Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8534 E. 2023/6859 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında tek oğlu olan davalıya yaptığı taşınmaz temliklerinin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın tüm malvarlığını oluşturan taşınmazların tek erkek çocuğuna devredilmesi ve mirasbırakanın başkaca malvarlığının bulunmaması, mirasbırakan tarafından temliklerin kız çocuklarından mal kaçırma amacıyla bedelsiz ve muvazaalı olarak yapıldığını gösterdiğinden, davalı vekilinin temyiz itirazlarının harç ve vekalet ücreti yönünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1520 E., 2022/1427 K.

DAVA TARİHİ : 26.12.2018

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Of Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/327 E., 2021/263 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakan anneleri...ın 1223 ada 4, 1222 ada 4 ve 1260 ada 4 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu Fazlı’ya tapuda satış göstererek temlik ettiğini, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücünün bulunmadığını, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada davacılardan Bahriye’nin ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; babalarının 1985 yılında vefat ettiğini, o tarihten bu yana mirasbırakan annesine kendisi ve eşinin baktığını ve tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını, mirasbırakanın bakım karşılığı ve minnet duygusuyla dava konusu taşınmazların kendisine devredilmesi için eşi Aysel’i vekil tayin ettiğini, vekil tarafından da taşınmazların kendisine devredildiğini, temliklerin bakım karşılığı olup mal kaçırmak amacıyla yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.06.2020 tarihli ve 2018/541 Esas, 2020/157 Karar sayılı kararı ile; temliklerin muvazaalı olup mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalının istinaf yoluna başvurması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01.10.2020 tarihli ve 2020/454 Esas, 2020/442 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli ve elverişli olmadığı, bu itibarla davalının dinlenmeyen tanıkları dahil tarafların tüm tanıklarının çağrılarak mirasbırakanın dava konusu işlemi yapmaktaki gerçek iradesinin tespitine yönelik araştırma yapılması, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırma kastı iddiası bakımından mirasbırakanın başkaca mal varlığının da olduğuna ilişkin davalı tarafın savunmasının değerlendirilmesi (mirasbırakandan kalan başka taşınmazlar varsa onların da değerinin tespiti), ispat yükünün davacı tarafta olduğu gözetilerek davacıların davasını toplanan delillerle ispat edemediği kanaatine varılması halinde yemin deliline de dayanıldığı gözetilerek davacı taraflara davalıya yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkemece kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; temliklerin bedelsiz ve muvazaalı olup mal kaçırma kastıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın temlik dışı başka taşınmazının bulunduğunu, ancak bu taşınmazın değerinin belirlenerek temlik edilen taşınmazlarla kıyaslanması gerekirken bu hususun yapılmadığını, mirasbırakanın mal kaçırma kastı olsaydı tüm taşınmazlarını devredebileceğini, tüm tanıkların davacıların da annelerinin yanında olduğunu beyan etmiş olmasının davacıların annelerinin bakımını yaptıkları anlamına gelmeyeceğini, mirasbırakanın tek başına hayatını idame ettiremediğini, bu nedenle davalı ve davalının kızı tarafından bakıldığını, taşınmazların değerinin yüksek hesaplandığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.09.2021 tarihli ve 2021/778 Esas, 2021/769 Karar sayılı kararıyla; temliklerin mal kaçırmak amacıyla yapıldığının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 26.04.2022 tarihli ve 2021/9216 Esas, 2022/3540 Karar sayılı ilâmı ile; “Mahkemece dinlenen davacı tanıkları, mirasbırakanın maddi durumunun iyi olduğunu, taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, mirabırakanın rahatsızlığında özellikle kızları tarafından bakıldığını, zaman zaman da davalı tarafından bakıldığını, bulunulan yörede kız çocuklarına mal verilmediğini, mirasbırakanın tek oğlu olan davalıya taşınmazlarını mirasın bölünmemesi için bedelsiz olarak devrettiğini beyan etmişler; davalı tanıkları da, mirasbırakanın davalı ile birlikte yaşadığını, davacı kızlarının da yanına gelip gittiğini, rahatsızlandığında mirasbırakana kızlarının da baktığını, yörede kızlara toprak verilmediğini, erkek çocukları baktığı için malların erkek çocuklarına verildiğini beyan etmişlerdir. Dava konusu taşınmazlar mirasbırakanın tüm mal varlığını oluşturup mirasbırakanın başkaca taşınmazı bulunmadığı, mirasbırakan tarafından tek erkek çocuğuna tüm taşınmazlarının devredildiği gözetildiğinde mirasbırakan tarafından temliklerin kız çocuklarından mal kaçırma amacıyla bedelsiz ve muvazaalı olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.11.2022 tarihli ve 2022/1520 Esas, 2022/1427 Karar sayılı ilamı ile; hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda, temliklerin kız çocuklarından mal kaçırma amacıyla bedelsiz ve muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın temlik dışı 1226 ada 5 parsel sayılı taşınmazda hissesi bulunduğunu, tüm tanıkların mirasbırakanın davalı ve davalının kızı tarafından bakıldığını beyan ettiklerini, mirasbırakan adına kayıtlı temlik dışı diğer taşınmazın değerinin tespit edilmediğini, mirasbırakanın iradesinin mal kaçırma olmadığını, minnet duygusu ile temliklerin yapıldığını, davacı tanık beyanları arasında çelişkiler bulunduğunu, bu nedenle davacı tanık beyenlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, mirasbırakanın bir çok hastalığı bulunup tek başına hayatını idame ettiremediğini, bu nedenle de davalı ve davalının kızı tarafından bakıldığını, taşınmazların değerleri belirlenirken hatalı emsal değerlendirilmesi yapıldığını, bu nedenle de taşınmazların değerlerinin yüksek hesaplandığını, dava konusu parseller üzerinde bulunan ancak davalı ile ilgisi bulunmayan binaların değerinin de hesaba katıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Davalı vekilinin harç ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, çekişme konusu taşınmazların dava tarihindeki toplam değerleri üzerinden davayı açan mirasçının miras payına isabet eden kısım olup davanın kabulü halinde davacı lehine bu değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.

Somut olayda, 1223 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tamamının, dava konusu 1222 ada 4 sayılı taşınmazda mirasbırakana ait 6/7 payın, 1260 ada 4 parsel sayılı taşınmazda ise mirasbırakana ait 59/117 payın davalıya devredildiği, devredilen bu taşınmazların (sadece 1223 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki bina dahil) dava tarihindeki toplam değerlerinden davacıların toplam 5/6 miras paylarına karşılık gelen ve harcı ikmal edilen 1.621.028,74 TL değeri üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken taşınmazların tamamının toplam değerleri üzerinden fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.

Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalının işin esasına yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalının temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (6) ve (9) numaralı bentlerinin hükümden çıkartılarak yerine (6) ıncı bent olarak “Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli olan 110.732,47 TL harcın, davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 32.652,78 TL harcın mahsubu ile, eksik kalan 78.079,69 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, peşin olarak yatırılan 32.652,78 TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine” cümlesinin, (9) uncu bent olarak “Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 177.682,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.