Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1269 E. 2024/2696 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın tescili davasında, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı ve zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın niteliği ve imar durumu hususunda bilirkişi raporları ve mahkeme gerekçesi arasında çelişki bulunduğu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığının ve zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığının yeterince araştırılmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/11 E., 2022/431 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Kahramanmaraş ili, Onikişubat ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan yaklaşık 7.000 m2 'lik taşınmazın kadastro sırasında tescil harici bırakıldığını, ancak çekişmeli taşınmazın adına kayıtlı evinin bulunduğu parselin önündeki taşınmaz olup 40 yılı aşkın zamandır kullandığını, üzerinde ağaçlar yetiştirdiğini ileri sürerek taşınmazın adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.11.2014 tarihli ve 2013/726 E. 2014/592 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 20.05.2014 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 850,75 m2 taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.12.2017 tarihli ve 2015/20784 E. 2017/8936 K. sayılı kararıyla; Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine değinilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli ve 2018/72 E. 2018/241 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 20.05.2014 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 850,75 m2 taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.10.2020 tarihli ve 2018/4768 E. 2020/4460 K. sayılı kararıyla; taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiğinin sorulup saptanılmadığı, hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde faydalanılmadığı, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından stereoskopik aletle incelenmesi gerektiği halde, bu konuda uzman olup olmadıkları anlaşılamayan ziraat ve orman mühendisi bilirkişileri tarafından incelemenin yapıldığı, eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava konusu taşınmaz bölümünün köy içi boşluk niteliğinde olduğu, kadastro sırasında hali arazi olarak tescil harici bırakıldığının anlaşıldığı, dolayısıyla taşınmazın imar ihyaya muhtaç yerlerden olmadığı, bu nedenle zilyetlik süresinin hesaplanmasında taşınmazın imar planı kapsamına alındığı tarihinin değil, dava tarihine kadar olan sürenin dikkate alındığı, buna göre davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, fen bilirkişisinin 08.04.2022 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen kırmızı renk ile taralı 849,86 m2'lik taşınmazın davacı adına ev ve bahçesi vasfıyla tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın imar ihyaya muhtaç yerlerden olduğunu, ziraat ve harita bilirkişilerinin raporunda taşınmazın imar-ihyasına 1975 yılında başlandığını ve 1985 yılında tamamlandığının belirtildiğini, dava konusu taşınmazın ise 1986 yılında onaylanan imar planı kapsamına alındığını, dolayısıyla imar planı kapsamına alınan tarihten geriye doğru 20 yıllık zilyetlik süresinin davacı lehine gerçekleşmediğini, diğer yandan dava konusu taşınmaz üzerine ev yapmanın ve ağaç dikmenin imar-ihya olarak nitelendirilemeyeceğini, taşınmazın evveliyatı itibarıyla Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunun anlaşıldığını, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1964 yılında Kahramanmaraş ili, Onikişubat ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın tescil harici bırakıldığı, hangi nedenle tespit harici bırakıldığının belirlenemediği, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın ilk olarak 1986 yılında yapılan ve onanan 1/5.000 ölçekli nâzım imar planı kapsamına alındığı anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, evveliyatı itibarıyla imar-ihyaya muhtaç yerlerin zamanaşımı yoluyla edinilebilmesi için imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine, eğer taşınmaz daha önce imar planına alınmış ise imar planı onay tarihine kadar 20 yıllık sürenin geçmesi gerekmektedir.

Somut olayda, mahkemece, dava konusu taşınmazın imar ihyaya muhtaç yerlerden olmadığı kabul edilerek, imar planı kapsamına alınma tarihi gözetilmeyip, dava tarihine kadar olan zilyetlik süresi esas alınarak sonuca gidilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir.

Şöyle ki; Mahkemece taşınmazın köy içi boşluk niteliğinde olduğu, kadastro sırasında hali arazi olarak tescil harici bırakıldığı, imar-ihya gerektirmeyen yerlerden olduğu belirtilmişse de bu hususun bilirkişi raporlarıyla aydınlatılmadığı gibi jeodezi bilirkişi ve ziraat bilirkişi kurulu raporlarında taşınmazın imar ihya işlemlerine tabi tutulduğunun belirtilmesi karşısında Mahkemenin gerekçesi ile raporlar arasında çelişkinin oluştuğu, Mahkemece bu çelişkiler giderilmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle oluca, aynı bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle çelişkilerin giderilmesi, taşınmazın evveliyatının hangi nitelikle olduğu, imar ihyaya muhtaç olan yerlerden mi yoksa boş (hali) nitelikte mi olduğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanarak, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar planının onaylandığı tarih itibarıyla davacı lehine kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı üzerinde durulması, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmadığının tespiti halinde ise 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde öngörülen şartlar gerçekleştiği takdirde imar planı kapsamında kalmış olsa dahi taşınmazın davacı adına tescil edilebileceği göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.