Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2074 E. 2024/6167 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında yapılan taşınmaz devrinin satış mı yoksa inançlı işlem mi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından imzası inkar edilmeyen iki ayrı belgede; birinde taşınmazın belirli bir bedel ödenmesi karşılığında geri devredileceğinin kararlaştırıldığı, diğerinde ise taşınmazın satış bedelinin nakden ödendiğinin belirtildiği, bu durumun inançlı işlem iddiasını çürüttüğü gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1057 E., 2023/221 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/352 E., 2022/12 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.11.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; maliki olduğu dava konusu 3159 ada 110 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü davalıdan 19.11.2015 tarihinde aldığı 300.000,00 TL borcun teminatı olarak davalıya devrettiğini, davalının da aylık %10 faizle kendisine para vermeyi vadettiğini, 20.01.2016 tarihinde 300.000,00 TL'yi 360.000,00 TL olarak geri ödeyeceğini, bu tarihte parayı ödediği takdirde taşınmazın iade edileceğine dair 19.11.2015 tarihinde dava dilekçesi ekinde sunduğu belgeyi imzaladıklarını, davalı ...'ın tefeci olduğunu, hakkında birçok suç dosyası bulunduğunu, 2013 yılında temerrüde düşmesi sebebiyle banka kredisi kullanamadığı için davalıya başvurmak zorunda kaldığını, gerçek bir satış olmadığını, davalı ile yapılan işlemin inançlı işlem niteliğinde olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacı ile faizli bir alışverişin olmadığını, davacının borcundan ötürü taşınmazı satın alması için kendisine teklif ettiğini, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, davacının satış bedelinin ödendiğine dair belge imzaladığını, davacıdan kira bedeli tahsil etmeye gittiğinde taşınmazı geri alıp alamayacağını sorduğunu, 20.01.2016 tarihine kadar 360.000,00 TL vermesi halinde taşınmazı kendisine veya göstereceği 3. bir kişiye devretmeyi taahhüt ettiğini, bu kapsamda 19.11.2015 tarihli belgeyi imzaladığını, bu belgenin resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacı tarafından sunulan 19.11.2015 tarihli belgenin inanç sözleşmesini ispatlar nitelikte olmadığı, satış bedelinin davacıya elden ve nakden verildiğine dair satış tarihinde davacı tarafından imzalanan belge bulunduğu, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ''Belge'' başlıklı ve 20.11.2015 tarihli davalının imzasını içeren adi yazılı belgede dava konusu taşınmaz için 360.000,00 TL ödenmesi halinde satıcı ...'a veya göstereceği 3. kişiye satışının yapılacağının kararlaştırıldığını, davalı hakkında yerel basında tefecilik yaptığı ve insanların taşınmazlarını teminat olarak alarak ardından bunları mal edinip geri vermediği yönünden haberlerler olduğunu, davalının bu konuda onlarca derdest ceza davası bulunduğunu, davacının o dönemdeki borçlarını ödemek zorunda olmasından kaynaklı davalıya güvenerek taşınmazını teminat olarak devrettiğini ve davalıdan faizli borç para almak zorunda kaldığını, davacının tek taraflı olarak düzenleyip davalıya vermiş olduğu ''Belge'' başlıklı 20.11.2015 tarihli adi yazılı belgede taşınmazın devir işlemleri esnasında düşük tutardan harç ödemek için 145.000,00 TL olarak satışa konu edildiği ancak taşınmazın kararlaştırılan satışl bedelinin 350.000,00 TL olduğu bilgisinin yer aldığını, bu belgenin düzenlenmesini davalının ileride kendisine yönelebilecek bir vergi cezasını veya başkaca bir idari işlemden sorumlu olmamak için istediğini, inanç sözleşmesinde belirtilen bedelin Mahkeme veznesine depo edilmesi için süre verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile sonuca gidildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacının inançlı işlem iddiasının dayanağı olan 19.11.2015 tarihli belgenin davalı tarafından dosyaya sunulan 20.11.2015 tarihli ödeme belgesi ile birlikte değerlendirildiğinde inanç sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili süresine temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi,

Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, maliki olduğu dava konusu 3159 ada 110 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümü 20.11.2015 tarihinde 145.000,00 TL bedelle davalıya satış suretiyle temlik ettiği, davalı tarafından imzası inkar edilmeyen "belge" başlıklı 19.11.2015 tarihli belgede dava konusu taşınmazın 20.01.2016 tarihine kadar davalıya 360.000,00 TL ödenmesi halinde davacıya ya da göstereceği 3. bir kişiye satış suretiyle devredileceğinin belirtildiği, davalı tarafından sunulan ve davacı tarafından imzası inkar edilmeyen "belge" başlıklı 20.11.2015 tarihli belgede ise davacının dava konusu taşınmazı davalıya sattığının ve 350.000,00 TL satış bedelinin nakden ve tamamen davacı tarafından alındığının belirtildiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Taraf vekilleri duruşmaya katılmadığından vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.11.2024 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.