Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1383 E. 2024/4450 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazların davacı tarafından zilyetlikle iktisap edildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davayı kabul etmesi doğru olmakla birlikte, hüküm fıkrasında yer alan bir maddi hata nedeniyle karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1307 E., 2022/1641 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/356 E., 2019/742 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 122 ada 328 ve 329 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazların nizalı bölümlerinin babasından taksimen müvekkiline kaldığını, uzun yıllardır da müvekkili tarafından zilyet edildiğini, çevrede müvekkilinin ailesine ait taşınmazların da bulunduğunu ileri sürerek taşınmazların nizalı bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davacının babası olan dava dışı ... 26.10.2017 tarihli dilekçeyle; taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırırken dava konusu taşınmazları davacıya verdiğini belirtmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ

Mahkemenin 23.11.2017 tarihli, 2016/407 Esas, 2017/601 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlerinin evveli itibariyle davacının babası ...’a ait olup onun tarafından davacıya hibe edildiği, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından incelenen 1973 yılına ilişkin hava fotoğrafında taşınmazlarda kullanım olduğunun bildirildiği, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları ile ziraat mühendisi bilirkişiden aldırılan raporun da davacının iddialarını desteklediği, taşınmazların nizalı bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 122 ada 328 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, teknik bilirkişi ...’ın 24.07.2017 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 11.274,48 metrekarelik bölümünün davacı ... adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın geriye kalan ve aynı krokide (B) harfi ile gösterilen 8.003,17 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 33.337,48 metrekarelik bölümlerinin Hazine adına ham toprak vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline; 122 ada 329 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, aynı rapora ekli krokide (E) harfi ile gösterilen 36.384,28 metrekarelik bölümünün davacı ... adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın geriye kalan ve aynı krokide (D) harfi ile gösterilen 6.540,83 metrekare, (F) harfi ile gösterilen 222,60 metrekare ve (G) harfi ile gösterilen 106.330,38 metrekarelik bölümlerinin Hazine adına ham toprak vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 06.11.2018 tarihli, 2018/2093 Esas, 2018/1379 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince yapılan zilyetlik ve belgesiz araştırmasının yetersiz olduğu, taşınmazların bulunduğu alanda 4753 sayılı Kanun uyarınca toprak tevzii komisyonunca çalışma yapıldığı anlaşılmakta olup, bu çalışmalara ilişkin belgelerin getirtilerek uygulanmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın açıklanan hususlarda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkemenin 09.12.2019 tarihli, 2018/356 Esas, 2019/742 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı uyarınca yapılan araştırma ve inceleme sonunda, dava konusu taşınmazların hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlerinin evveli itibariyle davacının babası ...’a ait olup onun tarafından davacıya hibe edildiği, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından incelenen 1973 yılına ilişkin hava fotoğrafında taşınmazlarda kullanım olduğunun bildirildiği, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları ile ziraat mühendisi bilirkişiden aldırılan raporun da davacının iddialarını desteklediği, taşınmazların nizalı bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 122 ada 328 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, teknik bilirkişi ...’ın 24.07.2017 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 11.274,48 metrekarelik bölümünün davacı ... adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın geriye kalan ve aynı krokide (B) harfi ile gösterilen 8.003,17 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 33.337,48 metrekarelik bölümlerinin Hazine adına ham toprak vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline; 122 ada 329 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, aynı rapora ekli krokide (E) harfi ile gösterilen 36.384,28 metrekarelik bölümünün davacı ... adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın geriye kalan ve aynı krokide (D) harfi ile gösterilen 6.540,83 metrekare, (F) harfi ile gösterilen 222,60 metrekare ve (G) harfi ile gösterilen 106.330,38 metrekarelik bölümlerinin Hazine adına ham toprak vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hava fotoğrafı incelemesinin yetersiz olduğunu, kaldı ki bilirkişi tarafından incelenen 1973, 1985 ve 205 tarihli hava fotoğraflarından herhangi bir veri elde edilemediğini, davacının 40/100 dönüm norm sınırını da aştığını, toprak tevzii haritasında taşınmazın bulunduğu yer Şaban Kılıç adına kayıtlı olmasına rağmen bu kişi ile davacının irsi bağının ne olduğunun araştırılmadığını ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.12.2022 tarihli, 2022/1307 Esas, 2022/1641 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşif, uygulama, alınan beyanlar, jeodezi ve fotogrametri mühendisi tarafından 1973, 1985 ve 2005 tarihli hava fotoğraflarına göre yöntemince yapılan inceleme ve ziraat mühendisi bilirkişi kurulu raporları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu 122 ada 328 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 11.274,48 metrekarelik bölümü ile 122 ada 329 parsel sayılı taşınmazın aynı raponda (E) harfi ile gösterilen 36.384,28 metrekarelik bölümünün davacı tarafından tarım arazisi olarak kullanıldığı, tespit tarihinden geriye doğru 20 yılı aşkın süredir eklemeli olarak nizasız ve fasılasız şekilde malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurulduğu, davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen şartların gerçekleştiği gerekçesiyle, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 17 ve 46 ncı maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda Sivas İli, Hafik İlçesi, Düzyayla köyü çalışma alanında bulunan 122 ada 328 parsel sayılı 52.615, 13 metrekare ve 122 ada 329 parsel sayılı 149.928,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden olmakla Hazine adına ham toprak vasfıyla tespit ve tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Ancak, Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi ...’ın 24.07.2017 tarihli raporunda, dava konusu 122 ada 329 parsel sayılı taşınmazın (E) harfi ile gösterilen bölümünün yüzölçümü, raporun “koordinat ve hesap” bölümünde 36.834,28 metrekare olarak belirtildiği halde raporun ilk sayfasında 36.384,28 metrekare olarak belirtildiği, taşınmazın aynı raporda (D), (F) ve (G) harfleri ile gösterilen kalan bölümlerinin yüzölçümleri ile ilgili olarak raporda herhangi bir çelişki bulunmadığı, (E) harfi ile gösterilen bölümün doğru yüzölçümünün raporun ilk sayfasında belirtildiği şekilde 36.384,28 metrekare olduğunun kabul edilmesi halinde, (D), (F) ve (G) harfleri ile gösterilen bölümlerle birlikte taşınmazın toplam yüzölçümüne ulaşılamadığı, bu durumda raporun ilk sayfasında yazılı yüzölçümü maddi hataya dayalı olup hükmün bu haliyle infaza elverişli olmadığının anlaşıldığı, anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

Kamu düzeni yönüyle yapılan inceleme sonunda, İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2019 tarihli, 2018/356 Esas, 2019/742 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının 5 inci bendinde yer alan “36.384,28 m2” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine “36.834,28 m2” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.