Logo

1. Hukuk Dairesi2023/203 E. 2023/1074 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle satılan depolu dükkanlar için açılan tapu iptali ve tescil davasıyla birlikte, vekilin sorumluluğunun kapsamı ve hesaplanması uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle satılan depolu dükkanların bedelini ödemiş olsa dahi, davacı ile yaptığı protokolde mahkeme kararının bozulması halinde haklarının saklı tutulması ve mahkemenin vekilin sorumluluğunu hesaplarken bu hususu göz ardı ederek davacı lehine fazla miktarda hüküm kurması gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/304 E., 2020/243 K.

DAVALILAR : ..., ... vekili Avukat ..., ... vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Avukat ..., ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 01.10.2012

KARAR : Kabul

TEMYİZ EDENLER : Davacı vekili, davalı ... vekili, davalı ... İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; alacak istemi yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, depolu dükkanlar yönünden tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davacı vekili, davalı ... ve davalı ... Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; babasından kalan taşınmazlarda kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması amacıyla annesi olan ...'a yurtdışından vekaletnameler gönderdiğini, ancak vekalet görevlerinin gerek annesi, gerekse annesinin alt vekil tayin ettiği davalı ... tarafından kötüye kullanıldığını, diğer davalıların da buna iştirak ettiklerini, üzerinde bırakılması gereken bağımsız bölümlerin satıldığını ileri sürerek, üçüncü kişilere satılan bağımsız bölümler yönünden alacağa, davalı şirkete satılan depolu dükkanlar bakımından ise öncelikle tapu iptali-tescile, aksi takdirde alacağa karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; vekalet görevlerine aykırı hareket edilmediğini, davacıya 632.500,00 TL bedelin göstereceği yere yatırılacağı noter kanalıyla ihtar edilmesine karşın kötü niyetle dava açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin arsa payı inşaat sözleşmesine uygun olarak inşaatları bitirip sözleşmeye uygun olarak paylaşımın yapıldığını davacının muhatabının vekil kıldığı davalı ... olduğu müvekkiline husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

3.Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; arsa payı inşaat sözleşmesi gereği davacı ve diğer arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerin satışlarından gelen paraların davalı ...'ın Ziraat Bankası hesabına yatırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.09.2014 tarihli ve 2012/170 E., 2014/244 K. sayılı kararıyla; davalı ...'ın bağımsız bölümleri satışlardan kendisine ödenen bedellerin tamamını davacıya ödemeyerek vekalet ilişkisine aykırı davrandığı gerekçesiyle ... yönünden alacak isteğinin kabulüne; diğer davalılar hakkındaki iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle tapu iptali-tescil ve alacak isteklerinin reddine karar verilmiştir.

IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 05.12.2017 tarihli 2015/2396 E., 2017/7087 K. sayılı kararıyla; “...Hemen belirtilmelidir ki, üçüncü kişilere satılan mesken vasfındaki bağımsız bölümlerin davacıya ödenmeyen satış bedelleri yönünden alacak isteğinin kabul edilmesi kural olarak doğrudur. Ancak, alacağın 832.500,00-TL'lik bölümü yönünden davalı ...'in kayıtsız-şartsız bir kabulü bulunmadığı gözden kaçırılmıştır. Diğer taraftan, 02.08.2006 ve 06.04.2010 tarihli vekaletnamelerle 12.06.2003 tarihli vekaletnamedeki satış yetkisinin davacı tarafından sınırlandırıldığı, gerek vekil ...'in ve gerekse kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı bulunan şirketin ortakları aynı zamanda alt vekiller olan davalılar ... ve ...'ın bu durumu bilebilecek konumda yer almaları karşısında, davacının kendisine isabet eden bağımsız bölümlerdeki paylarını uhdesinde tutmak yönündeki iradesinden haberdar olmadıklarını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca:1- Alacağın 832.500,00-TL'lik bölümü yönünden davalı ...'in kayıtsız-şartsız bir kabulü bulunmadığı gözetilmeden, belirtilen miktarın vekalet ücreti hesabında davacı aleyhine sonuç doğuracak şekilde değerlendirilmesi ve aynı nedenle karar-ilam harcının da eksik alınmış olması doğru değildir. 2- Dava konusu depolu dükkanların vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle davalı şirkete satıldığı, bu durumun şirket ortakları tarafından da bilindiği dikkate alınarak depolu dükkanlara yönelik tapu iptali-tescil isteğinin kabul edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir.

.." gerekçesiyle bozulmuş, davalılar vekillerinin karar düzeltme istekleri Dairenin 06.06.2018 tarihli ve 2018/1671 E., 2018/11102 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararı öncesinde davacı ve davalı ... arasında düzenlenen 14.11.2014 tarihli protokole göre toplam 1.610.000,00 TL.nin ... ve vekili Av. ... hesabına yatırılması ile davacı ...'ın ve vekilinin talep haklarının kalmayacağı, kararın onanması halinde ilam nedeni ile davalı ...'ın kesin olarak ibra etmiş sayılacağı, kararın bozulması veya düzeltilerek onanması halinde talep haklarının saklı kalacağının kararlaştırıldığı,14.11.2014 tarihli 1.355.300,00 TL ve 254.700,00 TL tutarlı Ziraat Bankası dekontlarıyla ödemelerin yapıldığı gerekçesiyle alacak istemi yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu depolu dükkanların vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle davalı şirkete satıldığı, bu durumun şirket ortakları tarafından da bilindiği, gerekçesiyle depolu dükkanlara yönelik tapu iptali-tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... ve davalı ... Ltd. Şti. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; depolu dükkanların davacının miras payı olan 1/4 oranında tapu iptali ve tesciline karar verilmiş olmasının doğru olduğunu, ancak davalılar ...,...,... yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca bağımsız bölüm meskenler yönünden faiz hususunda karar verilmemiş olmasının da hatalı olduğunu belirterek kararın düzeltilerek onanmasına aksi halde bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; dosyaya sunulan protokol ve ödemelerin mahkemece dikkate alınmadığını, zira ödemeler nedeniyle yapılması gerekenin davanın konusuz kaldığının tespiti ile müvekkili aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi olduğunu, müvekkilinin vekalet görevini kötüye kullanmadığını, dükkan satışlarının gerçek satışlar olup bedellerinin tapuda gerçek değer üzerinden gösterildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3.Davalı ... Ltd. Şti. vekili temyiz dilekçesinde; davalı ... tarafından depolu dükkanların bedelinin davacıya ödendiğini, bu hususun mahkemece dikkate alınmadan tapu iptali ve tescile karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, dosyadaki vekaletnamelerin geçerli olduğunu ve kötüye kullanılmadığını, müvekkili şirketin iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.

6098 s. ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.

Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nın 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.

Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, babasından kalan taşınmazlarla ilgili işlem yapılabilmesi için yurt dışından annesi ...'a 12.06.2003, 02.08.2006 ve 06.04.2010 tarihli olmak üzere üç adet vekaletname gönderdiği ve annesini vekil tayin ettiği, 12.06.2003 tarihli vekaletnamede her türlü satış yetkisi bulunduğu halde sonraki 02.08.2006 ve 06.04.2010 tarihli vekaletnamelerde davacının kendisine isabet eden bağımsız bölümlerin uhdesinde kalmasını isteyerek satış yetkisini sınırladığı; davalı ...'ın davalı inşaat şirketi ile 02.08.2006 tarihli vekaletnameyi kullanarak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı, vekaletnameler kullanılarak davalıların alt vekil tayin edildiği ve bağımsız bölümlerin (mesken ve depolu dükkan vasıflı) satışı işlemlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır.

2. Bozma kararına uyularak dava konusu depolu dükkanların vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle davalı şirkete satıldığı, bu durumun şirket ortakları tarafından da bilindiği dikkate alınarak depolu dükkanlara yönelik tapu iptali-tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş olması doğrudur.

4. Ne varki; davacı ile davalı vekil ... arasında yapılan 14.11.2014 tarihli protokol ile tapu iptali ve tesciline karar verilen depolu dükkanların bedellerinin davacıya ödendiği, ancak mahkeme kararının bozulması halinde tarafların haklarını saklı tuttukları anlaşılmaktadır. Vekil ... tarafından davacıya ödenen depolu dükkanların bedeli düşülmek suretiyle sorumlu tutulması gerekirken, bozulan mahkeme kararındaki miktar kabul edilerek aleyhine fazlaya hükmedilmiş olması doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı ... Ltd. Şti. vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kararın değerlendirme kısmında açıklanan nedenlerle kabulü ile temyiz olunan Yerel Mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.