Logo

1. Hukuk Dairesi2023/248 E. 2024/1095 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından hile yoluyla düşük bedelle elinden çıkarıldığını iddia ettiği taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalının hileli davranışları sonucu taşınmazını düşük bedelle devrettiği iddiasını ispatlayamaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/978 E., 2022/1779 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/35 E., 2021/10 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; maliki olduğu 1760 parsel sayılı taşınmazın 180.000 TL karşılığında davalıya satışı hususunda anlaştıklarını, ancak davalının devir günü yüksek miktardaki satış bedelini yanında taşımak istemediğini, devir işleminden sonra eve giderek hemen ödeyeceği telkini üzerine dostu olan davalıya duyduğu güven sebebiyle taşınmazı davalıya devrettiğini, ancak aradan geçen zaman içerisinde çeşitli bahanelerle kendisini oyalayarak bedeli ödemediğini, dava tarihinden bir kaç ay önce davalının satış parasını unutmasını, taşınmazın artık kendisine ait olduğunu söylemesi üzerine kandırıldığını anladığını, davalının bedelin hemen ödeneceği konusunda kendisini hileye düşürüp taşınmazın adına devrini sağlandığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; iddiaların doğru olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının akit tarihinden önce Kdz. Ereğli 1. Noterliğinden verilen 04.12.2013 tarihli muvafakatname ile dava konusu taşınmazın geldi parsellerinden olan 1755 parsel sayılı taşınmazı satın almasına muvafakat ettiğini, resmi senette yazılı 17.500 TL satış bedelini ödediğini, davacının resmi senedin aksini yazılı delille ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava tarihinden bir kaç ay önce kandırıldığını öğrendiğini iddia ettiği, davalının ise aksi yönde bir delil sunamadığı, bu haliyle davanın süresinde açıldığının kabul edildiği, davacı tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, tanıkların davacının anlattığı kadarıyla olayı bildiklerini beyan ettikleri, davacının satış bedelinin 180.000 TL olduğu ve bedelin ödenmediği iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dinlenen tanık beyanlarıyla 180.000 TL satış bedelinin kendisine ödenmediğinin açıkça anlaşıldığını, her ne kadar davalı taşınmazı 17.500,00 TL'ye aldığını ve bedelini nakden ödediğini belirtmiş ise de keşfen satış tarihi itibariyle taşınmazın değerinin 170.300,00 TL olduğunun ortaya çıktığını, davalının 17.500,00 TL'ye aldığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, davalının ödediğini iddia ettiği bedel ile taşınmazın gerçek değeri arasında açıkça orantısızlık bulunduğunu, davalının kendi beyanları ile taşınmazı 10 kat aşağı fiyattan alarak bir nevi gabin yaptığını belirttiğini, davalının tapu harcını düşük göstermek maksatı ile tapuda gösterilen sembolik değerin satış bedeli olduğunu beyan etmesinin ve aralarındaki sözlü anlaşmaya aykırı davranmasının açıkça hakkın kötüye kullanılması olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının taşınmazın gerçek satış bedelinin 180.000 TL olduğu ve temlikin davalının hileli hareketleri sonucunda gerçekleştirildiği iddiasını TMK’nın 6 ncı ve HMK’nın 190 ıncı maddeleri gereğince usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanıklardan ... ve ...’in beyanlarında davacının alacağına kavuşamadığını beyan ettiklerini, davalının devirden sonra satış bedelini unutmasını söyleyerek haksız menfat elde ettiğini, taşınmazın 180.000 TL karşılığında devredilmesi konusunda anlaşıldığı halde tapuda harcın düşük çıkması için bedelin 17.500 TL gösterildiğini, satış sonrasında malvarlığında artış meydana gelmemesinin bedelin ödenmediğine delil teşkil ettiğini, bilirkişi raporuyla taşınmazın satış tarihindeki değerinin 170.300 TL olduğunun ortaya çıktığını, davalının hileli davranışları olmadan bu değerdeki taşınmazı 17.500 TL'ye satmasının hayatın olağan akışına uymadığını, gerçek değer ile aşırı fark bulunduğunu, davalının satış tarihine göre yaklaşık 10 katı kadar haksız menfaat elde ettiğini, davalının hileli davranışlarıyla işlem yapmaya yönlendirildiğini, ayrıca davalının aşırı yararlandığını, edimler arası orantısızlığın da giderilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1 inci ve 39 uncu maddeleri.

6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190 ıncı maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının, maliki olduğu dava konusu 1760 parsel sayılı tarla niteliğindeki taşınmazının tamamını 17.02.2015 tarihinde 17.500 TL bedelle davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...