"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1235 E., 2022/1310 K.
HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Espiye Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/59 E., 2022/24 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, ... Mahallesi 124 ada 12 parselde kayıtlı taşınmazının 2011 yılında gerçekleştirilen kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın 2009 yılına kadar fiili olarak mirasbırakan babası ...'in zilyetliğinde olduğunu, babasının 2009 yılında ölümünün ardından mirasçıları olarak fiilen kullanmasalar da bu zamana kadar zilyetliği devam ettirdiklerini, kadastro çalışmaları sırasında babalarının yokluğunu fırsat bilen davalının taşınmazı üzerine tescil ettirdiğini, dava konusu taşınmazın mirasbırakan babasının üst soyundan intikal yolu ile geldiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ... mirasçıları adlarına payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazı ...'dan satın aldığını, 01.03.2012 tarihinde kadastro nedeniyle tarafına yeni tapu verildiğini, Espiye Asliye Hukuk Mahkemesi'nde daha önce mirasbırakan ... tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, dava konusu taşınmazın 30 yılı aşkın süredir zilyedinde bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Espiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.01.2022 tarihli ve 2021/59 Esas, 2022/24 Karar sayılı kararıyla; davacıya 02.02.2021 tarihli tensip tutanağının 18 sayılı kararında talep sonucunu netleştirmek ve açıklamak için iki haftalık kesin süre verildiği, dava konusu taşınmazda mirasbırakanın tüm mirasçılarının miras payı oranında tescil talep ediliyor ise mirasbırakanın terekesine dahil ve davada taraf olmayan tüm mirasçıların muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması için kendisine iki haftalık kesin süre verildiği, aksi halde davanın usulden reddedileceğinin tensip zaptı tebliği ile ihtar edildiği, ihtarın (tensip zaptının) 24.02.2021 tarihinde yapıldığı, terekeye temsilci atanmasına dair herhangi bilgi-belgenin dosyaya sunulmadığı, husumetin dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği, dosyada davacının aktif husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin 02.02.2021 tarihli tensip zaptının 18 nolu kararında talep sonucunu netleştirmek ve açıklamak üzere tarafına 2 haftalık kesin süre verildiğini, iş bu kararın hukuka aykırılık teşkil ettiğini, huzurdaki davanın mirasbırakanın mirasçısı tarafından tüm mirasçılar adına açıldığını, davanın taraf teşkilinin sağlanarak devam edebilmesi için yerel mahkeme tarafından öncelikle dava dışı mirasçıların davadan haberdar edilerek davaya muvafakatlerinin olup olmadığının sorulması gerekirken bu eksikliğin giderilmesi için 02.02.2021 tarihli tensip zaptının 18 nolu kararı ile tarafına iki haftalık kesin süre verildiğini, dava dışı mirasçıların davaya muvafakatlerinin olup olmadığının sorulmasının davacının değil mahkemenin görevi olduğunu, buna ilişkin dava dilekçesinin talep sonucunda dava dışı mirasçıların davaya muvafakatlerinin olup olmadığının sorulmasının açıkça talep edildiğini, terekeye temsilci atanması dava dışı mirasçıların davaya muvafakatlerinin olmaması halinde gündeme geleceği yerde bu husus atlanarak 02.02.2021 tarihli tensip zaptının 18 nolu kararı ile terekeye temsilci atanması için tarafına 2 haftalık kesin süre verildiğini, verilen bu kararın usul ekonomisine ve Yargıtayın yerleşik içtihatlarına aykırılık teşkil etmekte olup hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.11.2022 tarihli ve 2022/1235 Esas, 2022/1310 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın eldeki davayı mirasbırakan ... terekesi adına açmış olduğundan öncelikle mirasbırakanın diğer mirasçılarının davaya katılımlarının ya da muvafakatlarının sağlanması, olmadığı takdirde ise mirasbırakanın terekesine temsilci atanarak temsilci huzurunda yargılamaya devam edilmesi gerekmekte olup bu koşulları sağlama külfetinin davacıya ait olduğu, bu hususun dava şartları arasında yer alan aktif dava ehliyetine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında resen gözönüne alınması ve aktif dava ehliyetinin tamamlanmasından sonra işin esasına geçilmesinin zorunlu olduğunu, bu maksatla mahkeme tarafından 02.02.2021 tarihli tensip zaptıyla, mirasçıların muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilci atanması yönünde dava açılması için davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verilerek kesin sürenin yasal sonuçlarının izah olunduğu, tensip zaptının 24.02.2021 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, mahkemece 19.01.2022 tarihli celsede ara karar gereğinin yerine getirilmemesi sebebiyle davanın usulden reddine karar verildiği, her ne kadar aktif dava ehliyeti yokluğu sebebi yerine sehven husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, sonuç itibariyle usulden ret kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Bilindiği üzere; elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702 nci maddeleri uyarınca tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir davaya tüm mirasçıların katılımının sağlanması zorunludur.
3. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden ; 1961 doğumlu mirasbırakan ...'in 07.08.2009 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı oğlu ... ile dava dışı çocukları ve eşinin kaldığı, dava konusu 124 ada 12 parsel sayılı 7084,85 metrekare yüzölçümlü, fındık bahçesi vasıflı taşınmazın 06.10.2011 tarihinde mirasçı olmayan üçüncü kişi davalı ... ... adına tespit edildiği, söz konusu tespitin 01.03.2012 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın terekeye iade istemli olarak açıldığı, ilk derece mahkemesince 02.02.2021 tarihli tensip zaptının 18 nolu ara kararı ile davacıya mirasbırakanın terekesine dahil ve davada taraf olmayan tüm mirasçıların muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması için iki haftalık kesin süre verildiği, tensip zaptının davacıya 24.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...