Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2300 E. 2024/5579 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, yaklaşık 40-50 yıldır nizasız ve fasılasız kullandıklarını iddia ettikleri tescil harici taşınmazların tapuya kayıt ve tescillerinin yapılması istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazlarda imar ve ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve ne zaman tamamlandığının belirlenemediği, yoğun bir emek, mesai ve insan gücü harcanarak tarıma elverişli bir hale getirilmediği, imar-ihya edilmediği ve TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddelerine göre kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davacıların tescil talebini reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/349 E., 2023/76 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçesinde özetle; Erzurum ili ... ilçesi .... köyü sınırları içerisinde bulunan üç farklı tescil harici taşınmazın takriben 40-50 yıldır nizasız ve fasılasız kendilerinin kullanımında olduğunu, bu taşınmazlar üzerinde Hazinenin, köyün veya üçüncü kişilerin herhangi bir haklarının olmadığını belirterek adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, davacılar lehine kazanım koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Oltu Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.03.2014 tarih ve 2011/281 Esas 2014/331 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazlardan fen bilirkişisi krokisinde (A), (B) ve (C) harfleriyle belirlenen taşınmazların üzerine 2008 yılında HES kanalı yapıldığı, böylece bu taşınmaz açısından Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığı gerekçesiyle bu bölümler açısından davanın reddine, aynı krokide (D) ve (E) harfiyle gösterilen kısımlar için ise taşınmazlar ile sınır oldukları Oltu deresi arasında kot farkının olduğu, yine bu taşınmazlar üzerinde 20-30 yaşlarında ağaçların bulunduğu gerekçesiyle bu bölümler açısından davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Oltu Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.03.2014 tarih ve 2011/281 Esas 2014/331 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.05.2015 tarih ve 2014/16515 Esas 2015/5543 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlarda imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve ne zaman tamamlandığının belirlenemediği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Oltu Asliye Hukuk Mahkemesi, 22.03.2019 tarih ve 2015/2261 Esas 2019/218 Karar sayılı kararıyla; ziraat ve jeolog bilirkişi raporları ile tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarını nazara alarak taşınmazın davacılar tarafından en az 25-30 yıldır kullanılıp çatmalar ve ağaçlarla koruma altına alınmaya çalışıldığı ve kültür arazisi haline getirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.

2. Oltu Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.03.2019 tarih ve 2015/2261 Esas 2019/218 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

3.Dairemizin 08.02.2022 tarih ve 2021/3752 Esas 2022/858 Karar sayılı kararıyla; dava konusu olup fen bilirkişisi raporunda (A), (B), (C), (D), (E) harfleri ile gösterilen çekişme konusu taşınmazların jeodezi bilirkişi raporu ve ek raporuna göre halen dere yatağı içerisinde kaldığı, yoğun bir emek, mesai ve insan gücü harcanarak tarıma elverişli bir hale getirilmediği, imar-ihya edilmediği ve TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddelerine göre kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşmadığı belirtilerek bu doğrultuda davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan karar düzeltme istemi Dairemizin 26.09.2022 tarih ve 2022/5456 Esas 2022/6126 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Oltu Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davaya konu taşınmazlara sınır konumdaki Oltu Çayı'nın 1955 yılında büyük bir taşkına yol açtığını, dava konusu taşınmazların taşkın öncesinde davacıların murislerinin kullanımında iken bu taşkınlardan etkilendiğini, 1959 yılında yapılan kadastro çalışmalarında bu taşkın nedeniyle taşınmazların tescil harici bırakıldığını, dosyaya sunulan emsal mahkeme kararlarında da ifade edildiği üzere Oltu Çayı'nın 1960 yılından bu yana yatak değiştirmediğinin ve çayın 1990 yılında ıslah edildiğinin sabit olduğunu, çay kenarındaki taşınmaz sahiplerinin çay kenarına taş çekmek, set kurmak ve ağaç dikmek suretiyle sınırlarını taşkından koruduklarını, davacıların taşınmazlardaki zilyetliklerinin ve bu konudaki iradelerinin taşkına rağmen kesintiye uğramadığını, taşınmazların çay dışındaki tüm sınırlarının tapulu taşınmazlarla çevrili olduğunu, jeoloji ve zirai bilirkişi raporlarına göre taşınmazlarda tarımsal faaliyetin yapıldığı, 2. sınıf tarım toprağı niteliğinde oldukları dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesinin ve yasal hasım konumundaki davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL

bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.