"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/491 E., 2022/687 K.
DAVA TARİHİ : 30.05.2014
HÜKÜM : Yargılamanın iadesi talebinin reddi
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan yargılamanın iadesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince karar onanmış, davalı tarafın karar düzeltme istemi Yargıtay 1. Hukuk Dairesince kabul edilerek, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkii 581 ada 3 ve 4 parseller, 582 ada 2 parsel, 122 ada 1 parselin kadastro çalışmaları sonucunda Hazine adına tapuya tescil edildiğini, müvekkilinin murisinin bu taşınmazlar için ilk olarak Ergani Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/68 Esas sayılı dosyasında kadastro tespitine itiraz ettiğini, daha sonra ise Ergani Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/116 Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil davası açtığını ve 13.06.1984 tarih ve 1984/135 Karar sayılı karar ile Ergani Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/68 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek yargılamaya bu dosya üzerinden devam edildiğini, uzun süren yargılama neticesinde dava konusu parsellerin dayanak vergi kayıtları olan 03.05.1937 tarih ve 283, 284, 285 nolu kayıtların dava konusu parselleri kapsadığı, keşifte dinlenen tanık beyanları ile dava konusu parsellerin
1940'lı yıllardan itibaren mirasbırakanları tarafından tarla olarak ekilip biçildiğini, davalı Hazine ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, nihai olarak Ergani Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/401 Esas, 2005/63 Karar ve 22.02.2005 tarihli karar ile tespit edildiğini ve kararın 26.12.2005 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşen karar doğrultusunda taşınmazların Hazine adına tescil edildiği, ancak uzun süren yargılama esnasında davacılardan ... ve ...'in vefat etmiş olmasına rağmen bu kişilerin mirasçılarına usulüne uygun olarak tebligat yapmadığını, mirasçıların davadan haberdar edilmediklerini, bu nedenle davacılar ... ve ... açısından HUMK'nun 409ncu maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ve kararın usule aykırı olarak kesinleştirildiğini, müvekkilinin ... mirasçısı olup mirasbırakanın vefatı üzerine usule ve yasaya aykırı olarak davadan haberdar edilmediğinden yargılamanın iadesi taleplerinin kabulünü, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile hissesi oranında adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine cevap dilekçelerinde, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.05.2016 tarih ve 2014/693 Esas, 2016/803 Karar sayılı kararı ile, davacılar ... ve ... hakkında her ne kadar davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de bu kişilerin ölümü sebebiyle mirasçılarına duruşma gününün tebliğ edilerek davadan haberdar edilmeleri gerektiği, ölümle vekalet ilişkisi son bulmasına rağmen vekilin görevini sürdürmesinin hukuka aykırı olduğu, HMK'nın 375/1-c maddesi uyarınca vekil veya temsilci olmayan kişiler huzuru ile davanın görülüp karara bağlanmış olmasının yargılamanın iadesi sebebi olduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde davacının mirasçı olması sebebiyle miras payı oranında hak sahibi olduğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 tarih ve 2020/2319 Esas, 2020/6396 Karar sayılı kararıyla, kararın onanmasına karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.03.2022 tarih ve 2022/536 Esas, 2022/2397 Karar sayılı kararıyla, davacı mirasbırakanı ...’in 06.09.1982 tarihinde öldüğü, mirasçıları davadan haberdar edilmeden yargılamaya devam olunduğu, 12.07.1994 tarihinde davacı ... yönünden davanın müracaata bırakıldığı, 10.04.2002 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildiği, 05.04.2005 tarihinde verilen hükmün davacı ...’ye Tebligat Kanunu’nun 35 inci maddesine göre tebliğ edildiği ve aşamalardan geçerek 05.01.2006 tarihinde şeklen kesinleştiği, Şadiye mirasçıları davadan haberdar edilmediğinden mirasçılar yönünden karar henüz kesinleşmiş sayılamayacağından yargılamanın iadesi yoluna başvurma olanağı bulunmadığı, yargılamanın iadesi talebinin reddedilmesi gerekçesiyle onama kararı ortadan kaldırılarak kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 25.10.2022 tarihli ve 2022/491 Esas, 2022/687 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, yargılamanın iadesi sebeplerinin oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, HMK’nın 375/1-c maddesinde vekil veya temsilci olmayan kişiler huzuru ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunmasının yargılamanın iadesi sebebi olarak sayıldığını, emsal olarak bildirdikleri Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.07.2003 tarih ve 2003/4291 Esas 2003/5020 Karar sayılı kararında somut olayın aynısı olan bir uyuşmazlıkta yargılamanın iadesi talebinin kabul edilmesi gerektiğinin belirtildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan yargılamanın iadesi isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 17 nci maddeleri, 6100 sayılı HMK'nın 374 üncü v.d. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde ve özellikle hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 89,95TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.