"İçtihat Metni"
MAHKEMES :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/246 E., 2022/193 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali tescil, bedel ve tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın kabulüne, birleştirilen davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; ek kararla hüküm tamamlanmıştır.
Mahkeme kararı asıl davada taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacılar, mirasbırakanları ...'nin 11, 120, 122, 156, 20, 22, 244, 58, 792, 794, 81, 796 ve 799 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile davalı ...'a, ......,'ın da muvazaalı olarak davalı ...'e devrettiğini ileri sürerek dava konusu 11 parça taşınmazın davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, 22 ve 81 parsel sayılı taşınmazlar 3. kişilere devredildiğinden bu taşınmazların bedelinin tahsiline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
2.Birleştirilen davada davacılar, asıl davaya konu 120, 156 ve 244 parsel sayılı taşınmazların satışı ile davalı ...'ye 98 ada 136 parseldeki 14 no.lu bağımsız bölümün alındığını ileri sürerek anılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise, bunun da mümkün olmaması halinde bedele karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalılar, mirasbırakanın daha önce davalı ...'e karşı açtığı davanın reddedildiğini, kesin hüküm nedeniyle eldeki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı ...'ın dolaylı temsilci olarak hareket ederek taşınmazları davalı ... adına devraldığını, bu nedenle davalı ...'a husumet yöneltilemeyeceğini, iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
2.Birleştirilen davada davalı ..., dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.07.2013 tarihli ve 2010/302 Esas, 2013/345 Karar sayılı kararıyla, mirasbırakan tarafından açılan Şile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/45 E., 2006/208 K., sayılı davasının eldeki davada kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 11.02.2016 tarihli ve 2015/17811 Esas, 2016/1530 Karar sayılı kararıyla, "...Mahkemece kesin hüküm olarak nitelendirilen mirasbırakan ... tarafından...ve ......, aleyhine Şile Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2005/45 Esas, 2005/208 Karar sayılı davada dayanılan hukuki sebebin iradenin fesada uğratılmasına yönelik olduğu, eldeki davada ise dayanılan hukuki sebebin muris muvazaası olduğu, öte yandan eldeki davanın mirasçılar ........,.....,.......,......, ve ... tarafından davalı ........, ve... aleyhine açıldığı dolayısıyla taraflarının da faklı olduğu bu nedenlerle Şile AHM.'nin 2005/45 E. sayılı davanın eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturmayacağı açıktır... işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda tarafların ileri sürdükleri delillerin toplanması, gerekli değerlendirmenin yapılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere davanın kesin hüküm nedeni ile reddine karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin 21.09.2018 tarihli ve 2016/302 Esas, 2018/296 Karar sayılı kararıyla; asıl davada temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile 8 parça taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescil isteminin, 2 parça taşınmaz yönünden bedel isteminin kabulüne, davalı ... bakımından ise davanın husumetten reddine, dava konusu 14 no.lu bağımsız bölüm mirasbırakan tarafından temlik edilmediğinden birleştirilen davanın reddine, karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili ile davalı ... vekili süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 16.03.2021 tarihli ve 2019/64 Esas, 2021/1474 Karar sayılı kararıyla, "... Davacıların birleştirilen dava yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA,...Asıl davaya gelince; Mahkemece, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı saptanarak 11, 20, 58, 120, 792, 794, 796 ve 799 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal ve tescil isteminin; 22 ve 81 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise bedel isteminin kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır...Davacıların ve davalı ...'in diğer temyiz itirazlarına gelince;...Asıl davaya konu 156, 244 ve 120 parsel sayılı taşınmazlar yönünden HMK'nın 297/2 maddesine aykırı olarak olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmadığı gibi ara malik olan davalı ...'ın muvazaalı işlemin tarafı olduğundan hakkındaki dava reddedilmeksizin yargılama giderlerinden son malik ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği dikkate alınmaksızın hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi de doğru değildir. Kabule göre ise, mirasbırakan ...'ye ait veraset ilamında yer alan davacıların payları oranında iptal tescile ve kalan payın davalı ... üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, infaz aşamasında davalı ... yönünden edinme sebebi değiştirilerek hükmen kayıt oluşturacak şekilde davalı payı bakımından yeniden tescil hükmü kurulması doğru olmadığı gibi, 11, 20, 58, 120, 792, 794, 796 ve 799 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının davacıların miras payları oranında iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesine rağmen, hükümde davacıların miras payı belirtilmeksizin veya veraset ilamına atıf yapılmaksızın infazda tereddüt oluşturacak şekilde tapuya tescile kararı verilmesi de isabetsizdir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27.05.2022 tarihli ve 2021/246 Esas, 2022/193 Karar sayılı kararıyla, birleştirilen davada, davanın reddine dair verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına; asıl davada, muvazaa olgusunun gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalı ... adına kayıtlı taşınmazlar yönünden davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescile, ......, tarafından 3. kişilere devredilen 20, 82, 120, 156 ve 244 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davacıların miras payları oranında bedele hükmedilmiş; davacılar vekilinin talebi üzerine, gerekçeli kararda sehven unutulduğu belirtilen hükmün ferileri yönünden 22.07.2022 tarihinde verilen ek karar ile hükmün tamamlanması yoluna gidilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalılar... ve...vekili asıl dava yönünden temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili, dava konusu 8 parça taşınmaz bakımından davacıların payları oranında iptal tescile karar verilmesinin doğru olduğunu ancak taşınmazların mevkisi olarak yalnız "Şile" yazıldığını, "Teke Mahallesi" yazılmadığını, bu hususun infazda tereddüt yaratabileceğini, bu yönden hükmün düzeltilerek onanabileceğini, 3. kişilere devredilen 5 parça taşınmaz bakımından bedele hükmedilmesinin de doğru olduğunu ancak 120, 156 ve 244 parsellerin bilirkişi raporunda dava tarihi itibari ile belirlenen zemin ve ağaç değerlerinin Mahkemece yanlış ve eksik yazıldığını, kaldı ki bu 5 parça taşınmazın değerinin bilirkişiler tarafından da çok düşük belirlendiğini, yeni bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak taşınmazların günün ekonomik koşullarına göre güncel değerlerinin tespit edilmesinin gerektiğini ileri sürerek belirtilen yönlerden hükmün bozulmasını istemiştir.
2. Davalılar ....., ve... vekili, hak düşürücü süre itirazlarının incelenmediğini, hükmü açıklamaya elverişli ve hukuken doyurucu bir gerekçe yazılmadığını, Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/45 Esas sayılı dosyasında verilen kararın eldeki davada kesin hüküm ve güçlü delil oluşturduğunu ve satışın
gerçek satış olduğunu gösterdiğini, tanık beyanlarının somut gerçeği yansıtmadığını, taşınmazların devrinde muvazaa bulunmadığını, hükmedilen harç ve yargılama giderlerinin yanlış ve mükerrer olduğunu, her iki davalı için ayrı gider çıkartılmasının hukuk ve mantık kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, davacıların talebi olmaksızın gerekçeli karara hükmün tamamlanması yoluyla harç ve yargılama giderlerine ilişkin bent eklenmesinin kabul edilemeyeceğini, HMK'nın 305/A maddesinin uygulanabilmesi için talep gerekli olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Temyize konu asıl dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı miras payı oranında tapu iptali tescil, bedel ve terditli tenkis isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297 nci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve bozma kararının gerekçelerine göre Mahkemece asıl davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
2. Dava konusu 22, 81, 120, 156 ve 244 parsel sayılı taşınmazların dava tarihindeki keşfen saptanan toplam değeri olan 523.940,00 TL üzerinden her bir davacının miras payına (1/5) 104.788,00 TL isabet etmekte olup Mahkemece bu taşınmazlar bakımından her bir davacı lehine 106.825,75 TL bedele hükmedilmesi doğru değil ise de bu husus davalılar tarafından açıkça temyize getirilmemiş olup temyize gelen davacılar bakımından aleyhe bozma yasağı kapsamında kaldığından bozma nedeni yapılmamıştır.
3. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Öte yandan Devletin sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Mahkemece, tapu kayıtlarının iptali ile tesciline karar verilen dava konusu taşınmazların bulundukları il, ilçe, mahalle bilgilerinin hükümde yer alması gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru değildir.
4. Ara malik tapu kayıt maliki değil ise de, muvazaalı eylemi diğer davalı kayıt maliki ile birlikte gerçekleştiren kişi olup, eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu ve davanın kabulü halinde yargılama gideri ve harç gibi hükmün ferilerinden müteselsilen sorumlu olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda, ara malik olan davalı ...'ın, muvazaalı işlemin tarafı olduğundan yargılama giderlerinden diğer davalı ... ile müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken bu husus gözardı edilerek hükmüne uyulan bozma kararına aykırı olacak şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
5. Ne var ki anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Asıl davada taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Mahkeme kararının hüküm kısmının 2. bendine "Dava konusu" ibaresinden sonra gelmek üzere; "İstanbul ili, Şile ilçesi, Teke Mahallesi" ibaresinin eklenmesine,
3. Mahkeme kararının hüküm kısmının 6., 7. ve 8. bentlerinin hükümden tümden çıkartılarak yerlerine;
" 6-Asıl davada alınması gereken 57.303,07 TL'den peşin alınan 742,50 TL ile tamamlama harcı olarak alınan 20.470,00 TL'nin mahsubu ile bakiye 36.090,57 TL'nin davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Asıl davada A.A.Ü.T gereğince 58.993,40 TL vekalet ücretinin davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacılara verilmesine,
8-Asıl davada davacı tarafça karşılanan 742,50 TL peşin harç, 20.470,00 TL tamamlama harcı, 17,15 TL başvurma harcı, 170,80 TL keşif harcı, 13.800,66 TL temyiz harçları ve 2.214,30 TL dosya masrafı olmak üzere toplam 37.415,41 TL yargılama giderinin davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine," cümlelerinin yazılmasına,
Taraf vekillerinin değinilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.