Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1165 E. 2024/1810 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazlarının devrinde vekilin yetkisini aşıp aşmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, davacı mirasçının bir kısım taşınmazlar üzerindeki payını rızası ve bilgisi dahilinde devrettiğine ve bedelini ödediğine dair banka dekontları ve tanık beyanları mevcut iken; diğer taşınmazın devrinde ise davacının satma iradesinin bulunmadığı, bedelinin ödenmediği ve vekilin yetkisini aşarak davacıyı zarara uğrattığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kısmen kabul, kısmen ret kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf incelemesi sonucunda verdiği esastan ret kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/560 E., 2022/1642 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul - Kısmen Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/452 E., 2020/20 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan babası ...’tan kalan taşınmazların intikal işlemlerinin yapılabilmesi amacıyla dava dışı kardeşi ...’ı vekil tayin ettiğini, 2013 yılında intikal işlemlerinin yapılığını, 2018 yılının Mart ayında intikali yapılan taşınmazların paydaşlar arasında taksim edilmesi için talepte bulunduğunu ancak tüm çabalarına rağmen rızai taksim yapılamayınca ortaklığın giderilmesi davası açtığını, anılan davada dosyaya gelen kayıtlardan dava konusu konusu 1816 ada 10 parseldeki ve 5654 ada 1 parseldeki 2, 5, 19 ve 40 nolu bağımsız bölümlerdeki paylarının bilgisi ve rızası dışında dava dışı

vekil ... tarafından 29.03.2018 tarihinde davalı kardeşi ... ile davalı yeğeni ...’a satış suretiyle devredildiğini öğrendiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, kendisine herhangi bir satış bedeli ödenmediğini, davalıların da iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile payının adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, kardeşler arasında yapılan rızai taksim doğrultusunda davacının rızası ve bilgisi dahilinde işlemlerin gerçekleştirildiğini, davacının payına düşen 190.000 TL’nin dava dışı vekil tarafından davacının banka hesabına 29.08.2014 tarihinde yatırıldığını, davacının anlaşma dışında kalan bahçe ve fırın için fazladan para istemesi nedeniyle kötüniyetli olarak eldeki davayı açtığını, taşınmazların bedeli karşılığında satın alındığını, mirasbırakandan intikal eden çok kıymetli dava dışı taşınmazlarda davacının hala paydaş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamıyla, dava konusu 5654 ada 1 parseldeki 2, 5, 19 ve 40 nolu bağımsız bölümlerin satış bedeli olan 190.000 TL'nin dava dışı vekil tarafından davacıya banka kanalıyla ödendiği gerekçesiyle anılan bağımsız bölümler yönünden davanın reddine; diğer dava konusu 1816 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise vekaletnamenin 2013 yılında verilmesine rağmen taşınmazın devrinin 2018 yılında yapılmış olması, dava dışı diğer mirasçılar arasında bir devrin bulunmaması, diğer paydaşlar arasında bir paylaşım olmaması gözetildiğinde dava konusu 1816 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, reddedilen kısım yönünden kararın kaldırılması gerektiğini, davalıların diğer mirasçılarla birlikte hareket ederek davacının daha az miras payı alması için uğraştığını, bu durumun tanık beyanlarıyla ispatlandığını, haberi olmaksızın devredilen taşınmazlar için 190.000 TL ödendiğinin kabulünün mümkün olmadığını, bu ödemenin taşınmazların değerinin çok altında kaldığını, dekontta dava konusu taşınmazlara ilişkin bir ödeme olduğunun da yazmadığını, sırf tanık beyanları esas alınarak bağımsız bölümler hakkındaki davanın reddedildiğini, tanık olarak dinlenen vekilin beyanına itibar edilemeyeceğini, bir an için tek daire bedeli olarak davacıya 190.000 TL ödendiği varsayılsa dahi dairelerin değerinin 300.000-360.000 TL olarak saptanmış olması karşısında zararına işlem yapıldığını, tüm taşınmazlar bakımından davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kabul edilen kısım yönünden kararın kaldırılması gerektiğini, kabul ve ret kapsamındaki tüm daireler için taraflar arasında rızai taksim yapıldığını, mahkemece aksi kanaatle yalnızca 5654 ada 1 parseldeki 2-5-19-40 no’lu bağımsız bölümler yönünden rızai taksim yapıldığının benimsenmesinin hatalı olduğunu, bu taşınmazlar yönünden davanın reddi doğru olmakla birlikte kabul kapsamındaki dava konusu taşınmazla ilgili de ret kararı verilmesi gerektiğini, tarafların dayısı ve halası olan tanıkların beyanlarıyla rızai taksim olgusunun ispatlandığını, dava dışı vekil ...’nın halen dahi azledilmediğini, davacının iddiasını ispatlayamadığını, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını, çok kıymetli olan dava dışı taşınmazlarda davacının hisselerinin halen durduğunu, davacının rızası dışında bir işlem yapılmadığını, davacının hisse bedeli olan 190.000 TL'yi 2014 yılında aldığını, davacının eşinin bahçeler ve fırınla ilgili daha fazla para istemesi nedeniyle eldeki davanın açıldığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ret kapsamındaki dava konusu 5654 ada 1 parselde kayıtlı 2, 5, 19 ve 40 nolu bağımsız bölümlerle ilgili olarak, davacı ile diğer mirasçılar arasında yapılan anlaşma gereği devrin yapıldığı ve davacının bu taşınmazlarda payına düşen bedelin dava dışı vekili tarafından davacıya ödendiğinin banka kayıtları ve tanık beyanlarıyla ispatlandığı, taşınmazların keşfen saptanan değeri ile ödenen 190.000 TL arasında aşırı fark bulunmadığı, temlikin davacının rıza ve bilgisi dahilinde yapıldığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığından söz edilemeyeceği gözetilerek dava konusu 5654 ada 1 parseldeki 2, 5, 19 ve 40 nolu bağımsız bölümler yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi; yine dava konusu 1816 ada 10 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak davacının satma iradesinin bulunmadığı, bu taşınmazla ilgili satış bedeli ödendiğinin de usulünce ispatlanmadığı, davacı ile diğer mirasçılar arasında yapılan anlaşmanın bu taşınmazı kapsamadığı, dava dışı vekilin yetkisini aşarak bu taşınmazdaki davacı payını da davalılara devretmek suretiyle davacıyı zararlandırdığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalıların da durumu bilen kişiler olup edinimlerinde iyiniyetli olmadıkları gözetilerek dava konusu 1816 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2nci, 3 üncü, 6 ncı ve 1023 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ve dava dışı tüm mirasçıların Malatya 3. Noterliğinin 04.04.2013 tarihli ve 10536 yevmiye nolu vekaletnamesi ile mirasbırakandan kalan taşınmazların intikali ve satışı hususunda dava dışı kardeşleri ...'ı vekil tayin ettikleri, mirasbırakan ...'a ait olan dava konusu 1816 ada 10 parsel ve 5654 ada 1 parseldeki A blok 2, 5, 19 ve 40 nolu bağımsız bölümlerin 12.06.2013 tarihinde tüm mirasçılara intikal ettiği, dava konusu 1816 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 1/6 payı , 5654 ada 1 parseldeki A blok 2 nolu bağımsız bölümün 545/3804 payı, 5, 19 ve 40 nolu bağımsız bölümlerin 1/6 payı davacıya ait iken dava dışı vekil ...'ın davacının paylarının tamamını eşit oranda davalılar ...,...'a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin ve davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 1.569,52 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...