Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8589 E. 2024/880 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, oğlu olan davalıya bakımı karşılığında devrettiği taşınmazın, davalının bakım yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle hile yoluyla devredildiği iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı tarafından bakılacağı inancıyla taşınmazını devrettiği, ancak davalının bu yükümlülüğü yerine getirmediği ve davacıya karşı uzaklaştırma kararı aldırdığı, bu durumun davacının iradesinin hile ile sakatlanarak taşınmazın devrine yol açtığı ve hile iddiasının ispatlandığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2722 E., 2022/2942 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret - Açılmamış Sayılması / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/501 E., 2022/524 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince dava konusu 240 ada 27 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, 237 ada 6 parsel ve 159 ada 32 parseldeki 2 nolu bağımsız bölüm yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; maliki olduğu 159 ada 32 parseldeki 2 nolu bağımsız bölüm, 237 ada 6 parsel ve 240 ada 27 parsel sayılı taşınmazlarını kendisine bakacağı inancıyla ve oğluna duyduğu güven sebebiyle bedelsiz olarak satış göstermek suretiyle davalı oğluna devrettiğini, ancak devirden bir süre sonra davalının kendisiyle ilgilenmeyip bakmadığını, hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde bedelin tahsilini istemiş, davacı vekili 06.12.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle, sadece 240 ada 27 parsel sayılı taşınmaz yönünden davaya devam ettiklerini, ayrıca davalı tarafından esaslı hataya düşürülerek devrin yapılmasının sağlandığı, hukuki nitelendirme hakime ait olmakla birlikte, hile, hata ve bağıştan rücu nedeniyle tapu iptali ve tescile, olmazsa tazminata karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların doğru olmadığını, davacının kendi muvazaasına dayanamayacağını, dava konusu taşınmazların tapuda resmi şekilde kendisine devredildiğini, kabul etmemekle birlikte devrin bakım amacıyla yapıldığı düşünülse dahi bakım borcunu yerine getirdiğini, köyde sınır komşusu olan dava dışı abisi ...'la yıllar önce yaşadıkları husumet sebebiyle araya duvar çekmek istemesi üzerine davacı babasının bu duruma karşı çıktığını ve kendisine saldırdığını, sonrasında da kötüniyetle eldeki davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında ölünceye kadar bakım akdi değil satış sözleşmesinin bulunduğu, kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağı, her ne kadar davacı vekili ıslah dilekçesyle hile, yanılma ve bağıştan rücu hukuki sebeplerine dayandığını belirtmişse de devrin bağış olarak yapıldığının ispatlanamadığı, hata ve hile iddiası yönünden de somut bir delil sunulmadığı, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle dava konusu 240 ada 27 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, takipsiz bırakılan diğer dava konusu 159 ada 32 parseldeki 2 nolu bağımsız bölüm ve 237 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına karar verikmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hile ve yanılma iddiasının toplanan tüm delillerle ispatlanmış olduğunu, diğer yandan bağıştan rücu sebebiyle davanın reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını, dinlenen tüm tanık beyanlarıyla iddianın ispatlandığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davayı hile, yanılma ve bağıştan rücu sebeplerine dayalı olarak açtıklarını, davacının taşınmazını davalı oğlunun kendisine bakması inancıyla ve davalıya duyduğu güven sebebiyle bedelsiz olarak davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, ancak davalının bakım yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalının hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığını, hile ve yanılma bakımından davanın tüm delillerle ispatlandığını, bağıştan rücu bakımında da rücu şartlarının oluştuğunu, tanık olarak dinlenen davalının eşi ... ve dosya kapsamındaki diğer tanıkların beyanlarından taşınmazların bedelsiz olarak davalıya devredildiğinin anlaşıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 36 ncı ve 39 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacının dava konusu 240 ada 27 parsel sayılı taşınmazının tamamını 22.05.2018 tarihinde davalı oğluna satış suretiyle devrettiği, dava konusu taşınmaz üzerinde iki katlı kargir bina bulunduğu, binanın alt katında davacının, üst katında ise davalı oğlu ve gelininin oturduğu, taraflar arasında 13.09.2020 günü yaşanan olay sebebiyle Fatsa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/233 Esas 2022/533 Karar sayılı dosyası üzerinden görülen ceza davasında silahla tehdit suçundan sanık olarak yargılanan davacı hakkında beraat kararı verildiği anlaşılmaktadır.

2.Bilindiği üzere hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ncı maddesinin 1 inci fıkrasında açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

3.Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

4. Somut olayda, taraflar arasında görülen ceza yargılamasına konu dava dosyası, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından; yaşlı olan davacının bundan sonraki yaşantısında oğlu olan davalı tarafından bakılacağı inancıyla taşınmazını devrettiği, dinlenen tanıkların da beyanlarında davacının çocukları arasında yaptığı kura neticesinde dava konusu 240 ada 27 parsel sayılı taşınmaz kime düşerse davacıya onun bakacağını ifade ettikleri, kura sonucu davalıya düşen dava konusu taşınmazın tapuda devri sağlandıktan sonra davalının davranışlarının değiştiği, davacı babasına bakmadığı, önce 2020 yılı Mart ayında davacı babasına karşı uzaklaştırma kararı aldırdığı, daha sonra 2020 yılının Eylül ayında ise taraflar arasında ceza davasına konu eylemin gerçekleştiği, davacının ceza yargılamasına konu olaydan sonra bakılmayacağını ve kandırıldığını anlayarak süresi içerisinde eldeki davayı açtığı, davacının davalı tarafından bakılıp gözetileceğine inandırılıp bu yönde iradesi yanıltılarak temlikin yapılmasının sağlandığı, hile iddiasının kanıtlandığı anlaşılmaktadır.

3. Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.