Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7375 E. 2023/7261 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kooperatifin, kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmaz ve deniz yüzeyini işgal ederek elatma yaptığı iddiasıyla Hazine tarafından açılan elatmanın önlenmesi ve yıkım davasında, davalı kooperatifin iddialarının geçerliliğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kooperatifin iddia ettiği kiralama sözleşmesinin ve ecrimisil ödemelerinin, Anayasa'nın 43. maddesi ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca kamu yararına ayrılan kıyı kenar çizgisi içindeki alanların özel mülkiyete konu edilemeyeceği ve herhangi bir anlaşmaya tabi tutulamayacağı gözetilerek, davalı kooperatifin temyiz itirazlarının reddine ve mahkemenin elatmanın önlenmesi ve yıkım kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/407 E., 2022/89 K.

HÜKÜM/ : Kabul

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili, Muğla ili, Bodrum ilçesi, ... Beldesi, ... mevkiinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmaz ve deniz yüzeyinde İdarece yapılan denetim ve tespitler neticesinde davalı tarafından beton dolgu iskele, mendirek, kayraktaşı döşeme iskelesi, mendirek oturma terası, kayraktaşı kaplı şemsiye şezlong alanı ile beton dolgu yapılmak ve kullanılmak suretiyle işgal edildiğinin tespit edildiğini, davalı kooperatif yetkililerinin kıyı kenar çizgisi ve deniz yüzeyine müdahale ettiğini ileri sürerek müdahalenin önlenmesine, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan yapıların kâl’ine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı kooperatif vekili, dava konusu alanın kullanımı ile ilgili İdareden gerekli izinlerin alındığını, ecrimisil bedellerinin ödendiğini, halen de ödemeye devam ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Bodrum 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2011 tarihli ve 2008/491 E., 2011/348 K. sayılı kararıyla; davaya konu yapıların kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 25.01.2012 tarihli ve 2011/11943 E. 2012/507 K. sayılı kararıyla; “...3621 sayılı Yasa'nın 6 ncı maddesinin ilk fıkrasında; kıyılarda ne tür yapılanmanın mümkün olmadığı belirtilirken, 2 nci fıkrasında ise bu yerlerde uygulama imar planı gereğince iskele, liman, barınak, yanaşma yeri, rıhtım gibi yapı ve tesislerin yapılabileceği kabul edilmiştir. Anılan madde hükmünde de vurgulandığı üzere, söz konusu yapılanmanın hukuken korunabilmesi, kıyıda uygulama imar planının karar altına alınması ve uygulamaya geçilmesi ile mümkündür. Diğer taraftan “doldurma ve kurutma yoluyla, arazi ve bu araziler üzerinde yapılabilecek yapılar” başlıklı 7 nci maddesinde denizden doldurma ve kurutma yapmak bir takım usuli işlemlere ve izinlere bağlanmıştır. Hal böyle olunca; davaya konu yapılanma bakımından Kıyı Yasası'nın yukarıda değinilen hükümleri çerçevesinde tüm koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin açıklığa kavuşturulması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Bodrum 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.11.2019 tarihli ve 2012/257 E., 2019/618 K. sayılı kararıyla; 10.04.2019 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli 2 numaralı krokide kalan yapıların kıyı kenar çizgisinde kaldığı gerekçesiyle bu alanda kalan yapıların kâl’i ile müdahalenin men’ine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine ve davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.03.2021 tarihli 2021/277 Esas, 2021/1750 Karar sayılı kararıyla; "Eldeki dava, kıyı kenar çizgisi nedeniyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu iddia edilen taşınmaza ilişkin el atmanın önlenmesi ve kâl isteğine ilişkindir. Mahkemece, taşınmazın idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi uygulanarak belirlenen çizginin içerisinde kalan bölümler için el atmanın önlenmesine ve kâl'e karar vermesi gerekirken bilirkişi heyetince tespit edilen kıyı kenar çizgisi içerisinde ve ön izin sözleşmesinin dışında kalan alanlar dikkate alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. Her ne kadar Mahkemece, Bodrum Kaymakamlığı’nın 12.06.2017 tarihli yazısına göre, dava konusu için bilirkişi heyetince tespit edilen kıyı kenar çizgisi içerisinde ve ön izin sözleşmesinin dışında kaldığı 14.09.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda tespit edilerek belirlenen bölümler için davanın kabulüne karar verilmiş ise de, az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan söz konusu alanlar herhangi bir anlaşmaya tabi olamayacaktır. Hal böyle olunca, Mahkemece taşınmazın idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi içinde kalan bölümleri belirlenerek oluşacak sonuca göre davacı tarafın müdahaleli olduğu iddia edilen alanlara ilişkin taleplerinin Anayasa'nın 43 ve 3621 sayılı Kıyı Yasası'nın 5 inci maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçeler ile davanın kabulüne kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bozma nedenlerine göre davacı vekilinin vekalet ücreti ile davalı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelen temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek duyulmamıştır." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/407 E., 2022/89 K. sayılı kararıyla; 18.01.2021 havale tarihli kök bilirkişi raporu ile 27.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen ve kök rapor ekindeki krokide yer alan kısımlar yönünden davanın kabulü ile davalının bu kısımlara yönelik elatmasının önlenmesi ile yapıların kâl’ine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu yerin bir kısmının usulünce yapılan İdari başvuru neticesinde İdareden kiralandığını ve ecrimisil bedelinin ödendiğini, davalı ve davacı İdare arasında tesis edilen kiralama işlemine dayalı olarak bahse konu yerin kullanıldığını, hukuka aykırı olarak tesis edilmiş yapıların kullanımının söz konusu olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca açılan elatmanın önlenmesi ile yıkım istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. T.C. Anayasası'nın 43 üncü maddesi,

2. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 inci ve 6 ncı maddeleri,

3. 28.11.1997 tarihli ve 1996/5 E., 1997/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bodrum 3.Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 5.799,84 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.