Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7239 E. 2024/971 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitinden sonra açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro mahkemesinin kararının kesinleşme tarihinden itibaren dava açma süresinin geçtiği ve 2006 yılındaki tapu tescilinin açıklayıcı nitelikte olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

...

...

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 3669 ada 18 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında davalılar adına tespit edildiğini ancak esasen miras bırakanları ...’ın taşınmazı ...'tan satın alarak üzerine ev yaptığını ve 1955 yılından itibaren 56 yıl kullanıldığını, ölümünden sonra ise taşınmazda eşinin ikamet etmeye devam ettiğini, eşinin ölümünden sonra da davacı ...'ın kullandığını, davacıların kullanımına davalıların herhangi bir itirazının söz konusu olmadığını, aboneliklerin ve emlak vergilerinin ... tarafından ödendiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir.

2.Birleştirilen davada davacılar vekili aynı iddialara dayanarak asıl davada dava tarihinde ölü bulunan davalılar ..., ..., ..., ... ve ... mirasçılarına husumet yönelterek davaların birleştirilerek görülmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... kayyımı ... Defterdarı vekili cevap dilekçesinde taşınmazın davalı adına hükmen tescil edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu taşınmazın kadastro tespitinin Kadastro Mahkemesinin 1991/1445 Esas, 1997/126 Karar sayılı ilamı ile 24.04.2001 tarihinde hükmen kesinleştiği, 2006 yılında yapılan tescil işleminin açıklayıcı nitelikte olduğu, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında düzenlenen hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazda bulunan evin 1955 yılından itibaren 60 yıllık süre boyunca davacıların mirasbırakanları tarafından kullanıldığını, davacılar lehine Türk Medeni Kanunu'nun 713 ve devamı maddelerine göre mülk edinme koşullarının gerçekleştiğini, bu tarihten sonra yapılan tescil işleminin hükümsüz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli 3669 ada 18 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 510 ada 125 parsel sayılı taşınmazın malik hanesi boş şekilde Kocaeli Şehir Kadastrosuna gönderildiği, Kocaeli Şehir Kadastrosunun 1958/25 Esas 1969/15 Karar sayılı ilamı ile 510 ada 125 parselin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., ... ve ... adlarına tesciline karar verildiği, Kocaeli Kadastro Mahkemesinin 1991/1445 Esas 1997/126 Karar sayılı ilamının içerisinde yer alan Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 1990/11359 Esas 1991/5154 Karar sayılı ilamıyla sabit olduğu üzere Kocaeli Şehir Kadastrosu tarafından verilen kararın kesinleştiği, yargılama sırasında dava konusu yerde şuyulandırma yapılarak 3669 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davalı olarak bırakıldığı ve davaya konu bu taşınmazın kesinleşen karar doğrultusunda tapuya tescil edildiği, 510 ada 125 parsel sayısı taşınmazın kadastro tespitinin Mahkemenin kesinleşme tarihi olarak kabul ettiği 24.04.2001 tarihinden önce Kocaeli Şehir Kadastrosunun 1958/25 Esas 1969/15 Karar sayılı kararı ile kesinleştiği ve eldeki davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı, 2006 yılında yapılan tescil işleminin açıklayıcı nitelikte olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlamış, davacıların kullanımına 1955 yılından beri davalılar tarafından itiraz edilmediğini, verilen kararın haksız olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dava ve istinaf dilekçelerindeki hususları tekrarlamıştır.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinden, davaya konu 3669 ada 18 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 510 ada 125 parsel sayılı taşınmazın malik hanesi boş olarak tespit edildiği, Kocaeli Şehir Kadastro Mahkemesinin 18.07.1969 tarihli ve 1958/25 esas 1969/15 karar sayılı ilamı ile 510 ada 125 parselin davalı tapusunun kapsamında olmadığı gerekçesiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., ... ve ... adlarına tesciline karar verildiği, çok sayıda taşınmazın konu edildiği davada hükmün Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 1970/7763 Esas, 1970/7548 Karar sayılı ilamıyla araştırmaya yönelik olarak bozulduğu, bozma ilamı sonrasında 510 ada 125 parsel hakkında yeniden kurulan hükmün temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozma öncesinde bu taşınmaz hakkında verilen önceki hükmün davalılar tarafından temyiz edilmediği ve usuli kazanılmış hak kuralının ihlalinin söz konusu olduğu gerekçesiyle bozma kararı verildiği, bunun üzerine Kocaeli Kadastro Mahkemesince verilen 19.06.1997 tarihli ve 1991/1445 Esas, 1997/126 Karar sayılı karar ile 510 ada 125 parsel hakkında verilen 18.07.1969 tarihli ve 1958/25 Karar sayılı kararın geçerli olduğu ve yeniden karar verilmesine yer bulunmadığına karar verildiği, verilen bu kararın 24.04.2001 tarihinde kesinleştiği, asıl ve birleştirilen davaların 10.06.2011 ve 24.11.2014 tarihlerinde hak düşürücü süreden sonra açıldığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 368,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...