Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7136 E. 2023/3875 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalıya devrettiği taşınmazın hile yoluyla devredildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Ön inceleme duruşmasında hileye dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak belirlenen uyuşmazlığın, davacı vekilinin bu tespite itiraz etmemesi ve davayı hileye dayalı olarak açtığını beyan etmesi gözetilerek, hile yönünden yapılan yargılamanın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki hileye dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının davacının amcasının gelini olduğunu, davacının bankadan kredi çekmek zorunda kaldığı dönemde davalının şirketi olması, kuyumculuk yapması gibi nedenlerle daha fazla kredi alabilme imkanı nedeniyle davalının davacı yerine kredi çekebileceğini, ancak evin tapuda devrini talep ettiğini ve davacının kredisine karşılık evi ipotek verebileceğini ifade ettiğini, davacının davalının samimiyetine inanarak dava konusu ... ilçesi, ... Mahallesi, 100 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümü davalıya tapuda devrettiğini, davalının asıl amacının dava konusu taşınmazı elinden almak olduğunu sonradan anladığını, ..., ... ve Vakıfbank'tan çekilen kredileri davacının ödediğini, Vakıfbank'tan çekilen son kredinin ödemesi devam ederken davalının kalan 80.000 TL'lik borcu davacıya haber vermeden ödediğini, akabinde dava konusu bağımsız bölümü haber vermeden kendi ihtiyacı için ipotek ettirdiğini ve taşınmazı iade etmediğini ileri sürerek, dava konusu 3 numaralı bağımsız bölümün davalı adına tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı tarafından davacıya dava konusu taşınmazla ilgili ecrimisil ve haksız işgalin sona erdirilmesi açılan davanın sürüncemede bırakılması amacıyla davanın açıldığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava konusu taşınmazı ekonomik olarak zor durumda bulunduğu dönemde kredi çekilebilmesi amacıyla davalıya devredildiğini iddia etmişse de dava konusu taşınmazın satışının üzerinden makul bir zamanın geçmesinden sonra evin ipotek edildiği ve dosya kapsamında davacının iradesinin fesada uğratıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, dava konusu taşınmazın devrindeki amacın bankadan kredi çekmek olduğunu, gerçek bir satışın bulunmadığını, davalının taşınmazı iadeye yanaşmadığı gibi taşınmaz üzerinde ipotek tesis ettirdiğini, taşınmazın davalıya temlik tarihi ile ipotek tarihi arasında 20 gün bulunduğunu, bu sürenin makul olduğunu, taşınmazın davalıya devrinden sonra da davacı tarafından kullanıldığı ve hala kullanılmaya devam ettiği, taşınmaz devri sırasında davalının vekili olan davacının oğlu ...'nın devir sırasında para alışverişi olmadığını beyan etmesine rağmen bu hususun İlk Derece Mahkemesince dikkate alınmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hakimin davacının bildirdiği maddi olaylar ve talep konusu ile bağlı olsa da hangi hukuki nedene göre karar vereceğini kendisinin tayin ettiğini, somut olayda İlk Derece Mahkemesince ön inceleme duruşmasında dava konusu taşınmazın devrinde hile bulunup bulunmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlığın bulunduğunun tespit edildiği, bu tespitin davacı vekilince imzalandığı, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde de hileye dayandığını ifade ettiği, İlk Derece Mahkemesince hileye dayalı olarak yapılan yargılamanın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava dilekçesi içeriğinden inançlı işlem hukuki nedenine dayanıldığını, bu hususun tanık olarak dinlenen dava konusu taşınmazın tapuda devri sırasında davalının vekili ...'nın beyanlarından da anlaşıldığını, hem İlk Derece Mahkemesince hem de Bölge Adliye Mahkemesince hileye dayalı olarak değerlendirme yapılmışsa da bu değerlendirmelerin soyut olduğunu ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Ön inceleme duruşması" başlıklı 140. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür."

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde davanın inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davası olmadığını, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu açıkça beyan ettiği, İlk Derece Mahkemesi'nin 28.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında "Tarafların iddia ve savunmaları ile sulh faaliyetleri çerçevesinde anlaşamadıkları hususların; ... ilçesi ... Mahallesi 100 ada 11 parselde kayıtlı 2. kat 3 no.lu bağımsız bölümün davalıya yapılan devrinde hilenin mevcut olup olmadığı hile olduğu takdirde tapu iptali ve tescil koşullarının oluşup oluşmadığı noktasından ibaret olduğunun tespitine ve ön inceleme duruşması sonucunda düzenlenen tutanağın duruşmada hazır bulunan taraflarca birlikte imza altına alınmasına karar verildi" şeklindeki tespitine davacı vekilince herhangi bir itiraz ileri sürülmeden imzalandığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince ve Bölge Adliye Mahkemesince hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak tahkikatın yürütülmesinde ve sonuçlandırılmasında HMK. m. 140/3 son cümle uyarınca herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.