"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/926 E., 2021/374 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 04.04.2016 tarihli 2015/5325 Esas 2016/3618 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Bismil ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan, sınırları dava dilekçesinde belirtilen 38.608,26m2 lik taşınmazı davacının imar ihya ettiğini ve zilyet olduğunu ileri sürerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu bölümün davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu bölüm hakkında ilçe belediyesinin sorumlu olduğunu, büyükşehir belediyesinin sorumluluk alanında olmadığını belirterek açılan davanın pasif husumetten ve esastan reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.01.2015 tarih ve 2012/333 Esas 2015/2 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda (F) harfi ile gösterilen 28.437,24 m2 lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 04.04.2016 tarihli 2015/5325 E- 2016/3618 K. sayılı kararıyla; “ Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu açıklanarak karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanması, ayrıca Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu açıklanarak taşınmazla ilgili kıyı kenar çizgisi araştırması yapılması, taşınmazın Dicle Nehri’nin etki alanında olup olmadığının ve aktif dere yatağında bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, üç kişilik jeolog veya jeomorfoloji mühendisi ile ziraat ve harita mühendisi ile yeniden keşif yapılması, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ” belirtilerek karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bismil 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın nehir yatağı olması nedeni ile tescil dışı bırakıldığı ve kıyı kenar çizgisi çalışmasının bulunmadığı, tescil dışı bırakılma tarihinden dava tarihine kadar 30 yıllık süre geçtiği, davacının 1980 yılında imar ve ihya işlemlerini tamamladığı, davacının 1980 yılından beri malik sıfatıyla davasız ve aralıksız olarak taşınmazı zilyetliğinde bulundurduğu,davacı yönünden (A) harfi ile gösterilen 38.606,38 m2 yüz ölçümlü taşınmaz bakımından zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu anlaşılmakta ise de Mahkememiz bozma öncesi kararında 10.09.2013 tarihli fen Bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (E) harfi ile gösterilen 28.437,24 m2 yüz ölçümlü alanın hüküm altına alındığı, F ile gösterilen kısma yönelik talebin reddine karar verildiği, hükmün davacı tarafça temyiz edilmediği, davalı tarafça temyiz başvurusu yapıldığı, hükmün aleyhe ağırlaştırılması yasağı" ilkesi gereği fen Bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen 28.437,24 m2 lik taşınmaz bakımından davanın kabulüne, bu kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda F ile gösterilen 7.373,16 m2 yüz ölçümlü kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilitemyiz talebinde bulunmuştur.
E. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekirken yalnızca 28.437,24 m2 kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tescili yönünde kısmi kabul şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava dosyasında bulunan Yargıtay bozma ilamının tam olarak dikkate alınmadan Mahkemece karar verildiğini belirterek kısmı ret olan bölüm yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, komşu parsellerin kadastro tutanaklarının getirilmediğini, imar-ihyanın başlama ve tamamlanma tarihlerinin yeterince araştırılmadığını, belgesiz araştırmasının yetersiz olduğunu, kıyı kenar çizgisi uygulaması yapılmadığını belirterek ve re'sen görülecek nedenlerle kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kanunda aranan şartların davacı taraf yararına gerçekleşmediğini belirterek ve resen dikkate alınacak nedenlerle kabul kararının bozularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmaları sonucu tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14 ve 17 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ve 713/1 inci maddesi
3. Değerlendirme
Dava konusu taşınmaz bölümü, 1956 yılında Bismil ilçesi Mertan köyünde yapılan kadastro çalışmalarında Dicle nehir yatağı olarak tescil harici bırakılmıştır.
Eldeki davada, İlk Mahkeme kararı taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde karara karşı yalnız davalı ... vekili tarafından temyiz yoluna başvurulduğu, davacı ve davalı ... tarafından kararın temyiz edilmediği anlaşılmakla, İlk Mahkeme kararını temyiz etmeyen taraf, aleyhine yeni bir durum oluşmadıkça temyiz yoluna başvuramayacağından, davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
Davalı ... vekilinin temyiz talebinin incelenmesine gelince; Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Önceki tarihli bozma ilamında, çekişmeli taşınmazla ilgili idarece yapılmış ve yöntemince kesinleşmiş bir kıyı kenar çizgisi çalışması bulunmadığı belirtilerek bilirkişiler marifet ile kıyı kenar çizgisinin ve taşınmazın Dicle Nehri’nin etki alanında kalıp kalmadığı ve aktif dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarının belirlenmesi ve bundan sonra karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece, sözü edilen bozma ilamına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiş, bozma ilamına aykırı şekilde yetersiz bilirkişi raporu esas alınmak sureti ile hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca; Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve 3621 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesine göre bu işlerde uzman olan üç jeolog veya jeomorfoloji mühendisi ile uzman ziraat ve harita mühendisinden oluşturulacak beş kişilik uzman bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif icra edilmeli ve yapılacak bu keşif sırasında yerel bilirkişilerden taşınmazın sınırlarını göstermeleri istenilmeli, teknik bilirkişilerden dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin memleket haritalarının, en eski tarihli askeri haritaların, hava fotoğraflarının yöntemince uygulanması, gerektiğinde değişik kodlardan toprak örnekleri alınıp analizlerinin yapılması, mevsimsel etkilerin de göz önünde tutulması suretiyle kıyı kenar çizgisini saptamaları istenilmeli ve belirlenen kıyı kenar çizgisi de gözetilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın Dicle Nehrinin etki alanı içerisinde kalıp kalmadığı ve aktif dere yatağı içerisinde bulunup bulunmadığı ile ilgili olarak denetime açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bu raporda ayrıca çekişmeli taşınmazın haritası ile kıyı ve kıyı kenar çizgisinin çakıştırılması neticesinde taşınmazın konumunu belirlemeleri istenilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz taleplerinin ayrı ayrı reddine,
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın davacı ve davalı ... Başkanlığına ayrı ayrı geri verilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.