Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1932 E. 2024/5119 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalıya satılan taşınmazın satışının davalının hileli davranışları nedeniyle iptali ve adına tescili istenmektedir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafça hile iddiasının ispatlanamaması, satış işleminin davacının borçları nedeniyle gerçekleştirilmiş olması ve tapu kaydında intifa hakkı bulunmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1821 E., 2023/74 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/349 E., 2022/304 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.09.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldi, temyiz edilen davalı taraf gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; kayden maliki olduğu 114 ada 10 parsel sayılı taşınmazını 05.06.2013 tarihinde, taşınmaz üzerinde bulunan evde ölünceye kadar kalmak şartı ile davalıya sattığını, davaya konu taşınmazın üzerinde davacıya babasından kalan bir ev bulunduğunu, tanıkların da huzurunda evi satmış olmamak ve evde ölünceye kadar kalmak kaydı ile taşınmazı sattığını, satış aşamasında sadece fındık bahçesini sattığını düşünerek burada bir hata yaptığını, ev için ayrı bir satış işlemi gerçekleştirilmesi gerektiğini düşündüğünü, oluşan bu hataya istinaden davalının da bu hatayı kullanarak satış aşamasında ve ortak tanıdık ve akrabalarının huzurunda taşınmazı kendisine satmasını, ölene kadar evi kullanmasına karşı çıkmayacağını, ona dokunmayacağını, ancak öldükten sonra evin kendisine kalacağını kabul ederek bu hali ile taşınmazı satın alacağını beyan ettiğini ve kendisini bu şekilde satışa ikna ettiğini, tüm bu hususlara rağmen davalının yaklaşık 2-3 aydır kendisini evden çıkmaya zorlamaya başladığını ve son olarak 24.09.2021 tarih ve 03152 yevmiye numarası ile Keşap Noterliğinden ihtarname göndererek evden çıkmasını istediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davaya ilişkin zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının iddialarının geçersiz olduğunu, davacının fındık bahçesi ve tek katlı kargir ev olarak satış bedelini nakden ve tamamen aldığını, davacı tarafın evin de satışa dahil olduğunun farkında olduğunu, bu şekliyle tüm unsurları tam olan bir satış ve devir işleminin söz konusu olduğunu, soyut ve geçersiz iddialarla ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını, kendisinin hataya düşürecek ve hile oluşturacak bir eyleminin ve davacının hataya düşmesinin ve aldatılmasının söz konusu olmadığını, satın alma teklifinin bizzat davacıdan geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.09.2022 tarihli ve 2021/349 E.- 2022/304 K. sayılı kararıyla; dinlenen tanıkların beyanları ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, işlem tarihi itibariyle davacının hata, hile gibi sakatlıklara maruz kaldığına yönelik somut hiçbir delilinin olmadığı, davacının delilleri arasında yemin delilinin bulunduğu, 14.06.2022 tarih 1 nolu ara kararda dayanıp dayanmayacağı hususunun hatırlatıldığı, davacının yemin deliline dayanmadığı, dosya kapsamında toplanan delillere göre taraflar arasında gerçekleşen 05.06.2013 tarihli satış işleminin tarafların gerçek iradelerine uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ve aşamalarda ileri sürdüğü iddialarını yineleyerek müvekkilinin ekonomik zorluklar nedeniyle taşınmazı, dayısının gelini olması sebebiyle tanıdığı ve güvenebileceği bir kişi olan davalıya sattığını, davalının müvekkilini kandırarak onu sözleşme yapmaya sevkettiğini ve akabinde onu evden çıkarmaya çalışarak hilesinin ortaya çıktığını, müvekkilinin iradesinin sakatlandığını, kendisine hile yapıldığını öğrenmesinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde dava açtığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.01.2023 tarihli ve 2022/1821 Esas, 2023/74 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar davacı tarafça hile hukuksal sebebine dayalı olarak eldeki dava açılmış ise de davaya konu taşınmazın, o tarihte davacı tarafın borçları nedeniyle paraya ihtiyaç duyması karşısında bedeli de ödenmek suretiyle davalıya satıldığı, bedelin ödenmiş olduğunun tanık anlatımlarıyla sabit olduğu, hile olgusunun davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşıldığından hileye dayalı davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, yine her ne kadar davacı taraf, davalının kendisine ölünceye kadar evde oturabileceğini taahhüt ettiğini ifade etmiş ise de yine dava dilekçesinde bu taahhüdün şifahi olduğunun belirtildiği ve tapudaki işlemin de intifa hakkı saklı tutulmak şeklinde değil, satış işlemi şeklinde yapıldığı anlaşılmış olduğundan taraflar arasında şekle uygun intifa hakkı sözlemesinin kurulduğundan söz edilemeyeceği, bu itibarla; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, dolayısıyla kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; aşamalarda ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip hata ve hile gibi aldatma halleri ve irade sakatlıklarının her türlü delille ispatlanabileceğini, ayrıca dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında aldatma ve hilenin açıkça ispatlandığını ve müvekkilinin, ölene kadar evde kalacağı güveni ve teminatı verilmesi karşılığında taşınmazı sattığının sabit olduğunu, tartışılması gereken hususun intifa hakkı olmayıp müvekkilinin evde kalmasına müsaade edilmemesi durumunda evini satıp satmayacağı olduğunu, müvekkiline ölene kadar evde kalabileceği güvencesi verilmeseydi müvekkilinin taşınmazını asla satmayacağını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hata ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 30, 36/1 ve 39 uncu; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı; 6100 sayılı HMK’nın 190 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 114 ada 10 parsel sayılı 4.576,00 metrekare miktarlı, fındık bahçesi ve tek katlı kargir ev vasıflı taşınmazın tamamı davacı ... adına kayıtlı iken 05.06.2013 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e temlik edildiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ...'dan alınmasına,

Temyiz edilen davalı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.