"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/1185 E., 2022/1935 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı asıl dava dilekçesinde; dava konusu Kayseri ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan, irsen intikal yoluyla kendisine intikal eden ve 75-80 yıldan beri kendilerine ait olduğunu belirttiği 138 ada 149 parsel içerisinde kalan tarla ile 132 ada 54 parsel içerisinde kalan bahçe vasıflı taşınmazların tapu kayıtlarının kısmen iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; çekişmeli taşınmazların değerinin düşük gösterildiğini, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, taşınmazlarda davacının zilyetliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.04.2010 tarihli ve 2007/38 Esas, 2010/446 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 132 ada 54 parselin ifraz edilmesi ile oluşan parsellerden olan 132 ada 59 parselde fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.071 m2'lik kısmın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile bu kısmın ifraz edilerek aynı adanın takip eden en son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 138 ada 149 parselde tapuya kayıtlı bulunan taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.530 m2'lik kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile bu kısmın ifraz edilerek aynı adanın en son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; kararın davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.04.2011 tarihli ve 2010/5030 Esas, 2011/1908 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek hava fotoğraflarından ve komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmak suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinde zilyetlik araştırması yapılması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; Mahkemenin 23.12.2014 tarihli ve 2011/791 Esas, 2014/1641 Karar sayılı kararıyla; 132 ada 54 parsele yönelik olarak açılan ve aynı yer 132 ada 21 parsel içerisinde kaldığı anlaşılan taşınmaz ile 138 ada 149 parsel yönünden açılan ve (A) harfi ile gösterilen 1.068,68 m2'lik kısmının 138 ada 155 parsel içerisinde kaldığı anlaşılan taşınmaz yönünden açılan davadan vazgeçilmesi nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 138 ada 149 nolu parsel içinde bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen dava konusu yerin tarımsal faaliyet yapılmamış bir yer olduğu, gösterilen sabit sınırların arazi üzerinde mevcut olmadığı, dava konusu yeri kapsayan hava fotoğraflarında taşınmazın kullanılmayan boş arazi olduğu gerekçesi ile bu bölüme yönelik davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03.06.2021 tarihli ve 2019/2675 Esas, 2021/4747 Karar sayılı kararıyla; bozma öncesi yapılan keşif sonucu 17.08.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda 138 ada 149 parsel sayılı taşınmazın, 138 ada 150 parsel bitişiğinde (A) harfi ile gösterilen 1.530 metrekarelik kısmının dava konusu olduğu belirtilerek bu kısmın kroki üzerinde gösterildiği, Mahkemece bu kısım hakkında verilen hükmün bozma ilamına konu edildiği, dolayısıyla dava konusunun 17.08.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda 138 ada 149 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 1.530 metrekare yüz ölçümündeki kısmı olduğu, buna rağmen bozma sonrası yapılan keşif sonucu düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda 138 ada 149 parsel sayılı taşınmazın 138 ada 155 parsel bitişiğinde (B) harfi ile gösterilen 1.143,94 metrekarelik kısmının dava konusu olduğu belirtilerek bu kısım hakkında inceleme ve araştırma yapılarak bu kısım hakkında hüküm kurulduğu, başka bir ifade ile bozma öncesi ve bozma sonrası dava konusu 138 ada 149 parsel sayılı taşınmazın farklı bölümleri üzerinde keşif yapılarak farklı bölümler hakkında hüküm kurulduğu açıklanarak Mahkemece, asıl dava konusu edilen kısmın 17.08.2009 tarihli ilk fen bilirkişi raporunda 138 ada 149 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 1.530 metrekarelik kısmı olduğu dikkate alınarak bu kısım üzerinde önceki bozma ilamında belirtildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılıp sonucuna göre hüküm kurulması gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, Eski 138 ada 149 parsel (3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi uygulaması sonucu 11107 ada 149 parsel numarasını alan) sayılı taşınmazın 14.09.2022 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 891,63 metrekarelik kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile söz konusu kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu; temyize konu Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Boyacı köyü çalışma alanında bulunan 138 ada 149 parsel sayılı taşınmaz, ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir.
2. Davacı, zilyetlikle edinim koşullarının lehine gerçekleştiği iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahkemece verilen ilk kararda; dava konusu 138 ada 149 parsel sayılı taşınmazın 150 parsele komşu olan bölümü dava konusu edilerek bu bölüm hakkında yargılama yapılmış, Mahkemenin kabul kararı bu bölüme ilişkin olarak bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş ancak bozma sonrasında, ilk karara konu olmayan ve 138 ada 149 parselin 155 parsele komşu olan taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiş, karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; çekişmeli taşınmaz bölümünün 149 parselin 150 parsele komşu olan bölümü olduğu açıklanarak ve bu bölüme ilişkin bozma gereklerinin yerine getirilmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ancak yine 149 parsel sayılı taşınmazın 155 parsel sayılı taşınmaza komşu olan ve bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.
3. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için davacıya davasının 138 ada 149 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan hangi bölüme yönelik olduğu açıklattırılmalı, 17.08.2009 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen ve 150 parsel sayılı taşınmaza komşu olan bölümün dava konusu edilmesi halinde Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.04.2011 tarihli bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Davacı tarafından, davanın 14.09.2022 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen alana yönelik olduğunun bildirilmesi halinde ise ilk karara konu olan taşınmaz bölümünün 138 ada 149 parsel sayılı taşınmazın bu bölümü olmadığı göz önünde bulundurulmalı, bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik olarak davacı tarafından usulünce açılmış bir dava bulunmadığından davanın reddine karar verilmelidir.
Mahkemece açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
2. Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-2 . maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
14.11.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.