"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli dava sonunda, İlk Derece Mahkemesince bozma kararına uyularak tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, süresi içinde davalı ... ve davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 21/06/2022 tarihli ve 2022/1234 Esas 2022/5029 Karar sayılı kararı ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin olarak verilen kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar mirasbırakanları ... ...’nın maliki olduğu 5510 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 15 numaralı bağımsız bölümü, bankadan kredi çekmesi için eşinin yeğeni olan davalı ...’ya satış suretiyle devrettiğini, kredi temini için yapılan temlikin gerçek bir satış olmadığını, davalı ... tarafından ...’a bu hususta verilmiş 25/09/2008 tarihli taahhütname bulunduğunu, kredi borcunun davalı ...’a ödendiği ve taşınmazın iade koşulları oluştuğu halde mirasbırakanın ölümünden sonra davalı ...’ın taşınmazı iş ortağı ve arkadaşı olan davalı ...’a, davalı ...’ın da diğer davalı ...’a satış yoluyla devrettiğini, davalılar arasında ticari ilişki olup el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini ve kötü niyetli olduklarını ileri sürerek, dava konusu 5510 ada 12 parsel sayılı taşınmazda bulunan 15 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde 150.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişler; aşamada dava değerini 270.000 TL'ye yükseltmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ..., yengesi olan ... ...’nın krediye ihtiyacı olduğu için dava konusu taşınmazı satış gibi gösterip kendisine devrettiğini, bankadan çektiği kredinin ... tarafından ödendiğini, kredi borcu ödenince taşınmazı ...’a geri vermesi gerektiğini ancak işleri bozulunca taşınmazın haczedilmemesi için arkadaşı ve şirket ortağı olan dava dışı ... ...’ın kardeşi davalı ...’a devrettiğini, herhangi bir satış bedeli almadığını, davalı ...’ın ise daha sonra taşınmazı davacılara devretmediğini, dava açılacağını öğrenince diğer davalı ...’e hileli şekilde devrettiğini, açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiş; davalı ... ile davalı ... ise tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olduklarını, taşınmazı bedeli mukabilinde satın aldıklarını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacıların mirasbırakanı ... ile davalı ... arasında inançlı işlemin bulunduğu, taşınmazı davalı ...’dan edinen davalı ...’ın ise iyiniyetli olmadığı, ancak son kayıt maliki davalı ...’in iktisabının kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davacıların iptal tescil isteğinin reddine, bedelin davalılar ... ile ...’dan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı vekili vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...'ın iyi niyetli olmadığı kanıtlandığı halde tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verildiğini, dava konusu taşınmazın borca karşılık davalı ...'a devredildiğine ilişkin hiçbir beyan ve savunması olmadığı halde HMK’nın 25. ve 26. maddelerindeki açık düzenlemeye aykırı olarak karar verildiğini, tanık ...'ın beyanının yanlış değerlendirildiğini, taşınmazın borca karşılık verildiği kabul edilse bile, bu olgudan davalı ...'ın iyi niyetli olduğu sonucuna varılamayacağını, taşınmazın değerinin bilirkişiler tarafından temlik tarihi itibariyle 265.000,00 TL olarak belirlendiğini, belirlenen bu değerin gerçek değerin çok altında olmasına rağmen, 150.000,00 TL ile 265.000,00 TL arasındaki bedel farkının fahiş bir fark olduğunu, davalıların ödemeye ilişkin inandırıcı hiçbir belge, banka kaydı sunamadıklarını, bu durumun iyi niyetli olmadıklarını gösterdiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2.2. Davalı ... vekili vekili istinaf dilekçesinde özetle; 25/09/2008 tarihli belgenin tarafların imzalarını taşımadığını, her zaman düzenlenmesi ve istenilen tarihin atılması olanaklı, tek taraflı düzenlenebilecek bir belge olduğunu, muvazaa ssözleşmesinin varlığı kabul edilse dahi bedelin davalı ...’dan talep edilebileceğini, aynı iş yerinde bir süre işçi olarak çalışan davalı ...’ın durumu bilmesinin mümkün olmadığını, davalı ...’nın, davalı ...’a taşınmazı 115.000,00 TL'ye sattığını, satış bedelinin nakden ve tamamen ...'ya ödendiğini, davalı ...’nın kredi bitiminden 11 ay sonra taşınmazı satın aldığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesi ile davacı ve davalı ...’nın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1. bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, kararın davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, 29/05/2019 tarihli ek karar ile temyiz harçlarının yatırılmaması nedeniyle davalı ...’nın temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve ek kararına karşı davalı ... temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairece; ‘‘...davalı ...’nın muhtıra tebliğine rağmen temyiz harçlarını yatırmaması nedeniyle temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin 29.05.2019 tarihli ek kararı her ne kadar davalı ... tarafından temyiz edilmiş ise de; adı geçen davalının muhtıra tebliğine rağmen temyiz harçlarını yatırmadığı anlaşılmakla, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, davalı ...’nın kararı temyizden vazgeçmiş sayılmasına ilişkin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 29.05.2019 tarihli ek kararının onanmasına, ...davalı ... ile davalı ... ve ...’ın dava dışı kardeşi ...’un dava dışı ... Gıda Ltd. Şirketinin ortakları ve iş arkadaşı oldukları, davalı ...’ın cevap dilekçesinde davalı ... ile samimi olduğunu beyan ettiği, davalı ...’ın ödemeye ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi satış bedeline ilişkin bir miktar da telaffuz etmediği, resmi senetteki değer ile gerçek değer arasında fahiş fark olduğu, toplanan deliller ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazı davalı ...’dan satış yolu ile edinen ikinci el davalı ...’ın iktisabının iyiniyetli olmadığı açıktır. Son kayıt maliki davalı ...’in de herhangi bir ödeme belgesi sunmadığı, satış bedeline ilişkin miktar da telaffuz etmediği, resmi senetteki değer ile gerçek değer arasında fahiş fark olduğu, davalı ...’in dava konusu taşınmazı görmeden satın aldığı yönündeki beyanı, satış tarihleri arasındaki sürelerin kısalığı, davalı ...’e vekaleten satış işlemine katılan dava dışı vekil ...’ın, davalı ... ile davalı ...’ın dava dışı kardeşlerinin ortak oldukları şirkette bir dönem çalıştığı, davalı ...’in dava dışı eşi ... ... ile ilk el davalı ... arasında taşınmazın davalı ...’e devrinden önce tehdit suçundan dolayı soruşturma dosyası bulunduğu ve o dosyadaki beyanlara göre, davalı ... ile davalı ...’in eşi arasında ticari ilişkinin var olduğu, bilahare davalı ...’ın şikayetinden vazgeçtiği, davalı ...’in dava dışı eşi ...’ün, dava konusu taşınmazın davalı ... ile ...’ın borçlarına karşılık kendisine devredildiğini ifade ettiğine yönelik tanık beyanı birlikte değerlendirildiğinde son kayıt maliki davalı ...’in iktisabının da iyiniyetli olmadığı, diğer davalılarla el ve işbirliği içinde hareket ettiği sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde bedele hükmedilmesi doğru değildir.’’ gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
3.İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince; Yargıtay bozma kararındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle son kayıt maliki davalı ...’in iktisabının iyiniyetli olmadığı, diğer davalılarla el ve işbirliği içinde hareket ettiği gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; para ihtiyacı içinde olan davalı ...’nın yeğenleri olan davacılarla anlaşarak davayı kabul ettiğini, tek taraflı düzenlenen sözleşmenin kabul edilmeyeceğini, İlk Derece Mahkemesi Hakimince dosya incelenmeden karar verildiğini ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, Yargıtayın davacının yerine geçerek davacı tarafça ileri sürülmeyen ve dosyada yer almayan bilgiler üzerinden karar verdiğini, davalı ...’a karşı davalı ... ile davacıların mirasbırakanı arasında düzenlendiği iddia edilen sözleşmenin ileri sürülemeyeceğini, davalı ...’ın iyiniyetli olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
5.2. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; terditli olarak talep edilen bedel istemi yönünden davacılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, tüm yargılama giderlerinden vevekalet ücretinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. DÜZELTEREK ONAMA KARARI
Dairenin 21/06/2022 tarihli ve 2022/1234 Esas 2022/5029 Karar sayılı kararı ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediğinden reddine, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının “...davalıların el ve işbirliği içerisinde olduğu benimsenerek dava kabul edildiğine göre, davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine karar verilerek, lehlerine terditli olarak talep edilen bedel istemi üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden davada haksız çıkan davalıların müteselsilen sorumlu tutulmaları ve davalı ...’nın cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiği ancak davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermediğinin kanıtlanamadığı dikkate alınarak bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesi ile kabulü ile hükmün 2., 3., 4., ve 5. bentleri hükümden tamamen çıkarılarak yerlerine 2., 3., 4. ve 5. bentler olarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle İlk Derece Mahkemesinin 16/07/2021 tarihli kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
VI. MADDİ HATA BAŞVURUSU
1. Davacılar vekili 24/11/2022 tarihli dilekçesinde özetle; Dairenin 21/06/2022 tarihli ve 2022/1234 Esas 2022/5029 Karar sayılı kararının gerekçesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6. bendinin de düzeltilmesi ve davalılar ... ve ... vekilleri lehine takdir edilen vekalet ücretinin hükümden çıkarılması gerektiğini, anılan Daire kararında bu şekilde maddi hata yapıldığını belirterek, Daire kararının düzeltilmesini talep etmiştir.
2. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince, davalıların el ve işbirliği içerisinde olduğu benimsenerek tapu iptal ve tescil istemi kabul edildiğine göre, davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine karar verilmek suretiyle lehlerine terditli olarak talep edilen bedel istemi üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı dikkate alınarak bir hüküm kurulması gerektiği Dairenin 21/06/2022 tarihli ve 2022/1234 Esas 2022/5029 Karar sayılı kararında açıkça belirtilmiş olup, bu gerekçeye göre davalılar ... ve ... lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesinin “6-Davalı ... ile ... kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 27.350,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara 1/2 oranınında verilmesine” şeklindeki 6. bendinin hükümden tamamen çıkarılması gerektiği kuşkusuzdur. Esasen, Dairenin 21/06/2022 tarihli kararının yazımı sırasında İlk Derece Mahkemesinin düzeltilerek onanan hükmündeki 6. bendin hükümden çıkarıldığı, ancak kararın UYAP ortamına aktarılması sırasında sehven 6. bende ilişkin kısmın yazılmadığı, bu hali ile Dairenin düzelterek onama kararındaki yanlışlığın maddi yanılgıdan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, davacılar vekilinin 24/11/2022 tarihli maddi hata dilekçesinin kabulüyle, Dairenin 21/06/2022 tarihli ve 2022/1234 Esas 2022/5029 Karar sayılı kararının aşağıdaki şekilde düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
VII. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacılar vekilinin 24/11/2022 tarihli maddi hata dilekçesinin kabulüyle; Dairenin 21/06/2022 tarihli ve 2022/1234 Esas 2022/5029 Karar sayılı kararının (VI.2.) no.lu paragrafının tümüyle karardan çıkarılmasına ve yerine (VI.2.) no.lu paragraf olarak “2- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile;
2- Hükmün 2. ve 6. bentleri hükümden tamamen çıkarılarak yerlerine 2. bent olarak “2-Terditli olarak talep edilen bedel isteminin REDDİNE, ”,
3- Hükmün 3. bendi hükümden çıkarılarak yerine 3. bent olarak ‘’Harçlar Kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 27.914,91 TL harçtan önceden alınan toplam 4.610,93 TL mahsup edilerek bakiye 23.303,98 TL harcın davalılardan ( davalı ... 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi gereğince harcın 1/3’ünden sınırlı olarak sorumlu) alınarak Hazineye irad kaydına,’’
4-Hükmün 4. bendi hükümden çıkarılarak yerine 4. bent olarak ‘’4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden karar tarihindeki A.A.Ü.T’nin 13. maddesine göre hesaplanan 27.350,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak (davalı ... Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi gereğince vekalet ücretinin 1/2’sinden sınırlı olarak sorumlu) davacılara verilmesine,
5- Hükmün 5. bendi hükümden çıkarılarak yerine 5. bent olarak ‘’Davacı tarafından yapılan; 27,70-TL başvuru harcı, 2.561,63-TL peşin/nispi harç, 2.049,30-TL tamamlama harcı, 221,80-TL keşif harcı, 1.915,80-TL tebligat, bilirkişi ücreti, posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 6.776,23TL'nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6- 7. bendin buna göre teselsül ettirilmesi’’ cümlelerinin yazılmasına, İlk Derece Mahkemesi hükmünün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan (davalı ... Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi gereğince vekalet ücretinin 1/2’sinden sınırlı olarak sorumlu) müteselsilen alınmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 21/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.” paragrafının yazılmasına ve Dairenin 21/06/2022 tarihli ve 2022/1234 Esas 2022/5029 Karar sayılı kararındaki maddi hatanın bu şekilde düzeltilmesine 29/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.