"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/540 E., 2022/287 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul-Kısmen Ret
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Bismil ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın yaklaşık 50000 m2'lik bölümünü 30 yıldır nizasız, fasılasız, malik sıfatı ile zilyetliğinde bulundurduğunu, ağaçlar dikip kuru dere kısmını doldurup düzelterek tarım arazisi haline getirdiği taşınmazı bu şekilde kullandığını ileri sürerek tescil isteğinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 18.105,92 m2'lik bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.05.2019 tarihli ve 2016/9950 Esas, 2019/3583 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince ilgili kamu tüzel kişisi olarak davada yer alması gereken Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmesi gerektiğinin gözden kaçırıldığı, yöntemince taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm kurulduğu, ayrıca esasa ilişkin yapılan araştırma ve incelemenin de hükme yeterli bulunmadığı, çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve niteliğinin kesin olarak belirlenmediği, taşınmazın taksime konu olup olmadığı üzerinde durulmadığı, yetersiz ziraat bilirkişi raporu ile yetinildiği ve uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından yararlanılmasına rağmen, bu konuda jeodezi ve fotogrametri mühendisi yerine harita mühendisinden rapor alındığı, bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemeyeceği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı yararına mülkiyeti zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi ve jeodezi fotogrametri mühendisi bilirkişisinin 08.03.2021 havale tarihli rapor ve ekindeki krokide belirlenmiş olan (A) harfiyle gösterilen 18.106,20 m²'lik bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili, davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı ... vekili; eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, imar-ihyanın ileri sürülüş şekli, başlama ve tamamlanma tarihlerinin yeterince araştırılmadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı ... vekili; kural olarak Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin olağanüstü zamanaşımı veya başka bir yoldan kazanılmasının ve tapu siciline tescil edilmelerinin mümkün olmadığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri uyarınca taşınmazın mülkiyetini kazanma koşullarının davacı lehine oluşup oluşmadığının yeterince araştırılmadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinin birinci fıkrası; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri; 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usulü kazanılmış hak" olarak tanımlayacağımız bu müessese mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı).
Mahkemece, bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Diyarbakır ili, Bismil ilçesi, ... Mahallesinde 1973 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi tarafından ortak hazırlanan 04.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın tapulama çalışmaları sırasındaki fotogrametrik paftasında ve zemin durumunda dere yatağı olduğundan tescile tabi tutulmadığının bildirildiği, bu hususun Mahkeme tarafından gerekçede de zikredildiği ancak kadastro müdürlüğünce dava konusu alanın tam olarak belirlenemediğinin belirtildiği görülmekle, öncelikle taşınmazın niçin tespit harici bırakıldığının ilgili kadastro müdürlüğünden taşınmazın sınırları ayrıntılı olarak belirtilip krokisi eklenmek suretiyle yeniden sorulması, komşu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının ve tespite dayanak yapılan tüm belgelerin eksiksiz getirtilerek dayanak tapular var ise dava konusu yeri ne okuduklarının, taşınmazın tespit harici bırakılma sebebinin belirlenmesi, belirlendikten sonra yeniden keşif yapılması, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiriyor ise imar ihya çalışmalarının hangi tarihte tamamlandığını bildirir 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor alınması, dosya kapsamı itibarıyla taşınmazın dere yatağı olduğuna dair beyanlar bulunması nedeniyle yapılacak keşifte jeoloji bilirkişisi de bulundurularak taşınmazın niteliğinin ne olduğu, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen dere yatağında kalıp kalmadığı ve derenin aktif etki alanında bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınması, mahalli bilirkişilerin yeniden dinlenmeleri, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Kabule göre, 09.05.2019 tarihli bozmadan önce verilen kararda kabul kapsamına alınan taşınmaz miktarının 18.105,92 m2, bozmadan sonra verilen kararda ise 18.106,20 m² olduğu, bozma öncesi kararın sadece davalılar tarafından temyiz edildiği, davacı tarafından temyiz edilmediği anlaşılmakla, davalılar lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu hususu dikkate alınmayarak bozmadan sonra davacı adına tesciline karar verilen taşınmaz miktarının yaklaşık 1 m2 arttırılması da doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.