Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2229 E. 2023/3925 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Şartlı bağışlanan taşınmazların bağış amacına uygun kullanılmaması nedeniyle bağıştan rücu davası açılması üzerine, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği ve bağıştan dönme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazların belediyeye devri ile bağış amacının gerçekleşemeyeceğinin kesin olarak anlaşıldığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açtığı, ancak bağış amacının ortadan kalkmasına rağmen idari tasarruflarla belediyeye devredilen taşınmazların eğitim tesisi olarak planlandığı, dolayısıyla bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen ve istinaf incelemesi yapılan karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, İlk Derce Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince önceki kararda direnilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Hukuk Genel Kurulu tarafından direnme kararının yerinde olduğu ancak işin esası yönünden temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

I. DAVA

Davacı, doğup büyüdüğü ve okuduğu İkisu köyüne hizmet amacıyla 1990 yılında taşınmazı üzerine Dr. ... İlköğretim Okulu yaptırdığını ve eğitim hizmetine tahsis ettiğini, 22 yıl hizmetten sonra okulun kapatıldığını, okul yaptırdığı taşınmazın geldi kaydının 398 sayılı parsel olduğunu, bilahare bu taşınmazı ikiye ifraz ederek üzerine okul yaptırdığı 1616 sayılı parseli (1.120 m2) ve 1615 sayılı parseli (10.340 m2-gittisi 9929,56 m2’lik 1675 sayılı parsel) İkisu Köyü Tüzel Kişiliğine bağışladığını, müvekkilinin bağış amacının; taşınmazdan elde edilecek fındık geliri ile merkez cami ve okul giderlerini karşılamak olduğunu, bu hususun köy karar defterinde de yazılı olduğunu, ancak ... ilinin 6360 sayılı Kanun ile büyükşehir olması neticesinde valiliğin 25.03.2014 tarihli ve 72 sayılı kararı ile dava konusu 1675 ve 1616 sayılı parsellerin davalı belediyeye devir ve tapuda tescil edildiğini, bu durumda davalı ... tarafından merkez cami giderlerinin karşılanmasının mümkün olmadığını, ilköğretim okulunun da kapatıldığını, artık bağış şartlarının yerine getirilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., dava konusu taşınmazların 6360 sayılı Kanun kapsamında ... Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun 30.05.2013 tarih ve 72 numaralı kararı ile müvekkiline devredildiğini, ... Valisinin 31.05.2013 tarihli oluru ile kesinleştiğini, idari işleme karşı süresi içinde idare mahkemesinde iptal davası açılabileceğini, bu nedenle öncelikle hem görev hem de zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, öte yandan çekişmeli devrin Kanun gereği, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun yapıldığını, kapanan köy ve beldelerin belediye sınırları içerisinde yer alması nedeniyle kamu hizmetlerinin müvekkili tarafından sağlanacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2016 tarihli ve 2015/26 Esas, 2016/1807 Karar sayılı kararıyla; İkisu Köyü İhtiyar Heyetinin 12.03.2001 tarihli kararında davacının taşınmazının ikiye ifraz edilerek birinci yarısının gelirinin merkez camisi giderlerinde, ikinci yarısının gelirinin okulun ihtiyaçlarında kullanılması şartıyla bağışlandığını kabul ettikleri, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davacının dava konusu taşınmazları şartlı bağışladığı, resmî senede sehven şartın yazılmadığı, ancak 12.03.2001 tarihli karar ile köy tüzel kişiliğinin şartı kabul ettiği, tanık beyanlarına göre yıllarca şartın yerine getirildiği, ancak ... ilinin Kanun gereğince büyükşehir olması neticesinde dava konusu taşınmazların davalı belediyeye devredildiği, okulun kapatıldığı ve atıl olarak durduğu, davacının devretme şartının davalı belediyeyi de bağlayacağı, belediyenin üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği, taşınmazların davacının bağış amacına uygun kullanılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 465 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.03.2017 tarihli ve 2017/195 Esas, 2017/193 Karar sayılı kararıyla; akit tablolarında taşınmazların kayıtsız şartsız bağışlandığı yazılı olsa da davacının köy tüzel kişiliğine verdiği dilekçe, köy tüzel kişiliği tarafından alınan karar, 465 ada 5 sayılı parsel üzerine okul inşa edilerek bağışlanması ve tanık beyanlarına göre 465 ada 5 sayılı parselin okul olarak kullanılması, fındık gelirinin okula harcanması, 465 ada 6 sayılı parsel gelirinin yarısının okula yarısının da köy camisine harcanması şartıyla bağışlama yapıldığı, TBK’nın 297 nci maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürenin araştırılması gerektiği, davacının okul olarak kullanımın sona erdiğini ve taşınmazların davalıya devredildiğini öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin iddia ve ispat edilemediği, taşınmazın okul olarak kullanılma ve gelirinin okula harcanma koşulunun artık yerine getirilmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, fındık gelirlerinin köy camisi giderlerinde harcanma koşulunun köy tüzel kişiliğinin kaldırılması ve büyükşehir belediye sınırlarına alınması ile işlevsiz hâle geldiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine oy çokluğuyla karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 19.11.2018 tarihli ve 2017/3391 Esas, 2018/14648 Karar sayılı kararıyla; ''...Somut olaya gelince; davacı dava dilekçesinde 1616 parsel (yenileme ile 465 ada 5 parsel) sayılı taşınmaz üzerindeki okulun 1990 yılında yapıldığını, 22 yıl hizmet verdikten sonra kapatıldığını bildirmiştir. Bu tarih 2012 yılına tekabül etmektedir. Dava tarihinin 16.01.2015 olduğu gözetildiğinde, davacının okulun kapatılmasını öğrendiği tarih ile dava tarihi arasında BK. nin 246. TBK. nin 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği tartışmasızdır. Öte yandan, yine davacı dava dilekçesinde çekişme konusu taşınmazların ilçe belediyesine devredilmesi nedeniyle, köy camiinin giderlerinin karşılanmasının artık mümkün olmadığını ileri sürmüş ise de, il ve ilçe sınırlarının değiştirilmesi bir idari tasarruf olup, bunda davalının bir kusurunun bulunduğundan söz etme imkanı da yoktur. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir....'' gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçe içeriği gözetildiğinde dava konusu taşınmazın amaca uygun kullanılmayacağının anlaşılma tarihinin davalı adına tescil tarihi olduğu, 6360 sayılı Kanun kapsamında dava konusu taşınmazların tashihen davalı adına tesciline ilişkin karar ve işlemlerden davacı tarafın bilgisi olmadığı, tapu sicilinin aleniliği ilkesi gereğince davacının tescil ile durumu öğrendiği, bu nedenle okulun atıl bırakılma tarihinin bir yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki atıl bırakmanın eğitime son verme amacı dışında binanın yenilenebileceği anlamı da taşıyabileceği, ayrıca ... Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun 30.05.2013 tarihli ve 72 numaralı kararının Yomra Kaymakamlığına 25.03.2014 tarihli ve 2921 sayılı yazı ile bildirildiği ve davacının bu tarihte haberdar olduğu varsayıldığında dâhi dava tarihi itibarı ile hak düşürücü sürenin geçmediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

C. Hukuk Genel Kuruluna Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin tarihli 07.10.2021 tarihli ve 2021/7376 E. 2021/5319 K. sayılı kararıyla; direnme kararının incelenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Hukuk Genel Kurulu Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.02.2023 tarihli ve 2021/1-826 E. 2023/22 K. sayılı kararıyla; "...11. Hemen belirtilmelidir ki, dava dilekçesinde yer verilen ''...Davacı da bu amaçla doğup büyüdüğü, okuduğu ve yetiştiği İkisu Köyüne hizmet amacıyla taşınmazı üzerinde Dr. ... İlköğretim okulu ismiyle bir okul yaptırmış ve eğitime tahsis etmiş idi. Okul 1990 yılında yapıldı ve 22 yıl gibi bir zaman hizmet verdi. Sonra da kapatıldı...'' ibaresi nedeniyle davacı tarafın bağıştan rücu sebebini 2012 yılında (1990+22) öğrendiğini ve dava tarihi itibarıyla 6098 sayılı Kanun'un 297/1 ... fıkrasında düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığını kabul etme olanağı bulunmamaktadır. Hak düşürücü sürenin hukuki niteliği uyarınca hakkın özünü (mülkiyet hakkı) ortadan kaldırdığı gözetildiğinde dava dilekçesinde yer verilen ve delillerle doğrulanmayan soyut bir beyanın hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak değerlendirilmesi doğru değildir. Öte yandan, dava dilekçesi içeriği ve ileri sürülen vakıalar bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde; davacı taraf, taşınmaz üzerindeki okulun kapatıldığı iddiası yanında dava konusu taşınmazların Yomra Belediye Başkanlığına devri ile bağış şartlarının artık yerine getirilme olanağının kalmadığını ileri sürmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere dava konusu taşınmazlar 21.11.2014 tarihinde davalı ... adına tapuda tescil edilmiştir. Tapu sicilinin aleniyeti ilkesi gereğince ilgili kişi olan davacı ...'nun dava konusu taşınmazların davalı ... adına tescili tarihinde geri alma sebebini öğrendiğinin kabulü gerekecektir. ... Valiliği İl Mahalli İdareler Müdürlüğü tarafından Yomra Kaymakamlığına yazılan 25.03.2014 tarihli yazı sürenin başlangıcında dikkate alınsa dahi dava tarihi itibarıyla hak düşürücü sürenin geçmediği de ortadadır. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, davacının dava dilekçesindeki beyanı dikkate alındığında hak düşürücü sürenin geçtiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı Kurulu çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. Hâl böyle olunca, mahkemenin davacı tarafın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açtığı yönündeki direnme kararı uygun olup yerindedir. Ne var ki, Özel Dairece bozma nedenine göre işin esası yönünden bir inceleme yapılmadığından diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir..." gerekçesiyle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı ...'nun yargılama sırasında öldüğü halde gerekçeli karar başlığında davacı olarak gösterildiğini, hak düşürücü süre yönünden yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazların idari işleme dayalı olarak devredildiğini, kesinleşme tarihinden itibaren süresi içerisinde karara karşı idare mahkemesinde iptal davası açılmadığını, resmi senetlerde bağışın bedelsiz ve şartsız olarak yapıldığını, aksinin hukuken geçerli olmadığını, değişen şartlar ve Kanun gereğince okulun kapatıldığını, ancak 6360 sayılı Kanun gereğince yeniden yapılacak uygulama imar planında dava konusu taşınmazların eğitim tesisi ve okul alanı olarak planlandığını, bu şekilde düzenleneceğini, ayrıca fındık bahçesinden alınan gelir ile camiye yardım yapılacağını, müvekkili aleyhine fazla harç, yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürüyen (makable şamil) ve hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkânsız olmadığı sürece 6098 sayılı Kanun'un 291 ... maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi hâlinde de 6098 sayılı Kanun'un 295 ... maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.

Hemen belirtmek gerekir ki, bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradeleri ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren 6098 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.

Öte yandan, TBK'nın 297. maddesine göre; bağışlayan, geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alabilir.

Bağışlayan bir yıllık süre dolmadan ölürse, geri alma hakkı mirasçılarına geçer ve mirasçıları bu sürenin sona ermesine kadar bu hakkı kullanabilirler. Bağışlayan sağlığında geri alma sebebini öğrenememişse, mirasçıları ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabilirler.

2. Diğer taraftan, 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3/4. maddesi şöyledir: ''Bu Kanunla tüzel kişiliği kaldırılan il özel idaresi, belediye veya köy tüzel kişiliklerine şartlı olarak bağışı yapılan taşınır ve taşınmazların devrinin yapıldığı kurum veya kuruluş, bu taşınır ve taşınmazların bağış amacına uygun olarak kullanılmasını sağlamakla sorumludur. Diğer bağış ve yardımlar hakkında 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır.''

3. Değerlendirme

1-Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...'in 1990 yılında üzerine okul inşa ettirdiği dava konusu 1616 sayılı parselin tamamını 16.11.1990 tarihinde, dava konusu 1615 (gittisi 1675) sayılı parselin tamamını ise 02.03.2001 tarihinde akitle kayıtsız ve şartsız İkisu Köyü Tüzel Kişiliğine bağışladığı, ikinci devir öncesi davacı ...'in İkisu köyü muhtarlığına hitaben yazdığı 28.02.2001 tarihli dilekçesi ile; 1615 sayılı parselinin yarı yarıya ifraz edilmesini, bir bölümünün gelirinin İkisu köyü merkez camisi, diğer bölümünün gelirinin Dr. ... İlköğretim Okulu için kullanılmasını, okulun ihtiyacı hâlinde bir kısmının arsa olarak kullanılmasını istediği, İkisu Köyü İhtiyar Heyetinin 12.03.2001 tarih ve 1 numaralı kararı ile de şartların aynen kabul edildiği, 2012 yılında ...’un Büyükşehir olması sonucunda İkisu Köyü Tüzel Kişiliğinin sona erdiği ve Yomra Belediyesi’ne mahalle olarak bağlandığı ve dava konusu taşınmazların 21.11.2014 tarihinde de Yomra Belediyesi adına tashihen devir ve tescil edildiği, 3402 sayılı Kanun'un 22/A maddesi uyarınca yenileme çalışmaları sonucunda 1675 sayılı parselin 465 ada 5 ve 1616 sayılı parselin ise 465 ada 6 sayılı parsellere gittiği anlaşılmaktadır.

2-Somut olaya gelince; davacı, dava konusu taşınmazların ilçe belediyesine devredilmesi nedeniyle köy camiinin giderlerinin karşılanmasının mümkün olmadığını, okulun da kapatılarak kullanılmadığını atıl durumda olduğunu ileri sürmüş ise de; il ve ilçe sınırlarının değiştirilmesi bir idari tasarruf olup, bunda davalının bir kusurunun bulunduğundan söz etme imkanının bulunmadığı gibi okulun da 22 yıl boyunca hizmet verdikten sonra idari işlem sonucunda kapatıldığı, belediyeden gelen yazı cevabında ... Büyükşehir Belediyesi ve Yomra İlçe Belediyesi tarafından yapılacak imar planında dava konusu taşınmazların eğitim tesisi-okul alanı olarak planlandığının belirtildiği, tüm dosya kapsamına göre bağıştan dönme koşullarının gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmaktadır.

3.Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesinin direnme kararının BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.