"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/710 E., 2021/1596 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki idari yoldan Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu iptali ile tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın ksımen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı Hazine temsilcisi ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; Şanlıurfa ili, .... ilçesi, .... köyünde kadastroca tespit dışı bırakılan 90 dönümlük bir parça taşınmazın imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hükümleri uyarınca davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
2.Davaya katılan ... ve müşterekleri vekili müdahale dilekçesinde; dava konusu taşınmazın vekil edenlerine ait 213-214-215 parsel sayılı taşınmazların kapsamında kalan bir yer olduğunu, 213-214-215 parsellerin dışında kalsa bile bu yerin 50 yılı aşkın süreden beri tasarrufu altında bulunduğunu, davacının hiçbir hakkı olmadığını ileri sürerek davacı tarafından açılan davanın reddi ile taşınmazın müdahiller adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.05.2019 tarihli 2002/360 E. 2009/276 K. sayılı kararıyla; zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine oluştuğu, asli müdahillerin davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacı ... tarafından Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle, asli müdahiller tarafından açılan davanın ise kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine; davacı ... tarafından Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine yönelik olarak açılan davanın ise kısmen kabulü ile krokisinde (A) harfi ile gösterilen 66.435 m² yüz ölçümlü taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde asli müdahiller vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09.02.2010 tarihli 2009/6630 Esas, 2010/605 Karar sayılı kararıyla; davaya katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına, davalı Hazine temsilcisinin temyizi yönünden ise dava tarihinden geriye doğru en az 20 yıl önce ve daha sonraki değişik tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları ve topografik haritaların bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, bu belgelerin bir ziraat mühendisi, bir harita veya kadastro mühendisi,bir jeologdan oluşacak uzman bilirkişiler vasıtasıyla zemine uygulanması, hava fotoğrafları ile topografik haritanın stereoskopik incelemeye tabi tutulması, taşınmazların bu belgelere göre niteliğinin kesin olarak belirlenmesine çalışılması, uzman bilirkişilerden taşınmazın niteliğini kesin olarak belirleyen gerekçeli, karşılaştırmalı ve denetime açık rapor sunulmasının istenilmesi, tanık ve yerel bilirkişi sözlerinin hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi ve ayrıca HUMK'un 366. maddesi gözönünde bulundurularak taşınmazın ve çevresinin fotoğraflarının hakim denetiminde çektirilerek dosyaya konulması, davanın tapusuz taşınmazın tapuya tesciline ilişkin olduğu gözetilerek çifte tapuya neden olmamak için krokisi gönderilerek dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı bir yer olup olmadığının ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden sorularak belirlenmesi gereğine değinilerek bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile (A) harfi ile gösterilen 66.435,00 metrekarelik bölümün davacı adına tesciline karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10.06.2013 tarihli, 2012/11633 Esas, 2013 Karar sayılı kararıyla; hükmen tescil edilen dosyaların da getirtilmesi, yasal hasımlardan olan Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yöneltilmesi gereğine değinilerek bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; zilyetlikle kazanım şartları davacı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; asli müdahillerin davasının ıspat edilemediğinden reddine, davacı ...'ın diğer davalılar hakkındaki davasının kısmen kabulü ile Şanlıurfa ili, ... ilçesi, .... köyünde fen bilirkişisi...'in 24.10.2019 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 63.580,39 m2'lik kısmının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi ile davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
1.Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davalının husumeti bulunmadığını, eksik araştırma ile karar verildiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, idari yoldan Hazine adına tescil edilen taşınmazın, tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Şanlıurfa ili, .... ilçesi, ... köyünde 1971 yılında yapılan kadastro sırasında taşlık olarak tescil harici bırakıldıktan sonra taşınmazın bir kısmı 2013 yılında ihdasen hazine adına 656 parsel numarasıyla tescil edilmiştir.
2.Mahkemece yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemenin bozma kararının gereklerine uygun olduğundan söz etmek mümkün değildir. Hükmüne uyulan bozma ilamında komşu taşınmazların hükmen tescile esas dosyalarının dosya arasına alınmasına değinildiği halde dosya arasına alınmadığı, zilyetliğin belirlenmesi için en iyi yöntem hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde zilyetliğin belirlenmesine yeterli olmayacak şekilde tek hava fotoğrafı incelemekle yetinildiği, imar durumunun ilçe belediyesi ve büyükşehir belediyesinden sorulmadığı, bozma öncesinde mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında taşınmazın davacı tarafından imar-ihya edildiği ve zilyet edildiğinin beyan edildiği, bozma sonrasında alınan beyanlarda ise çekişmeli taşınmazın davacının babasından kaldığı ve taksim sonucunda davacıya düştüğü beyan edildiği halde beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmediği, öte yandan davacı adına senetsizden kayıtlı taşınmazların tespit edilerek 40-100 dönüm sınırının aşıp aşmadığı belirlenmediği görülmektedir.
3.Hal böyle olunca, öncelikle komşu 123,124 ve 125 parsel sayılı taşınmazların hükmen tesciline esas dosyaları dosya arasına alınmalı, taşınmazın imar planı içerisinde olup olmadığı İlçe Belediye Başkanlığı ile Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorulmalı, Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden (imar planı içerisinde ise bu tarihten) 15-20-25 yıl öncesine ilişkin (özellikle 1984 yılı öncesine ait) farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik ve bindirmeli hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmelidir. Dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu katılımı ile önceki bilirkişilerden farklı bilirkişiler refakate alınarak keşif yapılmalıdır. Taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu taşınmazların tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı; dava konusu taşınmazın çevresinde bulunan komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanak kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli, hükmen tescil edilen komşu taşınmazların dava konusu taşınmaz ile çakışıp çakışmadığı tespit edilerek rapor düzenlettirilmelidir.
4.Üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığı hususlarını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ve önceki bilirkişi raporlarını irdeleyen ayrıntılı rapor istenmelidir.
5. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle olmak üzere temin edilen güncel uydu görüntüleri ile birlikte ayrı ayrı incelenmesi neticesinde taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz bölümleri üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlettirilmelidir.
6. Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca, davacı, mirasçılar ve mirasbırakanı adına dava konusu taşınmazın bulunduğu çalışma alanında kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı (senetsiz defteri) Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulmalı varsa hükmen tescil edilen taşınmazlara ilişkin dosyalar dosya arasına alınmalı, senetsizden edinilen taşınmaz varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının kesinleşip kesinleşmediklerini gösterir şekilde onaylı örnekleri getirtilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmek suretiyle Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalıdır.
7. Bundan sonra, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek dava tarihine (imar planı içerisinde ise daha eski olan tarihe) kadar 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmiş olup olmadığı değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
8.Kabule göre de, dava konusu taşınmazın yargılama sırasında davalı Hazine adına kayıtlı 656 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı gözetilerek tapu iptali ve tescile ilişkin hüküm tesis edilmesi ve davalı Belediyeler yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere yalnız tescil hükmü kurulması da isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalıların değinilen yöne ilişkin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Yasa’nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin yatırılan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davalı ... Başkanlığına iadesine,
Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
01.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.