"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/156 E., 2022/208 K.
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVA TARİHİ : 19.01.2015
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali-tescil ve alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı asıl davada; evli olduğu halde davalı ile uzun süre evlilik dışı ilişki yaşadıklarını ve bu ilişkiden 2000 doğumlu ikiz çocukları olduğunu, davalının sürekli olarak bu ilişkiyi eşine söylemekle tehdit edip üzerinde baskı kurması sonucu ve davalının bankadan kredi kullanıp daha sonra iade etmesi şartıyla kayden maliki olduğu dava konusu 25 ada 38 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 no’lu bağımsız bölümü davalıya devretmek zorunda kaldığını, temlikin muvazaalı olduğunu, davalının bankadan 94.600,00 TL tutarında kredi kullandığını, ancak bu kredinin toplam 56.409,99 TL’lik taksit tutarını kendisine ödettiğini, söz konusu ilişkiyi öğrenen eşinin 28.10.2014 tarihinde boşanma davası açtığını ve eşiyle boşandıklarını, boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla korku ve tehdidin etkisinin ortadan kalktığını ileri sürerek dava konusu 25 ada 38 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 no’lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptaline, kredi taksitleri için yaptığı ödemelere ilişkin olarak toplam 56.409,99 TL’nin ilk taksit tarihi olan 07.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; birleştirilen davada ise aynı taşınmazla ilgili tescil isteminde bulunmuştur.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı; muvazaa iddiasının yazılı delille ispatı gerektiğini, hile iddiası yönünden hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, hilenin de söz konusu olmadığını, ikiz çocuklarının mirastan pay almalarını önlemeye yönelik olarak davacı ile davacının eşinin planlaması üzerine eldeki davanın açıldığını, davacı ile ilişkilerinin gizli olmayıp davacının eşinin ve ailesinin bu ilişkiyi bildiklerini, davacının, evliliğinin formalite bir evlilik olduğunu söyleyip eşinden ayrıldığına kendisini inandırdığını, hatta tüp bebek yöntemiyle davacı ile müşterek çocuk sahibi olduklarını, davacının eşine ya da çocuklarına bu ilişkiyi söyleyeceği şeklinde bir tehdidi ya da baskısının olamayacağını, zira toplum içerisinde zaten evlilik hayatı sürdürdüklerini, kullandığı kredinin taksitlerini de davacının değil kendisinin ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2018 tarihli ve 2015/38 Esas, 2018/502 Karar sayılı kararıyla; inançlı işlem, hile ve tehdit iddialarının usulünce ispatlanamadığı, davacı tarafından teklif edilen yeminin de davalı tarafından eda edildiği, tapu iptali talebiyle açılan asıl dava ile tescil isteğiyle açılan birleştirilen dava arasında derdestlik söz konusu olmadığı, davacı tarafından kullanılan kredinin toplam 37.875,00 TL’lik taksit tutarının davacı tarafından ödendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davada sübut bulmayan tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, asıl davada alacak isteğinin kısmen kabulü ile davacı tarafından ödendiği anlaşılan 37.875,00 TL kredi taksit tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 13.03.2020 tarihli ve 2019/788 Esas, 2020/425 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 17.01.2022 tarihli ve 2021/166 E -2022/294 K sayılı kararıyla; " ...Dosya içeriği ve toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı tarafça usulünce ispatlanamayan tapu iptali ve tescil istekli asıl ve birleştirilen davanın yazılı şekilde reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Tarafların bu yöne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda; davacı tarafından davaya konu edilen alacakla ilgili olarak da davalıya yemin teklif olunduğu, yeminin davalı tarafından eda edildiği, yeminin kesin delil olması ve HMK’nın 227/2 nci maddesine göre, yemin teklif olunan kimse yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra diğer tarafın teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamayacağı ve yeni bir delil gösteremeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde usulünce ispatlanamayan alacak isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken davalı tarafça eda edilen yeminin kesin delil olduğu gözardı edilerek alacağın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl ve birleştirilen davalarda tapu iptali-tescil ve alacak taleplerinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ve aşamalarda ileri sürdüğü iddialarını yineleyip müvekkilinin kredi borcu için 56.409,99 TL ödeme yaptığını ve bununla ilgili olarak 34 adet banka ödeme dekontunun Mahkemeye sunulduğunu, davacının maliki olduğu taşınmazı davalı tarafın hile ve korkutması sonucunda devrettiğini ve üstüne kredi borcunu ödediğini, kaldı ki bir kişinin hem taşınmazını devretmesi hem de taşınmaz için çekilen kredinin kendisi tarafından ödenmesinin hayatın olağan akışına son derece aykırılık teşkil ettiği gibi nispi muvazaa olduğunun da en büyük ispatı bulunduğunu, Mahkemenin gerekçeli kararında 1945/20 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına atıfta bulunarak taraf muvazaasının kesin delil ile ispatlanması gerektiğini belirttiğini, işbu dava kapsamında Mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre uyuşmazlık konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin 600.000,00 TL olarak belirlendiğini, oysa taşınmazın tapu senedinde yazan bedelin raporda geçen bedelin neredeyse 1/6'i oranında olduğunu, taşınmazın tapu senedinin bile tek başına taraf muvazaasına kesin delil oluşturduğunu, tapu iptali ve tescil ile alacak taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, inançlı işlem, hile(aldatma) ve ikrah(korkutma) hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil ile alacak istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı, 27 nci ve 97 inci maddeleri.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ncı, 37 nci ve 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriğinden, dava konusu 25 ada 38 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 no’lu bağımsız bölümün tamamı davacı ... adına kayıtlı iken 07.10.2011 tarihinde satış yoluyla davalı ...’a temlik ettiği, satış tarihinde dava dışı banka lehine 189.200,00 TL bedelle ipotek tesis edildiği, davalı ...’in dava dışı bankadan 07.10.2011 tarihinde 94.600,00 TL tutarında konut kredisi kullandığı, kredinin 76.630,00 TL’lik kısmının davalı ...’in talimatıyla 10.10.2011 tarihinde davacı ...’e ödendiği, 15.550,00 TL’lik kısmının da davacı ...’in hesabına havale edildiği, davacı ...’in 1947 doğumlu olup 1979 yılında evlendiği dava dışı eşi ...ile 28.10.2014 tarihinde açılan boşanma davası üzerine 03.11.2014 tarihinde boşanmalarına karar verildiği, boşanma kararının 07.11.2014 tarihinde kesinleştiği; davacının, 1958 doğumlu davalı ... ile gayrıresmi birlikteliğinden 2000 doğumlu ikiz çocukları bulunduğu anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 89,95'er TL bakiye onama harcının (asıl ve birleştirilen davada) temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.