"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 03.12.2009
KARAR : Kısmen kabul - Kısmen ret
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın; 748, 761 ve 763 parseller yönünden; ... (Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/48 Esas, 2002/127 Karar sayılı dosyasında 28/04/2003 tarihinde Yargıtay 14 Hukuk Dairesi'nin 2003/2539 Esas, 2003/3352 Karar sayılı ilamıyla kesinleştiğinden kesin hüküm sebebiyle (HMK 114/i maddesince usulden) reddine, 602 parsel sayılı taşınmazda malik hanesinde...Vakfı olarak yazılan vakıf ile davacının mütevellisi olduğu ... Vakfının aynı vakıf olduğunun tespitine, tapu kaydının bu şekilde tashihine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava konusu 26 pafta 748, 761 ve 763 parsel sayılı taşınmazların malik hanesinde Vakıflar İdaresi, 24 pafta 602 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinde...Vakfı olarak yanlış yazılan vakıf isminin ... Vakfı olarak düzeltilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.04.2011 tarihli ve 2009/179 Esas, 2011/82 Karar sayılı kararı ile taşınmazların vakıf kayıtlarında davacı vakıf adına kayıtlı olduğu ve davacı vakıf tarafından tasarruf edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. İlk Bozma Kararı
Yargıtay Kapatılan 14.Hukuk Dairesinin 04.10.2011 tarihli ve 2011/10622 Esas, 2011/11449 Karar sayılı kararıyla; "...Vakıf adının düzeltilmesine ilişkin ... bu davada isim tashihi yolu ile mülkiyetin değişmemesi ve vakfın apayrı bir tüzel kişiliğe bürünmemesi için Vakıflar Genel Müdürlüğünün yazısında belirtilen kayıt ve belgeler ile vakıfnameler getirtilerek ...Vakfı ile ...Vakfının aynı vakıf olup olmadığı araştırılmalı, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişinin görüşüne başvurulmalı hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi... gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
C. Mahkemece İlk Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.04.2015 tarihli ve 2012/729 Esas, 2015/416 Karar sayılı kararı ile aktif husumet yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ve davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
E. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 05.04.2017 tarihli ve 2017/1073 Esas, 2017/1705 Karar sayılı kararıyla; "...davacı Vakfın halen mülhak vakıflardan olduğu, mütevellisinin ... olduğu, ölümü ile ...’nin mütevelli olarak tespit edildiği, mütevellinin ölümü ile yeni mütevellinin tespiti arasında yönetici atanamadan veya yönetim organı oluşturulmadan geçen sürenin 10 yıl sürmediği ve bu hususta Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetileceğine ilişkin mahkeme kararının bulunmadığı anlaşılmakla Vakfın mütevelli tarafından temsil edileceği açıktır. Hal böyle olunca, dava Vakıf adına mütevelli tarafından açılmış olup, mütevelli değişikliğinin davada taraf değişikliği sonucunu doğurmayacağı, yeni atanan mütevellinin davadan haberdar edilmek suretiyle, davaya yeni mütevelli ile devam edilmesi gerekirken, davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
F. Mahkemece İkinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 20.12.2022 tarihli ve 2017/139 Esas, 2022/745 Karar sayılı kararı ile davanın; 748, 761 ve 763 parseller yönünden; ... (Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/48 Esas, 2002/127 Karar sayılı dosyasında 28/04/2003 tarihinde Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2003/2539 Esas, 2003/3352 Karar sayılı ilamıyla kesinleştiğinden kesin hüküm sebebiyle (HMK 114/i maddesince usulden) reddine, 602 parsel sayılı taşınmazda malik hanesinde...Vakfı olarak yazılan vakıf ile davacının mütevellisi olduğu ... Vakfının aynı vakıf olduğunun tespitine, tapu kaydının bu şekilde tashihine karar verilmiştir.
G. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, Mahkeme kararının hüküm bölümünde "Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin; talebi olmadığından, davacı üzerinde bırakılmasına," denildiğini ve taraflarına yargılama gideri ve vekalet ücreti ödenmesine hükmedilmediğini, Mahkeme kararının yerinde olmadığını, zira yargılama giderlerine hükmedilmesinin talebe bağlı olmadığını, dava her ne kadar eski mütevelli ... vekili Av.... tarafından ... Vakfı adına açılmışsa da Vakfın resmi kayıtlardaki isminin "... ... Bey Vakfı" olduğunu, kararın icrasında problem yaşanmaması için Vakfın isminin resmi kayıtlara uygun olarak "... ... Bey Vakfı" olarak belirtilmesi gerektiğini, kararın davacılar kısmında hem eski mütevellinin hem de yeni mütevellinin adına yer verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... temyiz dilekçesinde, Mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığını, dosyada davalının ... olması gerektiğini, kendileri yönünden davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığını, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... temyiz dilekçesinde, dava konusu olan 602 parsel sayılı taşınmazın, 1953 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında “... Vakfı” adına tahdit ve tespitinin yapıldığını, 28.01.1954 tarihinden 27.02.1954 tarihine kadar çıkarılan askı ilanına itiraz vuku bulmaması nedeniyle tapulama tutanağının kesinleştiğini, somut davanın ise tapulama tutanağının kesinleşmesinden 10 yıl geçtikten çok sonra ikame edildiğini, davanın esas itibariyle “tapu iptali ve tescil davası” olduğunu; zira, “... Vakfı” ile adı geçen davacı vakfın, farklı tüzel kişilikler olduğunu, tapuda isim tashihi yoluyla mülkiyet sahibinin değiştirilemeyeceği de göz önüne alındığında, somut davanın yasal gerekliliklere aykırı bulunduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, dosyaya celp olunan ... Vakfına ait Vakfiyedeki mahalleri belirtilmek suretiyle Vakfa intikal eden taşınmazlarla, 602 parsel sayılı taşınmazın karşılaştırmasının ve bire bir dava konusu taşınmaz ile özelliklerinin örtüşüp örtüşmediğinin yargılama aşamasında irdelenmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
I. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu kaydında düzeltim istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu′nun(TMK) 1027. maddesi, ″İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir. Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir. Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, tüzük kuralları uyarınca re'sen düzeltir.″ hükmünü içermektedir.
2. Öte yandan, Tapu Sicili Tüzüğü'nün 75. maddesi; "(1) Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine;
a) Senetsizden tespitlerde; nüfus kayıt örneği ve taşınmazın bulunduğu belediye veya muhtarlıktan alınacak fotoğraflı ilmühaber,
b) Kayda dayalı tespitlerde; dayanağı kayıt ve belgeler,
incelenmek ve gerektiğinde tanık ve varsa tespit bilirkişileri dinlemek ve zeminde inceleme yapmak suretiyle istemin gerçek hak sahibinden geldiği belirlenirse, istem yevmiye defterine kaydedilerek düzeltilir.
(2) Zeminde inceleme, kadastro müdürlüğü teknik personeli ile birlikte yapılır ve inceleme neticesinde teknik rapor düzenlenir. Zeminde incelemede, komşu parsel malikleri, muhtar ve diğer ilgililer dinlenir; vergi kaydı ve diğer her türlü bilgi ve belgeden yararlanılır.
(3) Tapu sicilindeki bilgilerin güncellenmesi ve eksikliklerin giderilmesinde de yukarıdaki fıkralar uygulanır...″
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun dava şartları başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi, "Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması."
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 303. maddesi; "(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.
(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.
(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, ... Medenî Kanunu'nun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır." hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 763 parsel sayılı 980 m2 miktarlı, 761 parsel sayılı 818 m2 miktarlı ve 748 parsel sayılı 1960 m2 miktarlı zeytinlik vasıflı taşınmazların 27.02.1954 tarihinde tapulama işlemi ile Vakıflar İdaresi adına, diğer çekişme konusu 602 parsel sayılı 34300 m2 miktarlı zeytinlik vasıflı taşınmazın ise aynı tarihte tapulama yolu ile...Vakfı adına tescil edildiği, söz konusu taşınmazlardan 761-763 ve 748 parsellere ilişkin olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/48 E. - 2002/127 K. sayılı dosyası ile davacı olarak ...... Vakfı Mütevellisi ... ... tarafından ... ve ... Tapu Sicil Müdürlüğüne karşı açılan davada; söz konusu taşınmazların tapulama tespit tutanaklarının malik hanesine mahalli bilirkişilerin vakfın ismini bilmemeleri nedeniyle "Vakıf İdaresi" ibaresi yazılarak tapuya tescil edildiği ileri sürülerek bu ibarenin tashihen düzeltilerek mülhak vakfın ismi olan... Vakfı adına kayıt ve tesciline karar verilmesinin talep edildiği, söz konusu davanın reddine karar verildiği ve derecattan geçmek suretiyle 28.4.2003 tarihinde kesinleştiği, eldeki temyize konu davada bahsi geçen kararın 763-761 ve 748 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçe gösterilmek suretiyle bu parseller yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
2. Hemen belirtmek gerekir ki, dava konusu 763-761 ve 748 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kesin hüküm teşkil ettiği belirtilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/48 E., 2002/127 K. sayılı dosyasındaki dava sebebinin ve talep sonucunun eldeki temyize konu davada ileri sürülen hukuki sebepten ve talep sonucundan farklı olduğu, dolayısıyla bahsi geçen dosyanın eldeki dosya açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceği açık olmasına rağmen yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3. Öte yandan diğer dava konusu 602 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; davacı Vakfın ismi " ... ... Bey Vakfı" olmasına rağmen, vakfın adının yanlış yazılmış olması da doğru değildir.
4. Hal böyle olunca ; çekişme konusu 763-761 ve 748 parsel sayılı taşınmazlar yönünden işin esasının incelenmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kesin hüküm nedeniyle davanın reddedilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu 602 parsel sayılı taşınmaz yönünden kurulan hükümde davacı Vakfın isminin yanlış yazılması da isabetsizdir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına,
Peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.