Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1801 E. 2023/7494 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak Hazine adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine, davacının zilyetlik iddiasının ispatlanıp ispatlanamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğini Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi anlamında ispatlayamadığı, bazı taşınmazlar için daha önce açılmış ve kesinleşmiş kadastro davası bulunduğu ve diğer taşınmazlar üzerindeki zilyetliğini kanıtlayacak delil sunamadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1161 E., 2022/1017 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

TEMYİZ EDEN : Davacı

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/335 E., 2018/252 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında köyde kimsesi bulunmadığından dava konusu 103 ada 69 ve 182, 107 ada 3, ve 102 ada 106 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına yazıldığını açıklayarak tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiş; aşamada 107 ada 3 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davasından vazgeçtiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, hangi taşınmazların dava konusu edildiğinin tam olarak açıklanması gerektiğini, davacının neden taşınmazların kendi üzerine yazılması gerektiğini açıklamadığını, dava konusu taşınmazlardan 107 ada 103 parselin şahıslar adına kayıtlı bulnduğunu bu taşınmaz nedeniyle husumetten ret talep ettiklerini, dava konusu diğer taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, kadastro tespitinde ham toprak vasfı ile Hazine adına tapuya tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.04.2018 tarihli ve 2015/335 Esas, 2018/252 Karar

sayılı kararıyla; 107 ada 3 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden davacının vazgeçmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, diğer taşınmazlar yönünden ise ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı taraf istinaf yoluna başvurmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı Yakup Üyanık, kararın hatalı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı yararına TMK'nın 713/1 inci ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde belirtilen eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının oluştuğu söylenemeyeceğinden, Mahkemece davanın yazılı gerekçelerle reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı; verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddeleri

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu, 103 ada 182 ve 69 parseller kadastro çalışmaları sırasında senetsizden ham toprak niteliğiyle sırasıyla 6.245,15 m² ve 5.065,06 m² yüzölçümlü olarak Hazine adına 16.08.2005 tarihinde tespit ve tescil edilmiş, tutanaklarda Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, tarım alanına dönüştürülmesi ve ekonomik yarar sağlanması mümkün yerlerden olduğu açıklanmıştır. Mahallinde yapılan keşifte davacının gösterdiği yerin teknik bilirkişi tarafından düzenlenen raporda aynı ada 183 parsel sınırları içerisinde bulunduğu anlaşılmış, Mahkemece getirtilen 183 parsele ait kadastro tutanağı içeriğinden, taşınmazın senetsizden ham toprak niteliğiyle 32,699 m² yüzölçümlü olarak aynı tarihte Hazine adına tescil edildiği görülmüştür. 102 ada 106 parsel, senetsizden ham toprak niteliğiyle 54,335 m² yüzölçümlü olarak 20.05.2005 tarihinde Hazine adına tespit edilmiş, davacı Yakup'un tespite karşı kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açtığı Kayseri Kadastro Mahkemesi'nin 2005/121- 2006/160 Esas ve Karar sayılı davanın kabulüne karar verilerek 102 ada 106 parselin teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.002,96 m²'lik kısmının iptali ile bu bölümün davacı adına, bakiye bölümün Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 19.07.2007 tarihinde kesinleşen karar sonucu taşınmazın ifrazla 102 ada 106 ve 109 parsel numaraları ile sırasıyla Hazine ve davacı ... adına tapuya tescili sağlanmıştır. Dava konusu 107 ada 3 parsel ise, dava dışı 3. kişi adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 89,95 TL onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.