Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1621 E. 2024/4118 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, vekalet verdiği oğlunun taşınmazlarını eski eşine devretmesini vekalet görevinin kötüye kullanılması olarak nitelendirerek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalıların boşanmış olmalarına rağmen ailevi ilişkilerinin devam etmesi, davacının taşınmazlar üzerinde vekalet görevinin kötüye kullanıldığını iddia ettiği tarihten yıllar sonra şirket borçları için ipotek tesis ettirmesi ve davayı uzun süre sonra açması, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı ve davacının rızasının bulunduğu değerlendirilerek yerel mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/2143 E., 2022/1811 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.06.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı ... vekili Avukat ...ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava konusu 133 ada 1,128 ada 2 ve 122 ada 4 parsel sayılı taşınmazlardaki payları ile ilgili işlemleri yapması ve dilediğinde satması için davalı oğlu ...’i vekil tayin ettiğini, ticaretle uğraştığından ihtiyaç halinde taşınmazın satılması için vekalet verilmesine rağmen oğlunun taşınmazları annesi olan ...’ye temlik ettiğini, devrin kendisinden habersiz yapıldığını ve bedel almadığını, taşınmazlardan gelir gelmemesi üzerine devri öğrendiğini, eski eşi olan davalı ...’nin taşınmazları alacak ekonomik gücü olmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, mümkün olmazsa bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davacının tarım reformunun takyidatlarından kurtulmak, şirketi ve şahsi borçları nedeniyle haciz gelmemesi için taşınmazların temlik edilmesinde yarar gördüğünü, boşanmasına rağmen davacının borçlarını eski eşi ve ondan olan çocuklarının ödediğini, davacının borçlarına kefil olduklarını, davacının ortağı ve müdürü olduğu şirketin banka borçları nedeniyle dava konusu taşınmazlara 2011 ve 2014 yıllarında 4.000.000,00 TL’lik ipotek tesis edildiğini, bu nedenle davacının temlikten haberinin olmamasının mümkün olmadığını, ipoteğe dayanak borçların kendileri tarafından ödenmeye devam ettiğini, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince 06.11.2018 tarih 2016/104 E., 2018/787 K. sayılı karar ile; davanın kabulüne karar verilmiş, davalıların istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 13.06.2019 tarih 2019/142 E., 2019/671 K. sayılı kararı ile, belirlenen duruşma gününden önce celse açılarak davacı tanıkları Mehmet ve Hüseyin’in dinlendiği, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği, davalılar tanık deliline dayandığı halde ön inceleme duruşmasına kadar delillerini hasretmediğinden delil bildirme talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, 128 ada 2 parsel yönünden akitlerin getirilmesi, duruma göre pasif husumetten ret veya 6100 sayılı Yasa’nın 125 inci maddesi uygulanması, davalıların ödemeye ilişkin sunduğu dekontlar için bilirkişi raporu alınması, şirketin ortak ve yöneticilerinin tespiti, davanın kabulünde nispi harç alınması gerektiği gerekçesiyle Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline, 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise bedel isteminin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

2.Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 04.11.2019 tarihli 2021/1484 Esas ve 2021/1204 Karar sayılı ilamı ile, satış bedelini davacıya ödediğini ispatlamakla yükümlü olan davalı vekil ...’in ödemeyi kanıtlayamadığı, ayrıca taşınmaz hisselerinin gerçek değerinden çok düşük bedelle satıldığı, davalıların taşınmaz hisselerinin tapuda gösterilenden daha yüksek bedelle satıldığını kanıtlayamadıkları gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

Dairenin 24.03.2022 tarihli ve 2021/10460 E., 2022/2386zK.sayılı kararıyla; davacı ile davalı ...’nin boşanmalarına rağmen ailevi ve beşeri ilişkilerinin devam ettiği, temlikten 2 ve 5 yıl sonra davacının müdürü olduğu şirket lehine dava konusu taşınmazlara ipotek tesis edildiği, eldeki davanın ise ipotek tesis tarihlerinden yıllar sonra açıldığı, vekil edenin iradesine aykırı olduğunu iddia ettiği temliki en geç ipotek tarihinde öğrendiğinin kabulü gerektiği, vekalet görevinin kötüye kullanılması davalarında zamanaşımı ve hak düşürücü süre uygulanması mümkün değil ise de, iradeye aykırı davranışın öğrenilmesine rağmen uzunca sayılacak sürede dava açılmamış olması işlemin iradi olduğu ve vekaletnamenin iradeye uygun olarak kullanıldığı yönünde delil olduğu, dinlenilen tanık beyanlarından da vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.12.2022 tarih 2022/2143 E., 2022/1811 K. sayılı kararı ile; bozma ilamında belirtilen gerekçelerle vekalet görevi kötüye kullanılmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili duruşma istekli temyiz dilekçesinde; temliğin haber verilmediğini, bedel ödenmediğini, krediye ilişkin evraklarda imzası olmadığını, şirket adına kredi kullanıldığı şahsına ilişkin borç olmadığını, kredinin temlikten 2 yıl sonra olduğunu, satış tarihinde ödeme veya ipotek borcu olmadığını, ödemelerin ... tarafından yapıldığına ilişkin delil olmadığını, vekil ...’in yükümlülüğünü yerine getirmediğini, vekalet görevini kötüye kullandığını, diğer davalının boşandığı eşi olup kötüniyetli olduğunu, ipotek tarihinde haberi olduğu ve aradan uzun bir süre geçmesinin ret gerekçesi olmayacağını, devirden haberdar olmadığını, bu hususun ispat edilmediğini, iyiniyetli olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 506 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 ve 1024 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Gerekçeli kararın son kısmında temyiz süresinin HMK 361 inci maddesi uyarınca iki hafta olmasına rağmen 15 gün olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüş, bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalılar vekili için 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.