"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/53 E., 2022/601 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Kahramanmaraş ili, Merkez ilçesi, ... köyünde 40 yılı aşkın zamandan beri zilyetliğinde bulunan üzerinde bahçeli evinin ve ağaçların bulunduğu dava konusu taşınmazın bir bölümünün kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, yine bir bölümü yönünden de Hazine tarafından kendisine ecrimisil ihbarnamesi gönderildiğini ileri sürerek taşınmazın adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Davanın açıldığı Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan bahisle bozulması üzerine dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.04.2016 tarihli ve 2016/49 E. 2016/201 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile dava konusu 165 ada 1 (eski 873) parsel sayılı taşınmazın 07.07.2011 tarihli fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen 735,65 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen ve tescil harici bırakılan 943,24 m2'lik taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.09.2020 tarihli ve 2017/5 E. 2020/3525 K. sayılı kararıyla; "...yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır...fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 735,65 m2 yerin, kadastro tespiti 1993 yılında kesinleşmiş olan 165 ada 1 (eski 873) parsel sayılı taşınmazın içerisinde kaldığı anlaşılmıştır.... bu durum karşısında, dava konusu edilen (B) harfi ile gösterilen ve 165 ada 1 (eski 873) parsel içerisinde kaldığı anlaşılan 735,65 m2 yönünden, davanın açıldığı 05.11.2010 tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir. Hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen tescil harici bölüme ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;...davacı tarafça bir bölümü eldeki davaya konu edilen 165 ada 1 (eski 873) parsel sayılı taşınmazın geldisini oluşturan 225 ve 226 parseller hakkındaki, dosya içerisinde mevcut Kahramanmaraş Tapulama Mahkemesi'nin 1977/35 Esas ve 1983/185 sayılı kararının incelenmesinde, davacının mirasbırakanı Musa Karakulak'ın da davalı sıfatıyla davada taraf olduğu ve yargılama sonucunda tespite esas tapu kaydının dava konusu taşınmazlara uymadığı, davalının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin de tespit tarihine kadar 20 yıla ulaşmadığı gerekçesiyle hüküm kurulduğu anlaşılmakta olup eldeki dosyanın davacısı ...'ın, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 943,24 m2'lik tescil harici taşınmaz bölümü üzerindeki zilyetliğinin hangi tarihte başladığı, bu yerin daha evvel 165 ada 1 parsel sayılı taşınmazla birlikte kullanılan yer olup olmadığı, önceki zilyedinin kim olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, bu yerin evveliyatının da davacının murisi Musa Karakulak'a ait olup olmadığı mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile tespit edilmediği gibi, uydu fotoğraflarından faydalanılarak taşınmaz bölümünün evveliyatının ne olduğu da tespit edilmemiştir. Hal böyle olunca; dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı, ardından taşınmaz başında fen bilirkişi, daha önceki keşifte görev almamış bir ziraat mühendisi, yerel bilirkişiler ve tanıkların katılımıyla yeniden keşif yapılmalı...3402 sayılı Yasa'nın 14 üncü maddesinde yer alan sınırlamalar yönünden de araştırma yapılmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Hazine adına kayıtlı 165 ada 1 parsel sayılı taşınmazın içerisinde yer alan fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen kısım yönünden kadastro tespiti 1993 yılında kesinleştiğinden dava tarihi ititbarıyla Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, tescil harici bırakılan (A) harfi ile gösterilen kısım yönünden ise zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 15.04.2022 tarihli fen bilirkişisinin rapor ve krokisinde (A) harfi le gösterilen 942,95 m2'lik taşınmazın ayrı bir parsel numarasıyla “ev ve bahçesi” vasfıyla davacı adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili; eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, (A) harfi ile gösterilen kısım yönünden davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, bilirkişi raporlarının hüküm vermeye elverişli olmadığını, (A) harfi ile gösterilen yerin imar planı kapsamına alınıp alınmadığının araştırılmadığını, diğer yandan davanın reddine karar verilen Hazine adına kayıtlı (B) harfi ile gösterilen taşınmaz yönünden takdir edilen vekalet ücretinin yalnızca davalı Hazine'ye verilmesine karar verilmesi gerekirken davalılara eşit oranda ödenmesine karar verilmesinin de isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sonucunda Hazine adına tescil edilen taşınmaz bölümü yönünden tapu iptali tescil, tespit harici bırakılan taşınmaz yönünden ise tescil isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü, 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
Kahramanmaraş ili, Onikişubat ilçesi, ... mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 15.04.2022 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmazın "dağ" olarak tescil harici bırakıldığı, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen taşınmazın ise 1993 yılında kesinleşen kadastro sonucunda Hazine adına tescil edilen 225 ve 226 parsel sayılı taşınmazların içerisinde yer aldığı, anılan parsellerin tevhidi ve yenileme çalışmaları sonucunda 165 ada 1 parsel numarasını aldığı, eldeki davanın 05.11.2010 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ne var ki; Mahkemece, davalı Hazine adına kayıtlı 165 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yer alan ve hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilen (B) harfi ile gösterilen kısım yönünden takdir edilen vekalet ücretinin sadece davalı Hazine'ye ödenmesine karar verilmesi gerekirken "davalılara eşit oranda ödenmesine" şeklinde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Ancak, değinilen husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı Hazine vekilinin değinilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile,
Hükmün 8. bendinde yer alan "..davalı tarafa eşit oranda ödenmesine..." ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine; "...davalı Hazine'ye ödenmesine..." ibaresinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7 nci maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.