"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin önceki tarihli kararının, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay
7. Hukuk Dairesinin 01.10.2012 tarihli ve 2012/2970 Esas, 2012/6574 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili, çekişmeli 107 ada 13 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın 1963 yılında yapılan Toprak Tevzii çalışmaları sonucunda 53 nolu Toprak Tevzii Komisyonunca 4753 ve 5618 sayılı yasa hükümlerine dayanılarak Hazine adına tespit edilen 85 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydı kapsamında bulunduğunu, dava konusu taşınmazın Hazinenin mülkiyetinde olduğunu, 1936 yılında bu yana nizasız ve fasılasız olarak hazinenin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu beyan ederek tapu iptali ve tescili isteğiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalılar aşamalardaki beyanlarında, açılan davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazın 70 yılı aşkın bir süredir davalıların zilyet ve tasarrufunda olduğunu, davalıların ve öncesinde evveli zilyetlerin eklemeli bir şekilde fasılasız ve nizasız malik sıfatıyla zilyetliklerinin devam ettiğini, hazinenin taşınmaz üzerinde tasarrufunun bulunmadığını beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/12/2010 tarihli ve 2009/488 Esas, 2010/478 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın mera veya kamuya tahsisli yerlerden olmadığı, olaylara dayalı tanık, mahalli bilirkişi beyanından, davalı ve bayilerinin zilyetliğinin eylemli olarak seferberlik yıllarından başlayarak kesintisiz ve çekişmesiz olarak hazine tapusunun oluştuğu 07.11.1963 tarihine kadar devam ettiği, bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddeleri ile Medeni Kanunun 713. maddelerinde belirlenen kazanma koşullarının davalılar yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 01.10.2012 tarihli ve 2012/2970 Esas, 2012/6574 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, öncelikle belirtmelik tutanağında bahsi geçen ve davalı tarafın bayii adına tapuda kayıtlı K.Sani 308 tarihli 25 sayılı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri varsa haritası, tapu kaydı ve 1937 tarihli 66 ve 67 tahrir sayılı vergi kayıtları revizyon görmüş ise revizyon gördüğü parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri, getirtilerek dosyada tüm deliller toplandıktan sonra taşınmaz başında elverdiğince yaşlı, taraflarla akrabalığı olmayan yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve teknik bilirkişi katılımı ile keşif yapılması, keşifte yerel bilirkişiler yardımı ile K.Sani 308 tarihli ve 25 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak, hudutları zeminde belirlenerek teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmesi, kaydın haritası varsa kapsamı haritasına göre, haritası yoksa kayıt hudutları gayri sabit olduğundan miktarına göre kapsamının belirlenmesi, tapu kaydı kapsamı belirlenirken söz konusu kaydın revizyon gördüğü parseller nazara alınması, aynı şekilde belirtmelikte uygulanan vergi kayıtları da uygulanarak kapsamının belirlenmesi, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte kim veya kimler tarafından ne suretle ve ne zamandan beri kullanıldığı, taşınmazın kanunları uyarınca devlete kalan taşınmazlardan olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, teknik bilirkişiden keşfi takibe imkan verir ve uygulanan kayıtların kapsamını gösterir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, öte yandan davalı tarafın dayanağı tapu ve vergi kayıtlarının miktar fazlası bakımından davanın dayanağını oluşturan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmü uyarınca davalı taraf adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit edilip edilmediği Tapu Sicil, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, taşınmazın yüzölçümü dikkate alındığında tapu ve vergi kayıtlarının miktar fazlası bölümü üzerinde zilyetlikle bir çalışma alanında en fazla kuru toprakta 100 dönüm kazanılabileceği dikkate alınarak gerektiğinde davalı tarafa tercih ... sorulması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi...” gereğine değinilerek önceki tarihli hüküm bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.02.2022 tarihli ve 2012/449 Esas, 2022/108 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanları ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde davalıların ve evveli zilyetlerin yararına eklemeli biçimde davaya konu taşınmaz üzerinde Hazinenin tutunduğu tapu kaydının tesis edildiği tarihten öncesinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddeleri ile Medeni Kanunun 713. maddelerinde belirlenen 20 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, davalının taşınmaza uzun yıllardan beri zilyet olduğuna dair iddiasını vergi kayıtlara ile ispat etmesi, ayrıca eklemeli zilyetliğe dayanan davalının zilyetliğin kendisine naklini somut belgelerle kanıtlaması gerektiği, öte yandan davalı yararına zilyetlikten tespit edilen taşınmazlar belirlenip belgesiz araştırmasının sağlıklı yapılmadığını, dava konusu taşınmazın Hazinenin mülkiyetinde olduğu ve davalı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddeleri ile Medeni Kanun'un 713. maddelerinde belirlenen kazanım koşullarının davalı yararına oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
Aynı Yasa'nın 46/1. maddesi, "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar, bu Kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur" hükmünü içermektedir.
Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 33/3. maddesindeki yollama nedeniyle genel hüküm niteliğini alan ve genel hükümlere göre açılan davalarda da uygulanması gereken 20. maddesinde kayıt ve belgelerin kapsamının ne şekilde tayin edileceği düzenlemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesine göre tapu kayıtlarının kapsadığı yer tayin edilirken, tapu kayıtlar ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunacağı hüküm altına alınmıştır.
3402 sayılı Kanunun 20/B maddesinde harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ise bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise sınır yerlerine itibar edilerek kapsamının belirleneceği düzenlenmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun “kayıt ve belgelerin kapsamını tayin” başlığını taşıyan 20/C maddesi hükmüne göre; “harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlardan gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır” şeklindedir. Gerçekten de belgenin birbiri ile bağlantısız, değişmeye ve genişletilmeye elverişli sınırları göstermesi halinde kayıtların kapsamının miktarına göre belirlenmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle; tapu kaydı sabit sınırlı değilse kayıt üzerinde yazılı olan miktar kadar geçerlidir ve kapsamı da bu miktara eşit şekilde tayin edilmelidir.
3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, davalı ve bayilerinin zilyetliğinin eylemli olarak kesintisiz ve çekişmesiz şekilde Hazine tapusunun oluştuğu 07.11.1963 tarihine kadar devam ettiğinin, bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddeleri ile Medeni Kanunun 713. maddelerinde belirlenen kazanma koşullarının davalılar yararına oluştuğunun anlaşılmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.