"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/23 E., 2022/40 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Antalya ili, Gündoğmuş ilçesi, ... köyünde bulunan 217 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu , taşınmazı tapusuz iken 450 m2 olarak 05.08.1988 tarihinde ...'den satın aldığını, kadastro tespiti sırasında taşınmazın bir kısmının 217 ada 1 parsel içerisinde tespit edildiğini belirterek bu bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini isemiştir.
II. CEVAP
Davalılar davacının dava konusu taşınmazın kendisine satılmasını istediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.06.2016 tarihli ve 2015/12 Esas, 2016/57 Karar sayılı kararı ile dava konusu parselin içinde bulunduğu ... mahallesini kapsayan nazım imar planı ve uygulama imar planının İmar ve İskan Bakanlığı Planlama ve İmar Genel Müdürlüğü tarafından 19.03.1978 tarihinde onaylandığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu mahallenin kadastrosunun 2006 senesinde kesinleştiği, İller Bankası tarafından hazırlanan 1/2000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında, mülkiyeti davacıya ait olan 217 ada 3 parsel numaralı taşınmazın geldisi olduğu iddia edilen ve satış sözleşmelerinde belirtilen 10 ada 18 parsel numaralı taşınmazdan bahsedilmediği, zaten imar planlarında altlık olarak halihazır durumun kullanıldığı, kadastral durumun pek öneminin olmadığı, ilk satış sözleşmesinin tarihi olan 28.12.1964 tarihinde Gündoğmuş ... mahallesinin imar planı kapsamında olmadığı, sözleşmelerde bahsedilen 10 ada 18 parsel numaralı taşınmazın neye dayanarak yazıldığının anlaşılmadığı, davacının taşınmazının adi satış senetlerinde yazılı haliyle komşu parselleri kısmen uyum sağlasa da davalının taşınmazı ile arasındaki sınır adi satış senetlerinde tam olarak belli edilmediği gibi mahalli bilirkişi ve bir kısım tanıklar tarafından tarafların taşınmazları arasındaki sınırın bilinmediği, 1982 tarihli kamulaştırma krokilerinde teknik bilirkişinin belirlediği (A) harfi ile gösterilen ve tapu kaydının iptal edilmesi istenen kısmın ...'ın zilyetliğinde kaldığı, 1982 yılında yapılan kamulaştırma sırasında ...'ın zilyetliğinde bulunan taşınmazın mülkiyetinin davalıya ait 217 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları ile benzerlik gösterdiği, dolayısıyla tarafların taşınmazları arasındaki sınırın 1982 yılında davacının iddia ettiği şekilde olmadığı, (A) harfi ile gösterilen ve davacının istediği kısmın davalının taşınmazı içerisinde kaldığı, 1978 tarihli imar planında da sınırın 2006 yılında kesinleşen kadastro sınırı ile aynı olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.06.2021 tarihli ve 2021/3342 Esas, 2021/5086 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek taşınmazı davacıya satan kişinin ve fen bilirkişinin katılımıyla mahallinde keşif yapılması ve yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi hakka dayalı olarak kullanıldığı, satışa konu olup olmadığı hususlarında somut olaylara dayalı olarak bilgi alınması, davacıya satış yapan kişiden satılan yerin dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığı, satıştan önce ne şekilde zilyet edildiği hususlarının sorulması, senet tanıkları da dinlenilmek suretiyle davacının dayandığı senedin içeriği ve nizalı taşınmazı kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahalli bilirkişi ve tanıkların davaya konu olan ve krokide A harfi ile gösterilen kısmın kime ait olduğunu bilmedikleri, sadece tanık ...'ın dava konusu yerin ...'a ait olduğunu, bu yerin babası ...'tan kaldığını ve davalıya satışı ile intikal ettiğini beyan ettiği, davalının taşınmazı ile arasındaki sınırın adi satış senetlerinde tam olarak belli edilmediği gibi senetlerde sözü edilen 10 ada 18 parsel numaralı taşınmazın bulunmadığı, A harfi ile gösterilen ve tapusunun iptali istenilen kısmın davalıya ait parsel içinde kaldığı,
davalı parselin tedavül ve intikal senetleriyle uyumlu olduğu, parsel sınırının 2006 yılında kesinleşen kadastro sınırı ile aynı olduğu, davacının davası ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar ederek verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu kısım ile dava konusu taşınmaz kavramları arasında hata yapıldığını, bilirkişi ve tanık beyanlarının davacının zilyetliğini doğruladığını, dava konusu taşınmaza ilişkin Asliye Ceza Mahkemesince yapılan keşifte alınan beyanların da bu yönde olduğunu, davanın gerekçesiz olarak tümden reddedildiğini, yemin delilleri dahil delillerinin toplanmadan karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu, Antalya ili, Gündoğmuş ilçesi, ... köyünde bulunan 217 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiş, satış nedeniyle ... adına kayıtlanmıştır.
2. Temyizen incelenen nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, davacının dayanağı olan satış senedinin hudutlarının satısıcı tarafından dahi bilinmediği, davacı yanın taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetliği bulunduğunu ve zilyetlikle iktisap koşullarının lehine oluştuğunu ispatlayamadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
11.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.