"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/651 E., 2023/118 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul-Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/290 E., 2017/497 K.
Taraflar arasındaki temyize konu tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin kamu düzeni nedeni ile kabulüne, HMK'nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkeme Kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında sit alanında bulunması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilen dava konusu 103 ada 16, 26, 456 ada 5, 534 ada 5 ve 21 parsel sayılı taşınmazların davacıların mirasbırakanı ... tarafından 50 yıla yakın bir zaman çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet olarak kullandığını, mirsbırakanın vefatı ile mirasçıları olan davacılara intikal ettiğini, kadastro tutanağında zilyet olarak davacıların isimlerinin yazılı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtların iptali ile davacılar adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.06.2017 tarihli ve 2016/290 Esas, 2017/497 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacıların miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü’nün yazılarına istinaden, korunması gerekli kültür varlığı olması, doğal ve kentsel arkeolojik sit alanı içinde kalması dikkate alındığında 5226 sayılı Yasa’nın 5 inci maddesi gereğince zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, aksi düşünülse bile zilyetliğe ilişkin kanuni şartların oluşmadığını, Mahkemece zilyetlik koşullarının yeterince araştırılmadığını, hatalı değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, davacıların vekil edeni İdareye yaptıkları bir başvuru bulunmadığını, 2863 sayılı Yasa'ya 5663 sayılı Yasa ile eklenen ve 30.05.2007 tarihinde yürürlüğe giren geçici 7 nci maddesi hükmünden faydalanmak üzere başvurulmadan dava açıldığından davanın reddi gerektiğini, devir için İdareye başvurunun dava şartı olduğunu, Mahkemece hükmedilen vekalet ücretinin arsa/arazi bedeli ile üzerindeki muhdesat bedeli dahil toplam bedel üzerinden hesaplandığını, bu durumun hatalı olduğunu, nitekim kadastro tutanaklarında muhdesatın davacıların (murislerine) ait olduğuna ilişkin açıklama mevcut olup bu durumda dava konusu ihtilafın sadece arsa/arazi mülkiyeti ile sınırlı olması itibariyle vakelat ücretinin da sadece bu bedel üzerinden hesaplanması gerektiğini açıklayarak kararın kaldırılması, davanın reddine karar verilmesi isteğiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya arasında yer alan Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün cevabi yazısında dava konusu 103 ada 16, 26, 456 ada 5 parsel sayılı taşınmazların kentsel sit ve 3.derece arkeolojik sit alanında kaldığının, müdürlük uzmanlarınca hazırlanan 02.05.2016 tarihli raporda dava konusu 534 ada 5 ve 21 parsel sayılı taşınmazlarda ise herhangi bir sit alanı ve kültür varlığına rastlanılmadığının belirtildiğinin ifade edildiği, yine mahallinde yapılan keşif sonucu aralarında arkeolog bilirkişinin de yer aldığı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda, dava konusu taşınmazların tamamının 1. grup kültür varlığı ve 1 ve 2.derece sit alanları içeresinde kalmadığı, kentsel sit ve aynı zamanda 3.derece arkeolojik sit alanında kaldığının bildirildiği, kadastro tespiti sırasında dava konusu taşınmazların davacı tarafın kullanımında olduğunun tespit edildiği ve bu hususun kadastro tutanaklarının beyanlar hanesine işlendiği, dava konusu taşınmazların evveliyatta davacıların mirasbırakanı ... tarafından kullanıldığı, ölümünden sonra mirasçıları olan davacılar tarafından aynı koşullarda tasarrufun sürdürüldüğü, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile edinme koşullarının davacı taraf yararına gerçekleştiği, Mahkemece verilen kararda, davacıların hangi mirasçılık belgesindeki miras payları olduğunun belirtilmediği, hükmün bu hali ile infazı kabil bir hüküm niteliğinde olmadığı ayrıca arkeolog bilirkişinin de yer aldığı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda dava konusu taşınmazların tamamının kentsel sit ve aynı zamanda 3.derece arkeolojik sit alanında kaldığı belirtildiği halde bu hususun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesi gerektiği belirtilerek davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin kamu düzeni nedeni ile kabulüne, HMK'nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkeme Kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, kabul kararı verilen çekişmeli taşınmazların beyanlar hanesine “kentsel sit ve 3.derece arkeolojik sit alanında” kaldığına dair kayıt konulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 11 inci maddesi (Değişik ikinci cümle: 22/5/2007-5663/1 md.)
3.Değerlendirme
Mahkemece, çekişmeli taşınmazlar üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu, çekişmeli taşınmazların kentsel sit ve aynı zamanda 3.derece arkeolojik sit alanı içerinde kaldığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde kabul kararı verilmiş ise de yapılan araştırma inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır.
Çekişmeli taşınmazlar 2006 yılında yapılan kadastro tespitinde, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 16.05.2004 tarih ve 701 sayılı kararı ile 1.derece arkeolojik ve kentsel sit alanı ve korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğu gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Dosya kapsamına alınan Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun yazısından taşınmazların hangi karar esas alınarak nevi ve derecesinin belirlendiği anlaşılamamıştır.
Dairemize gelen başka dosyaların içeriğinden dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda sit alanlarının statü ve derecelerinin Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 16.05.2004 tarih ve 701 sayılı kararı, 13.05.2005 tarih 344 sayılı kararı, 17.10.2014 tarih 2293 sayılı kararı ve 05.02.2016 tarih 3417 sayılı kararı olmak üzere dört kez değiştiği, hükme esas alınan bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporda ise çekişmeli taşınmazın statü ve derecesinin Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 05.07.2016 tarih 3417 sayılı kararına göre belirlendiği anlaşılmıştır.
Dava kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olup 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 12/3 üncü maddesi kapsamındaki bu tür davalarda uyuşmazlığın, tespit tarihi itibarı ile mevcut olan hukuki duruma göre çözümlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple çekişmeli taşınmazın tespit tarihi itibarı ile hangi sit alanında kaldığının belirlenmesi gerekmektedir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 11'inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 30.05.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5663 sayılı Kanunla değiştirilmiş ve buna göre kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazların zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyeceği hükmü getirilmiş ve bu değişikliğin kadastrosu devam eden taşınmazların sınırlandırma ve tespiti işleri ile devam eden davalarda da uygulanacağı, 2863 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7 nci maddede belirtilmiştir. Bu yasal düzenlemeler karşısında, çekişmeli taşınmazların sonradan alınan idari kararla sit alanı statü ve derecelerinin değiştirilmiş olmasının, idari kararların geçmişe dönük hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmaması nedeniyle hüküm ifade etmeyeceği açıktır.
Buna göre 3 kişilik arkeolog bilirkişi kurulu ile harita mühendisi bilirkişisinden tespit tarihi itibarı ile geçerli olan sit haritası ile kadastro paftasının ölçeği eşitlenerek çakıştırılmalı ve çekişmeli taşınmazın hangi alanda kaldığı saptanmalı, çekişmeli 456 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının korunması gereken kültür varlığı olup olmadığı ve zilyetlikle kazanmaya engel olup olmadığı hususları belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK'un 371 inci maddesi gereğince Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu kanunda karar verilmesine yer olmadığına,
HMK'un 373/2 nci maddesi gereğince dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.