"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı vekili; ... mevkiinde kain yaklaşık 3.000 m2 lik taşınmazın 20 yılı aşkın bir zamandır davacının zilyetliği ve tasarrufunda olduğunu, taşınmaza ev yapıldığını ve meyve ağaçları dikildiğini, taşınmazın 21.11.2005 tarihinde 685 parsel numarası ile Hazine adına idari yoldan kaydedildiğini, davacının 1970 yılından bu yana zilyetliğinin nizasız ve fasılasız devam ettiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuşlardır.
III. YARGILAMA SAFAHATİ VE MAHKEME KARARI
1-Anamur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.12.2008 tarih, 2008/213 Esas, 2008/696 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın imar planı kapsamında kalması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri uyarınca iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2-T.C. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 20.02.2020 tarih, 2020/695 Esas, 2020/713 Karar sayılı kararıyla; 685 sayılı parselin Hazine adına tesciline ilişkin tapu belgeleri getirtilerek kaydın oluşum nedeninin ve davacının belirttiği kısmın 685 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalıp kalmadığı hususlarının belirlenmediği, davanın kadastro sonucu oluşan tapu kaydının iptali mi yoksa idari yoldan Hazine adına oluşan kaydın iptali istemine ilişkin mi olduğu kesin olarak açıklığa kavuşturulmadığı, taşınmazda imar uygulaması yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise imar uygulamasının kesinleştiği tarihin belirlenmediği, araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3- Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın 1.728,76 m2 miktarında olup kadastro tespitinin 1967 tarihinde başladığı, çalışmaların 1969 tarihinde tamamlandığı, davaya konu taşınmaz ve 685 parsel sayılı taşınmazın içinde bulunduğu 128.000,00 m2 lik taşınmazın kargir ev ve tarla vasfıyla 433 parsel numarasıyla Tapuluma Kanunu'nun 13 üncü maddesi gereğince malik hanesi açık bırakılarak tespit gördüğü, Anamur Tapulama Mahkemesi'nin 16.10.1979 tarih, 1974/175 Esas, 1979/216 Karar sayılı kararıyla 43.100,00 m2 bölümün kültür arazisi vasfında olmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bir yer olduğu gerekçesiyle tapulama dışı bırakılmasına karar verildiği, 09.11.1981 tarih ve 1929 yevmiye numarasıyla tapu kütüğüne tescil edildiği, 755 ve 760 (eski 685) parsel sayılı taşınmazın Mal Müdürlüğü'nün 05.11.2004 tarih ve 754 sayılı oluruyla 21.11.2005 tarih, 4674 yevmiye numarasıyla Hazine adına tapuya tescil edildiği, davaya konu taşınmazın tescil harici tapusuz taşınmaz vasfında olduğu, mera ve orman kaydının bulunmadığı, 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde kaldığı, imar planın 27.09.2000 tarih ve 21 sayılı karar ile onanmış olduğu, 2000 tarihinden geriye doğru yirmi yıl öncesi olan 1980 yılında imar ve ihyasının tamamlanması gerektiği, 1981, 1986, 1990 yıllarına ait hava fotoğraflarında bilirkişi raporunda "A" harfi ile gösterilen 1.728,76 m²lik alanda seyrek taşlık ve çalılıkların bulunduğu, tarımsal faaliyetin olmadığı, tarımsal faaliyete ilişkin emarelerin bulunmadığı, imar planı kapsamında bulunan taşınmazların zilyetlikle kazanılmasının da mümkün bulunmadığı, imar ihya ile iktisap koşulları oluştuktan sonra taşınmazın imar planı kapsamına alınmasının mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayacağı, ilk imar planının yapıldığı 2000 yılına kadar davacı yararına 20 yıllık zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacının davasının reddi ile taşınmazın tarla vasfında davalı Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın, açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesinin gerektiğini, davanın açıldığı tarihte imar uygulamalarının olmadığını, davacının zilyet ve kullanıcı olduğunu, imar-ihya edildiğini, taşınmazın Hazine adına tescili sebebiyle davacı tarafından tapu iptal ve tescil davası açıldığını, taşınmazın 30 senedir davacı ve babası tarafından kullandığından idari yoldan tescilin hatalı olduğunu, bozma kararına aykırı tespitler yapıldığını, davanın reddinin doğru olmadığını belirtmiş, davacı asıl ek temyiz dilekçesinde; mahalli bilirkişi ve tanıkların lehine ifadede bulunduğunu, 1980 tarihinden beri zilyetliğinin olduğunu, idari işlemin kıymetinin bulunmadığını, bilirkişi raporlarına itiraz ettiklerini ve ek raporun düzenlendiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi
3. Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, bozma ilamına, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Davacı tarafın yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA;
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
05.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...