"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davalarda davalı ... ile birleşen davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar, mirasbırakanları ...’ün 1059 parsel sayılı taşınmazını davalı oğluna ölünceye kadar bakma akdiyle, 1662 parsel sayılı taşınmazını ise 21.06.2001 tarihinde satış suretiyle devrettiğini, birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/495 E., 2018/511 K. sayılı dava dosyasında; mirasbırakan ... tarafından 1311, 1406 ve 1407 parsel sayılı taşınmazların öncelikle oğlu Ziyaattin’e, ondan da torunu ...’e devredildiğini, birleştirilen ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/14 E., 2020/137 K. sayılı dava dosyasında; mirasbırakan ... tarafından 3, 1262 ve 1494 parsel sayılı taşınmazların davalı oğlu Ziyaattin’e, ondan da 3 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ... ... Malzemeleri ve Yatırım İmalat Sanayi Ticaret Ltd.Şti.’ne 07.09.2016 da, 1262 ve 1494 parsel sayılı taşınmazların ise dava dışı Rahmi Tıknaz’a 20.12.2016 tarihinde satış suretiyle devredildiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, asıl dava yönünden 1059 ve 1662 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, birleştirilen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/14 E., 2020/137 K. sayılı dava dosyasında, dava konusu 3, 1262 ve 1494 parsel sayılı taşınmazlar yönünden miras payları oranında bedele, birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/495 E., 2018/511 K. sayılı dava dosyası yönünden ise, 1311, 1406 ve 1407 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan tarafından muvazaalı olarak davalı oğlu Ziyaattin’e, ondan da davalı torunu Şenol’a, ondan ise dava dışı ... Bağlar’a 19.10.2017’de satış suretiyle devredildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, 24.05.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle; asıl dava yönünden dava konusu 1059 ve 1662 parsel sayılı taşınmazlar ile birleştirilen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/495 E., 2018/511 K. sayılı dava dosyasında dava konusu 1311, 1406 ve 1407 parsel sayılı taşınmazların keşfen dava tarihi itibariyle belirlenen değerleri üzerinden davacıların miras payları oranında bedele karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Asıl ve birleştirilen davalarda davalı ..., dava konusu 1662 parsel sayılı taşınmazı bedeli karşılığında mirasbırakandan satın aldığını, dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının kendisi tarafından inşa edildiğini, satış işleminden davacıların bilgisi olduğunu, 1059 parsel sayılı taşınmazın ise ölünceye kadar bakma akdi ile devredildiğini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirildiğini, şayet aksi bir durum olsaydı bu durumun mirasbırakan tarafından dava konusu edilmiş olacağını, birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/495 E., 2018/511 K. sayılı dava dosyasında dava konusu taşınmazların 1984 yılında satış işlemine konu edildiğini, muvazaanın olmadığını, davacılar tarafından uzun zaman geçtikten sonra kötüniyetli olarak davanın açıldığını, birleştirilen ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/14 E., 2020/137 K. sayılı dava dosyasında ise dava konusu 3, 1262 ve 1494 parsel sayılı taşınmazların bedeli karşılığında mirasbırakandan satın alındığını, satış işleminin 1984 yılında gerçekleştiğini, daha sonra ise dava dışı üçüncü kişilere satış suretiyle devredildiğini, iddiaların asılsız olduğunu belirterek, asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddini savunmuştur.
2. Birleştirilen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/495 E., 2018/511 K. sayılı dava dosyasında davalı ..., dava konusu 1311, 1406 ve 1407 parsel sayılı taşınmazları bedelini ödemek suretiyle babası Ziyaattin’den satın aldığını, kök mirasbırakan ... tarafından dava konusu taşınmazların babası Ziyaattin’e 1984 yılında devredildiğini, davacıların devir tarihinden uzunca bir zaman geçtikten sonra kötüniyetli olarak davayı açtıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.06.2021 tarihli ve 2017/350E., 2021/196 K. sayılı kararıyla; asıl ve birleşen davalar yönünden 6100 sayılı HMK’nın 190. ve 4721 sayılı TMK’nın 6. maddeleri uyarınca herkesin iddiasını ispatla mükellef olduğu, dinlenen tanıkların temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğuna yönelik somut beyanda bulunmadıkları, davalılar ile mirasbırakanın birlikte çalıştıkları ve yaşadıkları, ancak dava konusu taşınmazları davalıların kendi paraları ile satın aldıkları ve yine üzerindeki yapıların kendileri tarafından yapıldığı, mirasbırakanın mirastan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak dava konusu taşınmazları davalıları devretmediği, davacılar tarafından iddialarını ispata yarar başkaca delil gösterilmediği, dosya kapsamında mirasbırakan ile davacılar arasında temlik tarihinde mal kaçırmayı gerektirecek herhangi bir husumetin ortaya konulamadığı, akitte gösterilen bedel ile keşfen saptanan gerçek değer arasındaki farkın da tek başına temliklerin muvazaalı olduğunu göstermeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların öncelikle 02.04.1984 ile 21.06.2001 tarihlerinde mirasbırakan ... tarafından satış suretiyle davalı oğlu ...'e devredildiğini, ... tarafından da 07.09.2006 ve 20.12.2016 tarihlerinde üçüncü kişilere satıldığını, devirler sonrasında taraflar arasında para alışverişinin olmadığını, devir tarihi itibariyle davalıya dava konusu taşınmazların satılmasını gerektirir bir nedenin bulunmadığını, yapılan işlemlerin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 17.02.2022 tarihli ve 2021/1569 E., 2022/244 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın davacı kızlarına herhangi bir taşınmaz vermediği gibi herhangi bir taşınmaz da bırakmadığı, mirasbırakan tarafından tek erkek çocuğu olan davalı ...'in korunup kollanmak suretiyle davaya konu taşınmazların muvazaalı olarak devre konu edildiğini, mirasbırakanın davalı oğlu Ziyaattin ile ölünceye kadar bakma akdi ve satış sözleşmesi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunmadığı gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davalı ... ile birleşen davada davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalılar Ziyaattin ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacılar tarafından birleştirilen ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/14 E., 2020/137 K. sayılı dava dosyasında 10.000 TL ecrimisil bedelinin davalı ...’ten tahsilinin talep edildiğini, 08.03.2018 tarihli celsede ise taleplerinin muvazaa nedeniyle bedele ilişkin olduğu yönünde beyanda bulunulduklarını, 24.05.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de davanın ikinci kez ıslah edilmiş olduğunu, HMK’nın 176/2.maddesine göre ıslahın yargılama sırasında bir kez yapılabileceğinin hüküm altına alındığını, bu nedenle davacıların 24.05.2021 tarihli ıslah dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiğini, mirasbırakan ... adına kayıtlı başkaca mal varlığı olup olmadığı yönünde Mahkemece inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini, mirasbırakan tarafından sağlığında davacılara da bir takım taşınmazlar devredildiğini, dava konusu taşınmazların devrinden sonra mirasbırakan ...’e satış bedellerinin ödendiğini, devirlerin 1984 yılında yapıldığını, eldeki davanın ise temlik tarihinden 33 yıl geçtikten sonra açıldığını, davacıların devirlerden başından beri haberdar olduğunu, mirasbırakana ölene kadar davalı oğlu Ziyaattin tarafından bakıldığını, yargılama aşamasında dinlenen tanıklarında muvazaanın olduğu yönünde somut beyanda bulunmadıklarını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706., ... Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar Ziyaattin ve ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 59.149,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılar Ziyaattin ve ...'den alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.