"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/313 E., 2022/573 K.
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... köyü çalışma alanında bulunan dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığını, oysa taşınmazın 40 yılı aşkın zamandan beri kendisinin tasarrufunda olduğunu, üzerinde ağaçlar yetiştirdiğini ileri sürerek taşınmazın adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.03.2015 tarihli ve 2009/374 E. 2015/222 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 22.05.2014 tarihli bilirkişisi raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 2.252,48 m2 taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine vekili ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.12.2017 tarihli ve 2015/19415 E. 2017/9021 K. sayılı kararıyla; Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.05.2018 tarihli ve 2018/75 E. 2018/241 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 22.05.2014 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 2.252,48 m2 taşınmaz bölümlerinin davacı adına tesciline, (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümler yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.02.2021 tarihli ve 2018/5298 E. 2021/1190 K. sayılı kararıyla; somut ve bilimsel esaslara dayalı bilirkişi raporu alınmadığı, eksik araştırma ve incelemeyle karar verildiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarına göre dava tarihi itibarıyla (A) ve (B) olarak gösterilen taşınmazların 25 yıl öncesinde imar ihyasının tamamlandığı ve davacının 25-27 yıldır taşınmazlarda zilyet olduğu, anılan bölümler bakımından davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği, (C) ve (D) olarak gösterilen taşınmazların ise tescil harici bırakılan kısımda değil dava dışı başka parsel sınırları içerisinde yer aldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 06.05.2022 tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfi ile gösterilen toplam 2.252,32 m2 taşınmaz bölümlerinin davacı adına tesciline, (C) ve (D) olarak gösterilen taşınmazlar bakımından ise davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili; davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediğini, dava konusu taşınmazın ilk defa 1986 yılında onaylanan imar planı kapsamına alındığını, bilirkişiler tarafından ise taşınmazın imar ihyasının 1980 yılında tamamlandığının belirlendiğini, dolayısıyla imar planı kapsamına alınma tarihi olan 1986 yılına kadar 20 yıllık imar ihya ve zilyetlik süresinin oluşmadığının açık olduğunu, Mahkemece eksik inceleme sonucunda karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 1964 yılında ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz bölümleri "..." olarak tescil harici bırakılmıştır.
2. Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle (A) ve (B) harfi ile gösterilen taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
3. Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu taşınmazların evveliyatı itibarıyla imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğu, bu tür yerlerin zamanaşımı yoluyla edinilebilmesi için imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine, eğer taşınmaz daha önce imar planına alınmış ise imar planı onay tarihine kadar 20 yıllık sürenin geçmesi gerekmektedir.
4. Ne var ki somut olayda, dava konusu taşınmazların ilk olarak 1986 yılında yapılan ve onanan 1/5.000 ölçekli nâzım imar planı kapsamına alındığı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamıyla 1986 yılına kadar davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
5. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.