"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2317 E., 2022/1828 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kemah Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/15 E., 2019/25 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı gereğince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; çekişmeli 111 ada 1, 5, 110 ada 4, 114 ada 9, 117 ada 55, 121 ada 28, 153 ada 1, 155 ada 1, 157 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kadastro sonucunda davalı ve kendisi adına eşit paylarla tescil edildiğini; ancak 11.09.1965 tarihli senet ile davalı kardeşinin çekişmeli taşınmazlardaki yasal miras payını kendisine devrettiğini iddia ederek davalı adına kayıtlı payların iptali ile adına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında 117 ada 55 ve 153 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davadan feragat etmiştir.
II.CEVAP
Davalı vekili; hak düşürücü sürenin dolduğunu, öncelikle davanın bu nedenle reddinin gerektiğini, çekişmeli taşınmazların miras yoluyla davalıya intikal ettiğini, miras yoluyla gelen taşınmazların taksim edilmediğini, davacının dayandığı senette yazılı imzanın davalıya ait olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kemah Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.09.2017 tarih ve 2016/29 Esas, 2017/55 Karar sayılı kararıyla: çekişmeli taşınmazların tarafların müşterek murislerinden intikal ettiği, davacının iddiasına dayanak olarak sunduğu 11.09.1965 tarihli yazılı belge incelendiğinde murislerin veraset ilamında adı geçen tüm mirasçıların ve davacının imzasının bulunmadığı, bu nedenle bu belgenin taksim senedi olarak kabulünün mümkün olmadığı, ayrıca dayanak senedin tarafların murisleri olan ...'dan kendilerine intikal eden malların rızai olarak bölüşülmesi iradesini içerip içermediğinin tam olarak anlaşılamadığı, davacının iddiasını keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile de ispat edemediği gerekçesiyle 117 ada 55 parsel, 153 ada 1 parseller yönünden davanın feragat nedeniyle, kalan parseller yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 22.03.2018 tarih ve 2017/1595 Esas, 2018/540 Karar sayılı kaldırma kararında; ''... davacı tarafından ibraz edilen belgeye göre davalının, babasından kendisine intikal eden taşınmazlardaki miras payını belgede yazılı menkul ve gayrimenkuller kendisine verilmek kaydı ile davacı kardeşine terk ettiğinin anlaşıldığı; ancak yargılama sırasında davalı tarafça belge altındaki imzanın inkar edildiği, bu durumda belgede yer alan imzanın davalıya ait olup olmadığı araştırılarak, imzanın davalıya ait olmadığı tesbit edildiği takdirde davacıya, davalıya yemin teklif etmek hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi'' gereğine değinilerek hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli 153 ada 1 ve 117 ada 55 parseller yönünden davacının feragat beyanı nedeniyle davanın reddine, kalan parseller yönünden ise davacı dayanağı belgede yer alan imzanın davalıya ait olmadığının bilirkişi raporu ile belirlendiği, davacıya yemin delilinin hatırlatıldığı ve 27.06.2019 tarihli duruşmada davalının yemini eda ederek senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını ve davacı ile dava konusu taşınmazları taksim etmediklerini, taksim sözleşmesi yapmadıklarını beyan ettiği, hal böyle olunca davacı tarafça iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
D. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın gerekçesinde davanın reddi sebebi olarak davacı tarafından dosyaya sunulan 11.09.1965 tarihli belgenin tüm mirasçıların katılımı ile birlikte imza altına alınmamış olması ve senet içeriğinin tam olarak anlaşılmamasının gösterildiğini, davalı ...'ya ait imzanın davalı tarafça inkar edilmesi sebebiyle imza incelemesi yapılmak üzere ilk kararın kaldırıldığını ve eksik hususlar yönünden yeniden yargılama yapıldığını, senet aslının üzerinde inceleme yapılmak üzere, imza incelemesine esas muhtelif kurumlardan temin edilen belgelerle birlikte dosyanın bilirkişiye tevdi edildiğini, mukayeseye esas olarak Mahkeme huzurunda davalıya ait el ürünü imza örneklerinin alınmadığını, adli belge inceleme, grafoloji ve sahtecilik uzmanı tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda “senetteki pul üzerindeki isim soy isim yazısı şeklindeki yazının atılma amacına göre imza olarak değerlendirildiğinde mukayese imzalarla karşılaştırılmalarına göre kuvvetle muhtemel Yosma Karabuğ'un el ürünü olmadığı” tespitinin yapıldığını, ilgili rapora taraflarınca itiraz edildiğini ve yeniden rapor aldırılmak üzere dosyanın Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesine gönderilmesinin talep edildiğini, ancak itirazlarının ve yeniden rapor aldırma taleplerinin reddedildiğini, eksik inceleme sonucu verilen kararın bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, örnek imzaların şüpheli imza ile mümkün olduğu kadar yakın tarihte atılmış olmasının şart olduğunu, bu zaman aralığının da azami 5 yıl olduğunu, aradan geçen 50 yılı aşkın süre zarfında davalıya ait imzanın da değişmiş olabileceğinin aşikar olduğunu, bilirkişi raporunda bu hususa dikkat edilmeden sonuca varılmasının hatalı olduğunu, kadastro çalışmalarından önce dava konusu taşınmazların tapu kayıtları da olmadığı için tapuda devir alma imkanı bulunmadığını, keşif esnasında dinlenen tanıklar ve mahalli bilirkişilerin beyanlarının doğru olduğunu ve iddianın ispat edildiğini, dolayısıyla eksik inceleme ile haksız ve hukuka aykırı bir şekilde verilmiş olan yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
E. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen temyize konu kararıyla; davacının dilekçeler teatisi aşamasında yemin deliline dayanmadığı, delillerini belirttikten sonra "vesaire tüm deliller" ibaresini kullandığı, ancak bu ibarenin yemin delillini kapsamadığı, her ne kadar Erzurum BAM 4. Hukuk Dairesinin kaldırma kararında yemin delilinin hatırlatılması gerektiğine işaret olunmuş ve kaldırma kararından sonra yemin delili hatırlatılmış ise de, kaldırma kararında maddi hata yapıldığı, bu nedenle davacı tarafından dayanılmayan yemin delili nedeniyle davalı yararına kazanılmış hak oluşturmadığı kabul edilerek davacının toplanan delillerine göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde, taşınmazların tarafların ortak murislerinden kaldığı, davacının dayandığı 1965 tarihli senetteki davalıya atfedilen imzanın davalının eli ürünü olmadığı, davacı tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, davalının taşınmazlarda 1/2 hisse sahibi olduğu, ortak muristen kaldığı anlaşılan taşınmazlarda taksim yapıldığının yahut davalının ortak muristen kalan taşınmazlardaki hisselerini davacıya devrettiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 677. maddesi,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 3402 sayılı Kanun'a göre yapılan kadastro çalışması sonucunda Erzincan ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan, 111 ada 5 parsel, 155 ada 1 parsel, 157 ada 1 parsel, 121 ada 28 parsel, 111 ada 1 parsel, 110 ada 4 parsel, 114 ada 9 parseller davacı ve davalı adına 1/2 hisse ile senetsizden tespit edilmiş, Erzincan ili, .... ilçesi .... köyü 153 ada 1 parsel, 117 ada 55 parseller ise dosya tarafları ve dava dışı ... adına 1/3 hisse ile tespit edilmiş, askı ilanında itiraz edilmediğinden tutanaklar kesinleşerek taşınmazlar tapu siciline tescil edilmiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.