"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle;
kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 30.05.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan ...’ın maliki olduğu taşınmazlardaki imar işlemlerinin tamamlanması için yeğeni davalı ...’ı vekil tayin ettiğini, ...’ın anılan vekaletname ile mirasbırakanın sahibi olduğu yirmi parça taşınmazı muvazaalı olarak oğlu olan davalı ...’a temlik ettiğini, ...’ın da bu taşınmalardan dört tanesini davalı ...’a devrettiğini, ...’ın vekalet görevini kötüye kullandığını, ...’ın da muvazaalı olarak taşınmazların bir kısmını yakın arkadaşı olan İlban’a devrettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmazsa bedelin yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ... ve ... cevap dilekçelerinde, muris muvazaasının söz konusu olmadığını, vakletnamenin imar işleri için verilmediğini, imar işlemlerini mirasbırakanın bizzat yaptığını, mirasbırakan babası ile ilgilenmeleri, kendisine hastalığı süresince bakılması ve kardeşi ...’e verdiği taahhüdü yerine getirememesi nedeniyle mirasbırakanın isteği ile taşınmazların...’a devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eldeki davanın pay oranında açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar istinaf dilekçelerinde özetle; hükümden önce açılan terekeye temsilci atanması talepli davanın bekletici mesele yapılmaksızın davanın reddine karar vermenin usul hatası olduğunu, murisin eşi tarafından açılan davanın bekletici mesele yapılması taleplerinin reddedildiğini, murisin eşi ile husumetleri olduğunu, hukuki dinlenilme haklarının ihlal ettiğini, 11.10.1982 tarihli ve 1982/3-2 sayılı İBK gereği temsilci tayini talepli davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davanın usulden ret edilmesine rağmen bilirkişi raporu aldırarak harç ikmali için kesin süre verilmesinin usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğunu, tanık dinlenmesi talimat yazılması usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, kaldırma sebebi teşkil etmeyen hususlardaki hukuka aykırılıkların hukuki istikrar ve hukuk güvenliği ile sürpriz karar yasağı ilkeleri gereği hükümde belirtilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile murisin ölümünde terekenin elbirliği halinde olduğu, dava dışı mirasçıların bulunduğu, davanın görülebilirlik koşulu gözetildiğinde muristen alınan vekâletin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı ve üçüncü kişiye yöneltilen davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği, bu davanın pay oranında açılamayacağı, üçüncü kişiye yönelik açılan davalarda dava açıldıktan sonra terekeye temsilci atanması veya diğer mirasçıların muvafakatının alınması suretiyle dava şartındaki eksikliğin giderilmesinin mümkün olmadığı, davacı vekilinin terekeye temsil atanması için açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiği yönündeki istinaf itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı ... temyiz dilekçesinde özetle, ... 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/777 Esas ve 2022/267 Karar sayılı kararıyla tereke temsilcisi olarak ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/128 Esas sayılı davasında veya aynı konuda açılacak davalarda tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verildiğini, bu kararın Mahkemeye de sunulduğunu, 11.10.1982 tarihli ve 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereği davaya tereke temsilcisiyle devam etmenin mümkün olduğunu, tereke temsilcisinin yine bir kısım davacıların payı için talepte bulunması mümkün olması gerektiğini, hukuki dinlenilme hakkının açıkça ihlal edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin terekeyi bütün kabul etmesine rağmen miras hissesine göre kesinlik sınırı belirlediğini ve yalnızca bir mirasçı açısından temyiz yolunu açık tuttuğunu, terekeyi bir bütün kabul edecekse paylı mülkiyet esasında düşünmeksizin müddeabih üzerinden tüm davacılar açısından temyiz yolunun açık olması gerektiğini, kesin karar verilenler açısından Anayasa Mahkemesine hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gözetilerek başvuru yapılacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506 ncı maddesinde maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında tereke adına açılan ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (4721 sayılı ... Medeni Kanunu 640. md.) tartışmasızdır. Mirasçı olmayan kişiye karşı ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs hukuki nedenlerine dayalı miras payı oranında açılan tapu iptal ve tescil davasının dinlenme olanağının bulunmadığı, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye temsilci tayin edilerek yargılamaya devam edilmesinin de pay oranında açılan davanın dinlenmesini mümkün hale getirmeyeceği de açıktır.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.