"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/240 E., 2022/1848 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kurşunlu Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/253 E., 2020/41 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Çankırı ili, Atkaracalar ilçesi, ... köyü 110 ada 228 parsel sayılı taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tescil edildiğini, taşınmazın davacılara mirasbırakan ...'dan intikal ettiğini, uzun yıllar mirasbırakanın zilyet ve tasarrufunda iken ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, mirasçılar arasında herhangi bir taksim yapılmadığını, davalıların babasının bu köyden olmadığını, bu nedenle davalı tarafa babalarından taşınmaz kalmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın annesi ...'ün babası ...'den intikal ettiğini, davacılar ile herhangi bir akrabalık bağlarının bulunmadığını, neden bu davayı açtıklarını bilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki delillere göre dava konusu yerin davalı tarafından 20 yıldan fazla fasılasız nizasız zilyet edildiği, davalıdan önce babası ...'ün kullandığı, davacıların babası ...'nın davalının babası ...'e "2" dönüm yerine davalının babası tarafından "2"nin yanına "0" rakamı eklenerek yapılan satışa ilişkin olarak mahalli bilirkişilerin sadece duyumlarının olduğu ve Atkaracalar Muhtarlığının verdiği cevaba göre satışın yapıldığı tarihe ait köy karar defterinin bulunmadığı, davanın ispratlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davacıların mirasbırakanı ...'ya ait olduğunu, ...'nın, davalının babası ...’e 1950-60 lı yıllarda ... (...) mevkiinde 2 dönüm bir yer satmış olup bu yerin muhtemelen 110 ada 227 parsel olduğunu ve ...’ün diğer oğlu İrfan Karagöl adına tescil edildiğini, ancak kadastro çalışmalarının köye geleceğini öğrenen ve o dönemde köy muhtarı olan davalının, köy defterindeki 2 dönüme ilişkin karar üzerinde tahrifat yaparak “2” rakamının sağına “0” ekleyerek “20” dönüme çevirdiğini, ...’dan 20 dönüm yer almış gibi göstererek dava konusu 110 ada 228 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın da kendi adına tescilini sağladığını, tarafların mirasbırakanları arasında gerçekleşen 2 dönümlük satışın ispatı için mevcut köy muhtarından köy karar defterinin celbinin istendiğini, mevcut muhtarın defterin kaybolduğunu beyan ettiğini, dosyaya sundukları deliller arasında vergi ve tahrir kayıtlarına ilişkin fotokopiler olmasına ve bu kayıtlarda davacıların mirasbırakanı ... tarafından dava konusu taşınmazın bulunduğu "..." mevkiinde bulunan taşınmazlara ilişkin vergi kayıtları bulunmasına rağmen Yerel Mahkemenin bu kayıtları resmi kurumlardan celp etmediğini, davacıların adil yargılanma hakkının elinden alındığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahallinde yapılan keşif, uygulama, dinlenen mahalli bilirkişi, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı taraf her ne kadar dava konusu taşınmazın mirasbırakanları ...'dan intikal ettiğini ileri sürmüş ise de beyanlara göre dava konusu edilen taşınmazda davacıların mirasbırakanı ve davacıların hiç bir zaman zilyetliğinin bulunmadığı, taşınmazın davalı tarafın mirasbırakanından intikal eden yer olup kadastro tespit tarihine kadar 20 yılı aşkın süredir davalının zilyetliğinde bulunduğu, davacı tarafın taşınmazın kendi mirasbırakanından intikal ettiğini ve zilyetlik iddiasını ispat edemediği, bu durumda Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine
karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; istinaf dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini yinelemiş, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı ve 713 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosya kapsamından, davacıların dava konusu taşınmazın mirasbırakanları ...'dan intikal ettiğini, kadastro sonucunda davalı 3 kişi adına tespit ve tescil edildiğini iddia ederek dava açtıkları, ancak yargılamada taşınmazın taksim hibe, satış ve sair sebeplerle kendilerine kaldığını ispat edemedikleri, öte yandan davacılar dışında da mirasçılarının bulunduğu anlaşılmakla, 3. kişi konumundaki davalıya kendi adlarına veya miras payı oranında tapu iptali ve tescili istemiyle açtıkları davanın, davacıların aktif dava ehliyetleri olmadığından dinlenmesi hukuken mümkün bulunmamakta olup davada aktif husumet ehliyetinin tamamlanma olanağı da bulunmadığından, davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilmek suretiyle ret kararı verilmiş olması isabetsiz ise de davanın reddine ilişkin verilen karar, bu gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğru olduğuna göre bu hususun giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Mahkeme kararının gerekçe kısmının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Mahkemece verilen karar, açıklanan gerekçeyle sonucu itibariyle doğru olduğundan, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilmek suretiyle 6100 sayılı HMK’nın 371 inci maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek halinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Kurşunlu Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
25.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.