"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/152 E., 2022/768 K.
DAVA TARİHİ : 03.02.2014
HÜKÜM/KARAR : Ret / Başvuru Kabul - Dava Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/532 E., 2021/8 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, ... ili, ...ilçesi,...köyü 344 ada 1, 345 ada 2, 213 ada 44 ve 45, 220 ada 9, 11 ve 12, 222 ada 2,3 ve 6, 231 ada 2, 337 ada 2 ve 3, 338 ada 6,7,8,9 ve 10, 346 ada 3 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ...’ın ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, ancak kadastro çalışmalarında davalılar Ziya, Mehmet, Muhammet ve Ayhan adına tespit edildiğini, yapılan kadastro tespitlerinin gerçeği yansıtmadığını, davalıların senelerce taşınmazları kullanmasını ve yararlanmasını engellediklerini, hatta taşınmazları kız kardeşlerinin katılımı ve rızası olmaksızın kendi aralarında taksim ettiklerini, bir kısmını kendi adlarına, bir kısmını da davalı ...'nın iki oğlu olan davalılar adına tespit ve tescil ettirdiklerini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 04.09.2014 tarihli ikinci celsede dava konusu 344 ada 1 ve 345 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dava tefrik edilerek eldeki dosyaya kaydedilmiştir.
II. CEVAP
Davalılar Ziya, Yaşar ve Muhammed vekili, taşınmazlara 33 yıldır müvekkillerinin malik sıfatıyla zilyet olduklarını, mirasbırakan Ali’nin 1981 yılında erkek çocukları arasında taşınmazları taksim ettiğini, davacının 1992 yılında evlenip gittikten sonra taşınmazlara ilişkin talebinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; davalı ...’nın yargılama sırasında ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.01.2021 tarihli ve 2014/532 E., 2021/8 K. sayılı kararı ile; mirasbırakanın taşınmazları oğullarına bıraktığı, kendi aralarında taksim ederek zilyet oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; dahili davalılar Yaşar ve Muhammet vekilinin vekalet ücretine ilişkin tavzih talebi 27.05.2021 tarihli ek karar ile kabul edilerek vekille temsil edilen dahili davalılar lehine vekalet ücreti takdirine ilişkin bent eklenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazların mirasbırakan ...’a ait olduğunu, davalıların başkalarından satın almadığını, mirasbırakanın kızlarını dışlamadığını, taşınmazlarını erkek çocukları arasında paylaştırmadığını, mirasbırakanın kızı davacı ...'ı oğlu Mehmet'in, diğer kızı Meryem'i ise oğlu Ziya'nın sorumluluğunda bıraktığını, mirasbırakanın ölene kadar taşınmazlardaki hakimiyeti sürdürdüğünü, mirasbırakanın 2003 yılında ölümünden itibaren 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığını, davalının kullanımının mirasbırakan adına devam ettiğini, taksim kabul edilse bile sadece erkek çocuklarına yapılan taksimin hukuken geçerli olmadığını; asıl hükümde bir kısım davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş iken tavzih yoluyla bu konuda karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 16.06.2022 tarihli ve 2022/152 E., 2022/768 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın taşınmazları bağışladığı, o tarihten itibaren zilyetliğinin davalılarda olduğu için davanın reddinin doğru olduğu, ancak haklarındaki dava tefrik edildiği için dava konusu olmayan 338 ada 6 ve 222 ada 6 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarakta gerekçe yazılarak, bu taşınmazlar hakkında kesin hüküm sonucu doğuracak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, hüküm fıkrasında hangi parsellerle ilgili davanın reddedildiğinin açıkça ve somut olarak belirtilmemesinin tereddüte sebep olduğu gerekçesiyle HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçelerinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı TMK'nın 713/1 inci maddesi, Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Dava konusu ... ili, ...ilçesi,...köyü 344 ada 1 parsel sayılı 208,35 m2 miktarlı çay bahçesi ve 345 ada 2 parsel sayılı 248,43 m2 miktarlı çay bahçesi nitelikli taşınmazlar senetsizden ...’ın ceddinden intikal ve taksimen 20 yılı aşkın zamandır çekişmesiz ve aralıksız malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda olduğundan bahisle adına tespit edildiği, davalı ...’ın itirazı üzerine komisyonun 20.03.2012 tarihli kararı ile itirazın reddi ile ... adına tespitine karar verildiği, tespitin dava açılmadığından 15.06.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşıda yazılı bakiye 189,15 TL onama harcının davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.