"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/287 E., 2022/363 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu kaydının iptali ile tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiş; kabul kararı hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 107 ada 29 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında kardeşi davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, ancak çekişmeli taşınmaz içerisinde müştereken kullandıkları eski ev, önündeki bahçe ve etrafındaki yoldan ibaret bölümünün babalarının sağlığında eşit hisseli olarak kendilerine bırakıldığını ileri sürerek bu kısmın 1/2'sinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; dava konusu taşınmazın tamamının mirasbırakan ... tarafından 1991 yılında kendisine hibe edildiğini ve zilyetliğini devraldığını, taşınmazın kendisi tarafından kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.06.2015 tarihli ve 2010/319 E., 2015/78 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın tarafların mirasbırakan babalarının hibesi ile davalı adına tapuya kayıt ve tescil edildiği, parselin içinde davalı ile davacının müştereken kullanmaları için mirasbırakan tarafından kendilerine bırakılan bir bölüm bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.12.2017 tarihli 2015/18319 Esas, 2017/8722 Karar sayılı kararıyla; “…yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları çekişmeli taşınmazın 17.09.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün tarafların müşterek murisi ... tarafından davacı ve davalıya bırakılıp bırakılmadığı noktasında çelişkilidir. Mahkemece, beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verilmiş olup ayrıca mahalli bilirkişi ve tanık beyanları davanın aydınlatılması bakımından hüküm vermeye yeterli değildir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31 inci maddesi uyarınca hâkimin davayı aydınlatma ödevi bulunduğu ve mevcut araştırma ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın aydınlatılamadığı gözetilerek taraflardan tespit bilirkişilerini tanık olarak dinletmek isteyip istemedikleri sorularak tarafların talebine göre taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün tarafların müşterek murisi ... tarafından taraflara hibe edilip edilmediği, murisin ölümünden önce bu bölümde taşınmazın tamamında kimin ne şekilde ne kadar süredir zilyet olduğu, murisin ölümünden sonra taşınmaz bölümünün kimin hangi nedenle kullandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, kadastro tespitine aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, fen bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11.12.2019 tarihli ve 2018/384 E. 2019/274 K. sayılı kararıyla; dava konusu 29 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişiler tarafından düzenlenen 17.09.2014 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 368,07 m2'lik alan ve bu alan üzerinde bulunan eski evin ve önündeki alanın, kadastro tespit tutanaklarının aksine davalıya hibe edilmediği, mirasbırakanın ölümüne kadar malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.01.2022 tarihli ve 2021/8347 Esas, 2022/537 Karar sayılı kararıyla; gerek davacı adına oluşan 30 parsel gerekse davalı adına oluşan 29 parsel sayılı taşınmazın tespit sebebi nazara alındığında mirasbırakanın 29 parsel sayılı taşınmazı davalıya, 30 parsel sayılı taşınmazı davacıya bağışladığı, 29 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan uyuşmazlık konusu bölümün de mirasbırakan tarafından davalıya verildiğinin anlaşılması karşısında davanın reddine karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek karar bozulmuştur. Davacı vekilinin karar düzeltme talebi Dairece 07.09.2022 tarihli kararla reddedilmiştir.
D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; (A) Harfli kısmın davacı ile davalı arasında müşterek olarak hisseli kaldığı, davacıyla davalı arasında paylaşılmadığı ve kadastro tespit tutanağındaki tespit gerekçesinin (A) harfli kısım için doğru olmadığı hususlarının davacı tarafça ispatlandığını, 29 parsel sayılı taşınmazın tamamının davalıya bağışlandığına dair kadastro tespit tutanağına dayalı bozma gerekçesinin yerinde olmadığını, ayrıca tanık beyanları ve bilirkişi raporları ile tespit tutanağındaki davalıya bağış yapıldığı olgusunun aksinin davada ispatlandığını, davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ve res'en tespit edilecek nedenlerle Yerel Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taksimen intikal hukuki nedenine dayalı tapu kaydının iptali ile tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı HMK’nın 190 ıncı maddesi
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.