Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1947 E. 2024/5350 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Hazine adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğe dayalı kazanım ve tapu kaydı iptali taleplerinin yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin dosya kapsamı ile uyuşmadığı, kendi içinde çelişkiler içerdiği ve Hükûmet’in dosyaya uygun, çelişkisiz bir gerekçe ile hüküm kurması gerektiği gözetilerek temyiz isteminin kabulü ile karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1333 E., 2022/1353 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Muradiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/108 E., 2021/168 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi tarafından kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin ek kararı ile davacı tarafın istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına hükmedilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ise davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde özetle; Van ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında yapılan kadastro sonucu Hazine adına tespit ve tescil edilen 122 ada 6, 137 ada 10, 11; 140 ada 2 ve 141 ada 1 parsel sayılı taşınmazların uzun süredir kendi himayesinde olduğunu açıklayarak tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle söz konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tescillerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP

Davalı Hazine; çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Muradiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.12.2019 tarih, 2015/371 Esas, 2019/217 Karar sayılı kararıyla; 137 ada 10, 11 parsel, 141 ada 1 ve 122 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacı yararına zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığı, 140 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise davacı tarafından önceki malikinden kayden satın alındığı ve taşınmazın dayanak tapu kaydının kapsamında kaldığı gerekçesiyle; davalılardan Van Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ve Muradiye Belediye Başkanlığına yöneltilen davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 137 ada 10, 11 parsel, 141 ada 1 ve 122 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, 140 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yönünden ise davanın kabulü ile Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 26.06.2020 tarih ve 2020/128 Esas, 2020/224 Karar sayılı kaldırma kararında; '' Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek, doğru sonuca varılabilmesi için çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerine esas tapu kayıtları ve oluşumuna esas tüm belgeler, davacı dayanağı olan ve tescil ilamı ile oluştuğu belirlenen 11.05.2006 tarih ve 2 sıra numaralı tapu kaydının oluşumuna esas Muradiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/12 Esas ve 1193/42 Karar sayılı tescil dosyası, dosyanın bulunamaması halinde tescil ilamı ile krokisi, çekişmeli taşınmazlara komşu tüm taşınmazların kadastro tutanakları, kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ve varsa tespitlerine dayanak tüm belgeler eksiksiz bir şekilde getirtildikten sonra yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, teknik fen bilirkişi ve ziraatçı bilirkişi hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif icra edilmesi, yerel bilirkişi aracılığı ve teknik fen bilirkişisi eliyle çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerine esas tapu kayıtları ile davacı dayanağı tapu kaydının yöntemine uygun şekilde uygulanarak kapsamları belirlenmeye çalışılması, uygulama yapılırkan 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesinin gözetilmesi, ayrıca çekişmeli taşınmazların geçmişte ne durumda bulundukları, kime ait oldukları, kimden kime nasıl intikal ettikleri, kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldıkları hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, kayıt uygulaması ile yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin çekişmeli taşınmazlara komşu parsellerin kadastro tutanakları ve dayanakları ile denetlenmesi, beyanlar arasındaki doğabilecek çelişkilerin yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılması, ziraatçı bilirkişiden çekişmeli taşınmazların geçmişteki ve şimdiki tarımsal niteliklerini, ne kadar süredir ne şekilde kullanıldıklarını bildiren, komşu parsellerle toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden karşılaştırmalı biçimde ele alan, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş gerekçeli ve ayrıntılı, rapor alınması, fen bilirkişisinden ise mümkün olması halinde kadastro paftası, toprak tevzi krokisi ve davacı dayanağı tapunun krokisini aynı harita üzerinde çakışık biçimde gösteren denetime ve keşfi takibe elverişli ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmesi; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13,14 ve 46/1. maddeleri gözetilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması '' gereğine değinilerek hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda, 137 ada 10, 11 parsel, 141 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacı yararına zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığı, 140 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise davacı tarafından önceki malikinden kayden satın alındığı ve taşınmazın dayanak tapu kaydının kapsamında kaldığı, dava konusu 122 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddesinde yazılı zilyetlikle iktisap şartlarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davalılardan Van Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ve Muradiye Belediye Başkanlığına yöneltilen davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 137 ada 10, 11 parsel, 141 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, 122 ada 6 ve 140 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın kabulü ile davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli ek kararı ile davacı tarafın istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına hükmedilmiştir.

D. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, TMK'nın 713. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddesinde yazılı koşulların somut olayda oluşmadığını, davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının ispatlanmadığını, davanın sübutu için yeterli delillerin bulunmadığını, bilirkişi raporlarının eksik olduğunu ve hükümde esas alınamayacağını, Yerel Mahkeme kararının yerinde olmadığını, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin de isabetsiz olduğunu, çekişmeli taşınmazın TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca karşı tescil taleplerinin bulunduğundan bahisle Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

E. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen temyize konu kararıyla; toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. , 17. ve 20. maddeleri

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi

3. Değerlendirme

1. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında yer alan "aleni yargılanma ilkesi" ve "hukuki dinlenilme hakkı", kararların gerekçeli olmasını zorunlu kılar. Bu prensiplerin amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak; kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/1-c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe, hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklanmasıdır. Gerekçeli kararın dosyaya uygun biçimde çekişmeli vakıalar hakkında varılan sonuçları içermesi gerekmektedir.

2. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesi kararının içeriği incelendiğinde, İlk Derece Mahkemesi kararının özetlendiği bölümde dava konusu 122 ada 6 parsel yönünden davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine hükmedildiği belirtilmiş ise de İlk Derece Mahkemesince 122 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddesinde yazılı zilyetlikle iktisap şartlarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği; öte yandan, yine bu bölümde 142 ada 1 parsel sayılı taşınmazdan bahsedildiği ancak bahsi geçen parselin dava konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe bölümünde ise yörede yapılan Toprak Tevzi çalışmaları sonucunda çekişmeli taşınmazlar hakkında tapu kaydı tesis edilmediğinden bahsedildiği, ne var ki 122 ada 6 ve 140 ada 2 parsel sayılı taşınmazların Toprak Tevzi sonucunda tapuya kaydedildikleri anlaşılmaktadır. Tüm bunlardan bağımsız olarak gerekçe bölümünde çekişmeli taşınmazların ''Şemsu Han'' işgalinde bulunduğu ve mera olarak sınırlandırıldıklarından bahsedildiği anlaşılmakta ise de bu ifadelerin eldeki dosya ve dava konusu taşınmazlar ile ilgisinin bulunmadığı görülmektedir. Şu halde, gerekçeli kararın eldeki dosya içeriği ile ilgisi bulunmadığı, ayrıca kendi içerisinde de çelişkiler içerdiği görülmektedir.

3.Hal böyle olunca; mevcut haliyle kararın denetimi mümkün olmadığından Mahkemece, çelişkisiz gerekçe oluşturularak yeniden bir hüküm kurulması gerekli olup temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.