadığı, aşamada ölen davacı ... terekesine ...’in (evlenmekle Akdemir soyadını da almıştır) tereke temsilcisi olarak atandığı ve Bölge Adliye Mahkemesinin 02/06/2021 tarihli, 2021/775 Esas, 2021/1120 Karar sayılı kararının tereke temsilcisi ...‘e tebliğ edilmediği, bu hali ile Dairenin onama ilamındaki yanlışlığın maddi yanılgıdan kaynaklandığı anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca, tereke temsilcisi ...’in 18/10/2022 ve 27/10/2022 tarihli maddi hata dilekçelerinin kabulüyle, Dairenin 25/04/2022 tarih, 2022/553 Esas 2022/3481 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

2.3.2. Tereke Temsilcisi ...’in Bölge Adliye Mahkemesinin 13/07/2021 tarihli ek kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Tereke temsilcisi ...’in mesleği avukat ise de; kendisinin, davacı ya da davalı tarafın veya tereke temsilcisinin vekili olarak davayı takip etmediği açık olup, 4667 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nu değiştiren 56. maddesine eklenen hükme dayanılarak 21/04/2017 tarihinde vekaletname yerine geçmek üzere tereke temsilcisi tarafından düzenlenen ve Av. ...’in yetkilendirildiği yetki belgesinin geçerli kabul edilemeyeceği; diğer taraftan, tereke temsilcisi tarafından Av. ...’e verilmiş bir vekaletname de bulunmadığı, bu durumda Av. ...’e yapılan karar tebliğinin de usulüne uygun kabul edilemeyeceği, tereke temsilcisinin temyizinin süresinde olduğu açıktır.

O halde, tereke temsilsicisi ...’in temyiz isteğinin süreden reddine ilişkin usul ve yasaya aykırı Bölge Adliye Mahkemesinin 13/07/2021 tarihli ek kararı kaldırılarak, tereke temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiğinde kuşku yoktur.

2.3.3. Tereke temsilcisinin temyiz itirazlarına gelince;

Dosya içeriğine göre, tereke temsilcisi ...’in 10/06/2015, 29/09/2015, 24/11/2015 ve 12/15/2015 tarihli 13., 14., 15. ve 16. celselere katıldığı, 28/01/2016, 20/09/2016, 15/12/2016 ve 13/03/2017 tarihli duruşmalara katılamayacağına dair mazeret dilekçesi gönderdiği ve son olarak 21/04/2017 tarihinde düzenlediği yetki belgesi ile Av. ...’i eldeki dava için yetkilendirdiği, Av. ...’in 25/05/2017 tarihli celseye tereke temsilcisi vekili olarak katıldığı ve İlk Derece Mahkemesince duruşmanın 17/10/2017 saat 10:00'a bırakılmasına karar verildiği, 17/10/2017 tarihli duruşmaya tereke temsilcisinin katılmadığı, davalılar vekillerinin aynı celsede dosyanın işlemden kaldırılmasını talep ettiği ve İlk Derece Mahkemesince davanın tereke temsilcisi tarafından takip edilmemesi ve eksik harcın ikmal edilmemesi sebebiyle dosyanın harç yatırılıncaya ve yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bir kısım davacı mirasçıları vekili tarafından 13/11/2017 tarihli yenileme dilekçesi sunulduğu ve tamamlama harcı olarak 19.250,00 TL yatırıldığı, İlk Derece Mahkemesince anılan dilekçe işleme konularak yeniden duruşma günü verildiği, duruşma gününün Av. ...’e tebliğ edildiği ve bu aşamadan sonra tereke temsilcisi ...’in duruşmalara katılmadığı anlaşılmakta olup, dosyanın işlemden kaldırıldığı 17/10/2017 tarihinde davanın tereke temsilcisi tarafından takip edildiği, tereke temsilcisi tarafından takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, tereke temsilcisinin atanması ile davacı ... mirasçılarının usuli işlem yapma yetkisinin ortadan kalktığı, davayı takip yetkisi bulunmayan bir kısım mirasçı vekilinin dosyanın yenilenmesine ilişkin talebine itibar edilemeyeceği tartışmasızdır.

Hal böyle olunca, tereke temsilcisi tarafından dosyanın HMK’nın 150. maddesi uyarınca süresinde yenilenmediği gözetilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, davada takip yetkisi bulunmayan bir kısım mirasçının yenileme dilekçesi geçerli kabul edilmek suretiyle yargılamaya devam edilmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

2.3.4. Diğer taraftan, davacı ...’in aşamada ölümü üzerine terekesine tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkacağından, davacı sıfatı olmayan ..., ... ve ...’in temyiz itirazlarının dinlenme olanağı bulunmamaktadır.

VII. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

1. Tereke temsilcisi ...’in 18/10/2022 ve 27/10/2022 tarihli maddi hata dilekçelerinin kabulüyle, Dairenin 25/04/2022 tarihli, 2022/553 Esas 2022/3481 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davayı takip yetkisi bulunmayan ..., ... ve ...’in temyiz dilekçesinin REDDİNE,

3. Bölge Adliye Mahkemesinin 02/06/2021 tarihli kararı tereke temsilcisi ...’e usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 13/07/2021 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

4. Tereke temsilcisinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 02/06/2021 tarihli kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 31/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.