Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8368 E. 2023/6266 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, taşınmazın haksız ve usulsüz olarak davalı adına tescil edildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteminde bulunmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın davalı adına tescilinde usulsüzlük bulunmadığı ve davalının taşınmaza uzun süredir nizasız ve fasılasız zilyet olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1030 E., 2022/1719 K.

DAVA TARİHİ : 14.03.2019

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/111 E., 2020/169 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 12564 ada 193 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı iken Tapu Müdürlüğü tarafından 31.12.2018 tarihinde haksız ve usulsüz işlemlerle davalı adına tescil edildiğini, dava açılmadan yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu, tescile gerekçe olarak 28.12.1987 tarihli akit gösterilmiş ise de taşınmazı kendisinin 1963 yılında edindiğini, isim benzerliği nedeniyle hatalı işlem yapıldığını, davalının annesinin adının da ... olduğunu, nüfus kayıtları incelendiğinde karışıklığın nedeninin anlaşılacağını, tek taraflı tescil yapılmasının doğru olmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, çekişme konusu taşınmazın Tapu Müdürlüğü tarafından haksız ve hukuksuz işlemle 1931 doğumlu davacı ... adına tescil edildiğini, 28.12.2018 tarihinde müracaat ederek taşınmazın kendi adına tescilinin talep edildiğini ve bu talebinin kabul edildiğini, taşınmazın öncesinin 6735 parsel olduğunu, taşınmazın annesi Rumi 1326 doğumlu ... tarafından 1954 yılında satın alındığını ve daha sonra kadastro ile tescil edildiğini, annesi adına kayıtlı taşınmazın 28.12.1987 tarihli taksim senedi uyarınca kendisi adına kayıtlandığını taşınmaza ailesi ile birlikte 65 yıldır nizasız fasılasız malik olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.03.2020 tarihli ve 2019/111 Esas, 2020/169 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın 2013 yılında kadastro sonrası yenileme gördüğü, yenilemeden önce 6735 parsel olarak kayıtlı olduğu, dosyada mevcut tapulama tutanağına göre 12564 ada 193 parselde mevcut taşınmazın (eski 6735 parsel), Rumi:1326/Miladi:1910 doğumlu davalı ...'ın annesi ... adına kayıtlı iken davalının annesinin 1982 tarihinde vefatına müteakip terekenin pay edildiği ve 28.12.1987 tarihli rızai taksim senedine istinaden 6735 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlandığını, taşınmazın davalı adına tescil edilmesinde bir usulsüzlük olmadığı ve yeminli dinlenen davalı tanıklarının beyanları ve mahalli bilirkişi beyanı uyarınca davalının davaya konu taşınmaza çok uzun süredir nizasız ve fasılasız zilyet olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; çekişme konusu taşınmazın davalı adına tescilinin yolsuz tescil niteliğinde bulunduğunu, tescile dayanak olarak 28.12.1987 tarihli senet gösterilmiş ise de kendisinin taşınmazı 1963 yılında edindiğini, nüfus kayıtlarındaki isim benzerlikleri nedeniyle hatalı işlem yapıldığını, mülkiyetinin 56 yıl boyunca sürdüğünü, davanın reddine ilişkin gerekçenin yerinde olmadığını, talep üzerine tapu müdürlüğünce işlem yapılmasının doğru olmadığını, ayni hakkının zedelendiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli ve 2020/1030 Esas, 2022/1719 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre yolsuz tescilin söz konusu olmadığı ve iddiaların kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca gerekçeli kararda davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705 inci, 1022/1 inci, 1023 üncü, 1024 üncü, 1025 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden ; çekişme konusu 12564 ada 193 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un 22/A maddesi uyarınca yenileme nedeniyle 18.03.2013 tarihinde "...: Ahmet kızı" adına tescillendiği, 31.12.2018 tarih ve 47169 yevmiye numaralı düzeltme işlemi ile taşınmazın 28.12.1987 tarihli ve 9660 yevmiye numaralı resmi senede konu edildiği ancak tescilin unutulduğu gerekçesiyle davalı adına tescil edildiği, taşınmazın yenileme öncesinde 6735 parsel sayılı taşınmaz olduğu, bu taşınmazın 19.08.1962 tarihinde kadastro yolu ile "Ahmet kızı, 1326 d.lu ..." adına tespit edildiği ve tespitin kesinleşerek kayıt oluştuğu anlaşılmaktadır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup istinaf aşamasında ileri sürülmeyen vekalet ücreti hususunun temyiz aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olamayacağı da dikkate alınarak davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.