"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/628 E., 2023/485 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/14 E., 2021/443 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ... vekili tarafından duruşma istekli ve davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.11.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... ile vekili Avukat ..., temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat ... geldiler, Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava konusu 9586 ve 9587 parsel sayılı taşınmazların icra takibi sonucu gerçekleştirilen ihale ile davalılara satıldığını, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/752 Esas (yeni Esası 2019/66) sayılı dosyasında davalılar aleyhine menfi tespit davası açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini, davalılar adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; davacının açtığı ihalenin feshi davasının reddedildiğini, taşınmazın ihalede 780.000,00 TL bedelle satıldığını, davanın yasal dayanağının bulunmadığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; tescilin yolsuz olduğu, ilk el konumundaki davalıların satışın dayanağını teşkil eden icra dosyasında davacının borçlu olmaması nedeniyle edinimlerinin hukuken korunmasına olanak bulunmadığı ve icra takibine ilişkin menfi tespit davası olduğunun ihale alıcısı tarafından bilinebileceği gerekçesi ile davanın kabulüne; ihale ile mülkiyet alıcısına geçtiğinden dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekillerinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; kesinleşen mahkeme kararı ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, böylece ihalenin dayanağı olan borç nedeni ile davacının borçlu olmadığının kesinleştiği, takibin dayanağının kalmadığı, tescilin yolsuz hale geldiği, davalıların iyi niyetli kabul edilemeyecekleri, ancak her iki taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin farklı olduğu, her bir taşınmazın ayrı bir davalı tarafından alındığı, bu nedenle yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerektiği; ayrıca dava konusu taşınmazların halen davacı adına kayıtlı olduğu, tespit hükmü kurulması ile yetinilmesi gerektiği gerekçesi ile davalılar vekillerinin istinaf isteğinin HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne; dava konusu 9586 ve 9587 parsel sayılı taşınmazların cebri icra yoluyla davalılara satışlarının yolsuz olduğunun tespitine, taşınmazların halen davacı adına kayıtlı oldukları anlaşılmakla tapu iptali ile tescile ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının menfi tespit davasında taraf olmadığını, kararın bu yönü ile hatalı olduğunu, davalının iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğunu, taşınmazı talimat yolu ile yapılan ihale ile satın aldığını, menfi tespit davasına ilişkin bilgisinin bulunmadığını, nitekim talimat dosyasında da satış tarihine kadar bu yöne ilişkin bir bilginin bulunmadığını, menfi tespit davası sırasında taşınmazın tapu kaydına da davaya ilişkin şerh koyulmadığını, davalının kötüniyetli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, karşı tarafça her iki davalı için de ayrı ayrı dava açılması gerekirken davanın birlikte açılmasının usule aykırı olduğunu, davacı yanın değer arttırım bedelinin 2.000.000,00 TL olması ve davalıların her ikisine karşı da bu talebini öne sürmesi nedeniyle davalı ... lehine karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; satış işlemlerinin usule uygun yapıldığını, menfi tespit davasının daha sonra açıldığını, davalının ihale ile taşınmazı edindiğini, menfi tespit davasının tescili yolsuz hale getirmeyeceğini, ihalenin feshi istekli davanın reddedildiğini, menfi tespit davasının kabul edilmesinin nedeninin usule ilişkin olduğunu, davalının iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalı ...’in, davacı Şirkete karşı 23.01.2015 tarihinde Konya 4. İcra Müdürlüğünün 2015/1027 sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığı, davacının da 09.07.2015 tarihinde davalı ... ile dava dışı ... ’a husumet yönelterek icra takibine konu 4 adet bonodan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece 13.07.2015 tarihli tensip ara kararı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, yapılan yargılama sonucunda Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/66 Esas, 2019/642 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, anılan karar istinaf aşamasında iken davanın reddine karar verildiğinden bahisle takibin devamına karar verilerek 11.11.2019 tarihinde İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğünün 2015/279 talimat sayılı dosyasına Konya 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/66 Esas sayılı menfi tespit istekli davasındaki yargılama süreci açıklanarak taşınmazların satışı için talimat yazıldığı ve 11.02.2020 tarihinde yapılan ihale ile dava konusu 9586 parselin davalı ...’e, dava konusu 9587 parselin takip alacaklısı davalı ...’ya ihale edildiği, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 14.02.2020 tarih, 2020/291 Esas 2020/218 Karar sayılı kararı ile Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/66 Esas, 2019/642 Karar sayılı kararı kaldırılarak davanın kabulüne, davacının Konya 4. İcra Müdürlüğünün 2015/1027 sayılı icra takibine konu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20/04/2021 tarih, 2020/5995 Esas, 2021/3833 Karar sayılı kararı ile hükmün onandığı ve kararın 20.04.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınmasına,
Aşağıda yazılı 60.999,10 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’den; 40.986,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’ten alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.