"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tescili istekli davanın yapılan yargılaması neticesinde verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine temsilcisi ile davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit dışı bırakılan dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı bulunan taşınmazın imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar aşamalarda taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.07.2009 tarihli ve 2008/363 Esas, 2009/468 Karar sayılı kararı ile davacı yararına mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 29.01.2009 tarihli teknik bilirkişi raporunda dava konusu yer olarak gösterilen 35.800,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.03.2010 tarihli ve 2009/6424 Esas, 2010/1324 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazın sınırında mera olduğu açıklanarak yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılması ve komşu taşınmazların dayanak belgelerinin getirtilerek keşif sırasında taşınmazın yönünü ne okuduğu belirlenmek suretiyle zemine uygulanması gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14.01.2014 tarihli ve 2010/830 Esas, 2014/23 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı yararına mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile hükme esas teşkil eden fen bilirkişi raporuna ekli haritada (A) harfi ile gösterilen 36657,66 metrekare taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.12.2014 tarihli ve 2014/11606 Esas, 2014/15545 Karar sayılı kararıyla: " Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik ... fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, ardından taşınmaz başında harita veya jeodezi mühendisi bilirkişi, jeolog bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye ... fotoğrafları ve temin edilebilen en eski uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılması, ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen raporlar alınması, jeolog bilirkişisinden çekişmeli taşınmazın dere yatağı olup olmadığı ve özel mülke konu edilip edilemeyeceği hususunda ayrıntılı rapor alınması, HMK'nın 290/2. maddesi uyarınca bilirkişi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, 6360 sayılı Kanun uyarınca Şanlıurfa ilinin mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlendiği dikkate alınarak ... ve ilgili İlçe Belediyesinin davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması, ardından hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi’’ gereğine değinilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Şanlıurfa ili Siverek ilçesi Taşıkara köyünde kain dosya içerisinde yer alan 14/10/2019 hakim havale tarihli jeodezi ve harita mühendisinin raporunda ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 36.681,79 metrekarelik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ile davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde davanın kabulüne ilişkin kararın eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde, taşınmazın imar ve ihyasının tamamlandığı gerekçesiyle karar verilmiş ise de; çekişmeli yerin imar planı kapsamında olup olmadığı hususunun yeterince araştırılmadığı, dava konusu taşınmazın niteliği itibariyle tarım dışı yerlerden olduğu ve bu haliyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu, kaldı ki davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının da oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3. Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde; "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz." düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
1.Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysaki, bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararının gereklerinin yerine getirildiğini söyleme imkanı da bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen ziraatçi bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, taşınmazın niteliği itibari ile özel mülkiyete konu yerlerden olup olmadığı, bu anlamda meradan sökülerek elde edilip edilmediği ile imar ve ihyanın hangi tarihte ve ne şekilde tamamlandığı hususunda bilimsel verilere dayalı ve denetime elverişli bir değerlendirme yapılmamış; jeodezi bilirkişi raporunda ... fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, monoskopik değerlendirmeyi içeren bu raporda ... fotoğrafı ile pafta ölçeği eşitlenmek suretiyle ilgili ... fotoğrafları üzerinde taşınmazın bulunduğu bölüm gösterilerek rapor içeriğinde yer alan tespitlerin denetlenmesi imkanı sağlanmamış, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın niteliğine ve zilyetlik durumuna ilişkin maddi olaylara dayalı beyan alınmamış ve taşınmazın sınırında dere bulunduğu halde jeolog bilirkişiden taşınmazın dere yatağı niteliğinde olup olmadığını değerlendirecek şekilde rapor alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
2.Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek taşınmazların bulunduğu köy ile bu köye komşu köylerden seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 1 fen bilirkişisi, 1 jeoloji mühendisi, 1 jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve üç kişilik ziraat bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, mera niteliğinde olup olmadığı, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, komşu taşınmazların kadastro tespitlerine esas kayıtları yöntemine uygun şekilde mahalline uygulanarak bu kayıtlarda çekişmeli taşınmaz yönünün ne şekilde görüldüğü belirlenmeli; taşınmazın sınırında mera bulunması nedeniyle yöntemince kadim veya tahsisli mera araştırması yapılarak çekişmeli taşınmazın meranın devamı niteliğinde olup olmadığı tespit edilmeli; jeolog bilirkişiden, dava konusu taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünüi mera ile aralarında doğal yahut yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, taşınmazın mera vasfında olup olmadığını değerlendirecek şekilde, ekinde taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeoloji mühendisi taşınmazın dere yatağı niteliğinde olup olmadığı ve özel mülke konu edilip edilemeyeceğini irdeleyen bilimsel verilere ve topografik haritalara dayalı rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden dosya kapsamında yer alan stereoskopik üç adet ... fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; teknik bilirkişiye ise keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir şekilde krokili rapor düzenlettirilmeli, belgesiz zilyetlik yolu ile edinilebilecek miktara ilişkin sınırlamalar yönünden de gerekli araştırmalar yapılarak; davacı lehine zilyetlikle kazanma şartlarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.