Logo

1. Hukuk Dairesi2022/7755 E. 2023/5055 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı idarenin, davalı adına kayıtlı taşınmazın bir kısmının daha önce kamulaştırıldığı ve yol olarak terkin edilmesi gerektiği iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin hak düşürücü süre gerekçesiyle verdiği ret kararını, işin esasına girerek kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmadığı gerekçesiyle onaması usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca taşınmazın fiilen yol olup olmadığı hususunda da eksik inceleme yapıldığı gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2349 E., 2021/2263 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/228 E., 2019/155 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, ... ili, Merkez, ... Mahallesi 105 ada 143 parsel sayılı taşınmazın 333,51 m²lik kısmının kamulaştırıldığını, kamulaştırma işlemlerinin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1978/72 Esas 1978/63 Karar sayılı kararı doğrultusunda tamamlandığını ve yol olarak terkinine karar verildiğini, kararın Tapu Sicil Müdürlüğü'ne gönderildiğini, ancak karara rağmen davalılar adına tahsis edildiğini, sınırlarının korunmadığını tespit ettiklerini ileri sürerek Kamulaştırma Kanunu'nun 36 ıncı maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın 333,51m²lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı kurum lehine yol olarak terkinine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.02.2019 tarihli ve 2018/228E., 2019/155K. sayılı kararıyla; davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinin davada uygulanmayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 25.11.2021 tarihli ve 2019/2349E., 2021/2263K. sayılı kararıyla; davada hak düşürücü sürenin uygulama imkanı olmadığı, ancak 6830 sayılı Kanun'un 17 inci maddesi gereğince bedelin bankaya bloke edildiğine ilişkin evrakın bulunmadığı tescil şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kamulaştırmanın tescilsiz kazanım hali olduğunu, hiç kimsenin taşınmazın kamu orta malı olduğunu bilmediğini ileri süremeyeceğini, Kamulaştırma Kanunu'nun 36 ıncı maddesi gereğince yol olarak terkini gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptali ile yola terk istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3, 16/B ve 20 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 105 ada 143 parsel sayılı 750m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazın satış suretiyle davalılar adına tapuda kayıtlı olduğu, 05.07.1984 tarihli tespit tutanağında ise 27.11.1971 tarih 95 sıra nolu tapu kaydına istinaden...ve müşterekleri adına tespit gördüğü, askı ilan süresinde itiraz edilemediğinden 19.09.1986 tarihinde kesinleştiği, tutanağa ... kamulaştırma kararı bakımından 31.12.1976 tarihli şerh düşüldüğü, dayanak tapu kaydın da aynı şerhin bulunduğu, kadastrodan itibaren davalılar adına tescile ilişkin devirlerin dosya arasında yer almadığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin kamulaştırmaya

ilişkin 1978/72Esas, 1978/63Karar sayılı dosyasında davacının İdare, davalının...olup 27.11.1971 tarih 95 sıra nolu tapu kaydının idare lehine kamulaştırılan 4988m2 kısmının ifrazen tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.

2.Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince ön inceleme aşamasında davanın hak düşürücü süreden reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince de, davanın esasına girilerek kamulaştırma işlemleri tamamlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olup İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi değiştirildiğine göre, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca gerekçe düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru değildir.

3. Öte yandan, kadastrodan önceki nedenlere ve mülkiyet hakkına dayalı olduğundan, bu nitelikteki davaların kural olarak 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabi bulunduğu açıktır. Ancak, kamu malı niteliğinde olan mera, kıyı, orman gibi yerlerle fiilen yol olan yerler hakkında açılacak davalarda bu süre uygulanmaz. Bölge Adliye Mahkemesince bu husus gözetilerek işin esasına girilmesi doğru olmakla birlikte, taşınmazın tamamının veya bir bölümünün fiilen yol olup olmadığına ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.

4. Hal böyle olunca; Bölge Adliye Mahkemesince tarafların delilleri toplanmak suretiyle kamulaştırma evraklarının dosya arasına alınması, taşınmazın tamamının veya bir bölümünün fiilen yol olup olmadığının saptanması için gerektiği takdirde mahallinde teknik bilirkişinin katılımıyla keşif yapılması, yapılacak keşifte dava konusu taşınmazın halen kamu malı niteliğinde yol olarak kullanılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, buna ilişkin mahkeme gözleminin tutanağa geçirilmesi, keşif sırasında hazır bulundurulacak fotoğrafçıya da değişik açılardan taşınmazın fotoğrafları çektirilerek dosya arasına konulması, taşınmazın mevcut niteliği hakkında ayrıntılı rapor alınması, teknik bilirkişiden dava konusu taşınmaza ait tesis kadastrosu ve kamulaştırma haritasının ölçeği eşitlenerek çakıştırılmak suretiyle dava konusu taşınmazı gösterir krokili rapor düzenlemesinin istenmesi, buna göre dava konusu taşınmazın idarenin kamulaştırma haritası kapsamında kalıp kalmadığı, taşınmazın tamamının veya bir bölümünün halen yol olarak kullanılan yer olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR:

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin yeniden hüküm kurmak suretiyle oluşturduğu kararının BOZULMASINA,

Davacı ... harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.