Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7571 E. 2023/6060 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, mahkemenin eksik harçla ve gerekçesiz karar vermesi nedeniyle yapılan temyiz başvurusu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, keşif yapılmış olmasına rağmen harcı tamamlatmadan ve Anayasa ile HMK’nın aradığı anlamda gerekçeli karar verme yükümlülüğüne aykırı hareket ederek karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek, bozma kararı verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/220 E., 2022/281 K.

DAVACILAR : ..., ..., ... vekilleri Avukat ..., Avukat ...

DAVA TARİHİ : 12.11.2013

HÜKÜM/KARAR : Davanın Reddine

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.10.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...'in 1054 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölümü kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak tek oğlu olan davalıya devrettiğini, mirasbırakanın şirketleri ve yüklü bir mal varlığı olduğunu ileri sürerek taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde faizi ile birlikte tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakanın paraya ihtiyacı olduğu için taşınmazı devrettiğini ve devir ile kredi temin edilerek taşınmaza ipotek tesis edildiğini, bu paranın mirasbırakanın ihtiyaçları ve şirketi için kullanıldığını, mirasbırakan ile arasının açık olduğunu, onun kendisine karşılıksız mal vermesinin mümkün bulunmadığını, muvazaalı bir devirin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 24.05.2016 tarihli ve 2013/635 Esas, 2016/179 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakanın davacıları zararlandırma kastı bulunmadığı, yapılan tasarrufun tenkise tabi olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 17.02.2021 tarihli ve 2021/371 Esas, 2021/881 Karar sayılı kararı ile “… davacı tarafın bildirdiği tanıkların HMK'nın 243 üncü maddesinde gösterilen şekilde dinlenilmesi, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması” gereğine değinilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemece yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen karar ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri duruşma istemli temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçelerinde özetle, süresinde cevap dilekçesi verilmediğini, tanık ve delil sunmalarına muvafakatleri olmadığını, bozma kararı doğrultusunda delilleri toplanılmadan karar verildiğini, kararın gerekçesiz olduğunu, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, maddi durumu iyi olan mirasbırakanın ölmeden bir ay önce dava konusu taşınmazı davalı tek oğluna temlik ettiğini, bedeller arasında aşırı fark olduğunu, mirasbırakanın kızının tanık olarak dinlenildiğini, beyanlarının dikkate alınmadığını, denkleştirme yapılıp yapılmadığının tüm mal varlığı araştırılması suretiyle incelenmesi gerektiğini, davalının oğluna karşı açtıkları davanın celp edilip incelenmemesinin bozma nedeni olduğunu, hukuk güvenliği ve hukuk devleti açısından aynı olay nedeniyle farklı kararlar verilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

2. Davalı temyiz dilekçesinde özetle, taşınmazın değerinin tespit edilmesine rağmen harcın tamamlanmadığını, taşınmazın değeri gözetilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın düzeltilerek onanmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30 uncu ve 32 nci maddeleri,

2. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası,

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297 nci maddesi,

4. 07.06.1976 tarihli ve 1976/3-4 Esas, 1976/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğinden, davanın 12.11.2013 tarihinde 5.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığı, aşamada dava konusu taşınmazın mahallinde yapılan keşif sonucunda dava tarihindeki değerinin 259.254,96 TL olarak tespit edildiği, davacıların payları oranında talepte bulundukları, toplam miras paylarına (3/9) isabet eden değerin ise 86.418,32 TL olduğu, Mahkemece harç ikmal edilmeden davanın sonuçlandırıldığı görülmüştür.

2. Yukarıda belirtilen ilgili hukuk uyarınca bir mahkeme kararında; tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.

3.“ Gerekçe, hâkimin tespit etmiş olduğu (sabit gördüğü) maddî vakıalar ile hüküm fıkrası (sonucu) arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde, sabit görülen vakıalardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebep (veya sebepler), başka bir deyimle, hükmün dayandığı hukukî esaslar açıklanır. ... Hâkim, tarafların kendisine sundukları ve (tahkikat sonucunda) sabit gördüğü maddî vakıaların hukukî niteliğini (hukukî sebepleri) kendiliğinden (resen) araştırıp (m.33) bularak, hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hâkim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendi kendini denetler. İstinaf mahkemesi ve Yargıtay da, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. ...Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. ... Hukukî dinlenilme hakkı, mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de içerir.” (Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, C.I, Ankara, İkinci Baskı, 2021, s.890-892)

4. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.

5. Zira tarafların o dava yönünden hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.

6. Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.

7. Gerekçeye ilişkin hükümler kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hâkimin gerek mahkeme kararlarının her türlü kuşkudan uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.

8. Somut olayda, Mahkemece keşif yapılmasına rağmen harcın tamamlatılmaması, diğer taraftan Anayasa'nın ve HMK'nın aradığı anlamda kararın hangi sebep ya da sebeplerle verildiğine ilişkin açıklama ve gerekçe içermemesi doğru değildir.

9. Hal böyle olunca, öncelikle 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30 uncu ve 32 nci maddeleri uyarınca, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değeri ve davacıların miras payları gözetilerek karşılık değer üzerinden harcın tamamlattırılması, ondan sonra Anayasa'nın ve HMK'nın aradığı anlamda gerekçe oluşturulmak suretiyle karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin değinilen yönler itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen/eden davacılar vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden/edilen davalıdan alınmasına, gelen temyiz edilen/eden davalı vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden/edilen davacılardan alınmasına,

İstek halinde yatırılan peşin temyiz harçlarının yatıranlara iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

31.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.