Logo

1. Hukuk Dairesi2023/17 E. 2024/130 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma işleminin iptal edilmesinden sonra taşınmazın devredildiği şirket aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacı tarafından kamulaştırma bedelinin mahkemeye depo edilip edilmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma işleminin iptaline dair idari yargı kararı kesinleştikten sonra taşınmazın devredildiği şirketin kötü niyetli olduğu, davacı lehine yatırılan kamulaştırma bedelinin davacı tarafından çekildiğinin ispatlanamadığı ve 7247 sayılı Kanun'un 5. maddesi ile 5366 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 1. madde gereğince kamulaştırma bedelinin davacı tarafından mahkemeye depo edilmesi şartının aranmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1263 E., 2022/2009 K.

DAVALILAR : ... vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Avukat ..., ... vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/321 E., 2021/71 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili ve davalı ... İstanbul Konut İmar Plan Tur. Ulaşım San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; dava konusu 504 ada 5 parsel sayılı taşınmazın maliki iken davalı ... Başkanlığının 25.02.2015 tarih ve 184 sayılı Encümen kararı ile 5366 sayılı “Yıpranan Kültürel ve Tarihi Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Kanunu” gereğince söz konusu taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiğini, anılan Encümen kararına istinaden İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/72 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen dava sonucu, kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın Belediye adına tesciline 18.10.2017 tarihinde karar verilip taşınmazın 14.12.2017 tarihinde davalı ... adına tescil edildiğini, kamulaştırma bedelini almadığını, davalı İdarenin hesabında durduğunu, İstanbul 9. İdare Mahkemesinin 2016/945 Esas, 2018/113 Karar sayılı 24.01.2018 tarihli kararı ile kamulaştırma işleminin iptaline karar verildiğini, ancak davalı Belediyenin kamulaştırdığı dava konusu taşınmazı 04.05.2018 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iştiraki olan davalı ... A.Ş.’ye devrettiğini, kamulaştırma işlemi İdare Mahkemesince iptal edilmekle kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında verilen tescil kararının ve taşınmazın davalı ... adına tescilinin hükümsüz hale geldiğini, taşınmazın diğer davalıya devrinin de hukuka aykırı olup yolsuz tescil oluştuğunu ileri sürerek dava konusu 504 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Belediyesi vekili; kamulaştırma işleminin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararının henüz kesinleşmediğini, dava konusu taşınmazın diğer davalıya devredilmesi nedeniyle davalı Belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini, yenileme alanı ilan edilen bölgelerde kamulaştırma işlemlerinin yürütüldüğünü, bu kapsamda yapılan 13.06.2008 tarihli sözleşme gereğince taşınmazın diğer davalıya devredildiğini, kamulaştırma sürecinin usul ve yasaya uygun olup kamulaştırma davasında verilen tescil kararının da kesin olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ... AŞ. vekili, İdare Mahkemesi kararının henüz kesinleşmediğini, davalı ... ile imzalanan sözleşmeye istinaden taşınmazın davalı Şirkete devredildiğini, kamulaştırma sürecinin davalı ... tarafından yürütülmesi nedeniyle davalı Şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası sonucu mülkiyetin davalı İdareye geçtiğini, kamulaştırma sürecinin de usule uygun olduğunu, kamulaştırma davasında verilen tescil kararının kesin olup işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.02.2021 tarihli ve 2018/321 Esas, 2021/71 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davalı ... adına tesciline dayanak kamulaştırma işleminin iptaline dair İdare Mahkemesi kararının kesinleştiği, bu durumda davalı ... adına oluşan tescilin geçerli bir hukuki dayanağının kalmadığı, tescilin baştan itibaren yolsuz hale geldiği, davacı tarafından kamulaştırma dosyası kapsamında alınmış herhangi bir bedel olmadığından eldeki davada kamulaştırma bedelinin depo ettirilmesi yönündeki davalı talebinin yerinde olmadığı, davalı Belediyenin kamulaştırma bedelini kamulaştırma dosyasından iade alabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2021 tarihli ve 2021/962 Esas, 2021/1964 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davalı ... adına tesciline esas kamulaştırma işleminin idari yargı yerinde iptaline ilişkin kararın kesinleşmesi ile tescilin yolsuz hale geldiği, iptal kararı verilmesinden sonra taşınmazı edinen diğer davalı ... AŞ’nin de İBB iştiraki bir şirket olup basit bir araştırmayla yolsuzluğu ve uyuşmazlığı bilecek durumda olduğu, bu durumda iyiniyetli kabul edilemeyeceği, ediniminin korunmasına yasal olanak bulunmadığı, her ne kadar kamulaştırma bedelinin eldeki davada depo ettirilmesi gerektiği davalı tarafça ileri sürülmüş ise de kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil dosyasında verilen kararın istinaf aşamasında kaldırılması ve bloke edilen kamulaştırma bedelinin ödenmemesine tedbiren karar verilmiş olması nazara alındığında, kamulaştırma bedelinin bloke edildiği ancak henüz davacıya ödenmediği açık olup bu konudaki talebin yerinde olmadığı, eldeki davada kayıt maliki davalı ...'a ve ara malik davalı Belediyeye husumet yöneltilmesinin doğru olduğu, ancak tapu iptal tescil hükmünün kayıt maliki davalı ... hakkında kurulması gerekirken her iki davalı hakkında kurulmasının hatalı olduğu, davalı ... AŞ’nin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, ancak davalı ... Belediyesinin istinaf başvurusunun hükmün hatalı olması nedeniyle kabulü gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 14.04.2022 tarihli ve 2022/853 Esas, 2022/3134 Karar sayılı kararıyla; " ... dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin Encümen kararının idari yargı yerinde iptal edilmesi karşısında tescilin dayanağının kalmadığı ve yolsuz tescil olduğu sabittir.

Ancak; Bölge Adliye Mahkemesince, hükümde hata yapıldığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi değiştirildiğine göre HMK’nın 353/1-b.2. maddesi uyarınca, gerekçe düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken hem söz konusu hataya değinilip hem de davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi doğru değildir.

Öte yandan; kamulaştırma bedelinin davacı ... tarafından alınıp alınmadığı ilgili birimlerden sorularak tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit edildikten sonra, davacının kamulaştırma bedelini tahsil etmiş olması halinde 7247 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi ile 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun'a eklenen Geçici 1 inci maddeye göre işlem yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli değildir.'' gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.11.2022 tarihli ve 2022/1263 Esas, 2022/2009 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamı gereği yapılan araştırmada davacıya kamulaştırma bedeli olarak bir ödeme yapılmadığı, davalı tarafça sunulan dekontların davalıların kendi aralarında yaptıkları ödemelere ilişkin olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz davalı İdare adına kayıtlı olmadığından İdare yönünden husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine ilişkin bir hüküm kurulmaksızın karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, bozmaya uygun karar da verilmediğini, İdarenin taraf sıfatı bulunmadığını, vekalet ücreti ve yargılama giderleri bakımından da İdarenin sorumlu tutulmasının yerinde olmadığını, davacıya depo edilen bedelin faizi ile iadesi için süre tayin edilmesi, aksi halde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, sunulan dekontlardaki şerhlerden, kamulaştıma bedellerinin ...'e ödenmek üzere bloke edildiğinin anlaşıldığını, bankadaki sistem nedeniyle kamulaştırma bedeline ilişkin bu şekilde "havuz hesabı" denen bir hesap oluşturulduğunu, bir çok malikin kamulaştırma bedelini bu şekilde oluşturulan hesaplardan kimliklerini ispat etmek şartıyla tahsil ettiğini, sunulan dekontların, davacı adına bloke edilen kamulaştırma bedelinin salt ... A.Ş.'den İdare'ye aktarılmasından ve iki tarafın kendi aralarında yapılan ödemelerden ibaret olmadığını, bu hususun açıklattırılmadığını ve dikkate alınmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... İstanbul Konut İmar Plan Tur. Ulaşım San. Ve Tic. A.Ş vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma kararı doğrultusunda tüm ödemelerin ...’e yapıldığını, tüm kamulaştırma işlemlerinde bankalardaki sistemler nedeniyle doğrudan hesap açılamadığından kamulaştırma bedellerinin "havuz hesabı"na aktarılarak maliklerin kimlik ibraz etmek şartı ile tahsilinin sağlandığını, kamulaştırma bedelinin davacı ...'e ödenmek üzere bloke edildiğini, bu bedelin tahsilinin ancak ve ancak davacının kimliğini ispat etmesi ile mümkün olduğunu, bir başka anlatımla, davacı tarafından kimlik göstermek suretiyle bedelin tahsil edilmemesi halinde bloke edilen tutarın davalı şirket veya idare tarafından iade alınmasının mümkün olmadığını, bu hususun bankaya sorulmaksızın davalılara açıklama yaptırılmaksızın, dekontlardaki şerhlere dikkate etmeksizin, 5366 sayılı Kanu'nun Geçici 1 inci maddesinde getirilen amir hükmü uygulamaksızın karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İdarece ödenmiş olan kamulaştırma bedelinin davacı tarafından Mahkeme veznesine depo edilmesinin şart olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinde gerekli araştırma yapılmadığını, dava şartının tamamlanmadığını, kamulaştırma süreci belediye tarafından yürütüldüğünden ...’a husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci, 1022/1 inci, 1023 üncü, 1024/2 nci ve 3 üncü maddeleri.

2. 18.06.2020 tarihinde kabul edilen ve 26.06.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 7247 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 5 inci maddesi ile 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanuna eklenen Geçici 1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 504 ada 5 parsel sayılı, 99 m2 miktarlı, ahşap bahçeli hane vasıflı taşınmazın tamamı davacı ... adına kayıtlı iken 14.12.2017 tarihli kamulaştırma işlemiyle davalı ... Belediyesi adına, 04.05.2018 tarihli kamu kurumlarının bedelsiz devri işlemiyle de davalı ... A.Ş. adına tescil edildiği; İstanbul 9. İdare Mahkemesinin 2016/945 Esas, 2018/113 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın davalı ... Belediyesine devredilmesinin dayanağı olan kamulaştırma kararının iptaline karar verildiği, verilen kararın 15.04.2019 tarihinde kesinleştiği, bilahare taşınmazın diğer davalı ... A.Ş'ye devredildiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava ise yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış, davacı; kamulaştırma işleminin İdare Mahkemesince iptal edilmekle dava konusu taşınmazın davalı ... adına tescilinin hükümsüz hale geldiğini, diğer davalıya devrinin de hukuka aykırı olduğunu, yolsuz tescil oluştuğunu ileri sürmüştür. Bu durumda yolsuz tescil iddiasının ispatı açısından kayıt maliki yanında, ara malik olan diğer davalı Belediyeye de davanın yöneltilmesi mümkün olup davalı Belediyeye de husumet yöneltilmesinin olayın aydınlatılması ve ispatı bakımından gerekli olduğu, bu suretle tapu iptali ve tescil istekli davada, tapu kayıt maliki şirket ile birlikte davalı Belediyenin de pasif husumet ehliyeti bulunduğu açıktır.

3. Öte yandan, 7247 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi ile 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun'a eklenen Geçici 1 inci maddeye göre; kamulaştırma işlemlerinin iptaline karar verilmesi nedeniyle idare aleyhine açılacak davalarda, taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesi üzerine idarece ödenmiş olan kamulaştırma bedelinin davacı tarafından Mahkeme veznesine depo edilmesi gerektiği düzenlenmiş olup somut olayda davacı lehine bankaya yatırılan kamulaştırma bedelinin davacı tarafından bankadan alındığının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.

4. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 57.581,92 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...