"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1452 E., 2023/638 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/589 E., 2021/319 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; maliki olduğu dava konusu 4815 ada 1 parseldeki 17 nolu bağımsız bölümü yeğeni olan davalı ...'ya kiraya verdiğini, dairenin bulunduğu bina yeni olduğu için davalının telkinleri üzerine elektirik, su, doğalgaz aboneliği gibi işlemleri yapması amacıyla davalı ...'ya satış yetkisi de içerir vekaletname verdiğini, davalı ...'nın ise taşınmazı yakın arkadaşı olan diğer davalı ...'e devrettiğini, yaptığı araştırmada davalıların aralarındaki ticaret sebebiyle alacak borç ilişkilerinin bulunduğunu öğrendiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, taşınmazın gerçek değerinin çok daha altında bir bedelle satıldığını, kendisine herhangi bir satış bedeli de ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payının adına tescilini istemiş; cevaba cevap dilekçesinde, davalı ...'ya abonelik işlemleri için verdiği ilk vekaletnameden eşinin haberdar olması üzerine eşinin baskısıyla davalıyı azlettiğini, ancak davalı ...'nın kendisini devamlı olarak arayıp dairenin bir çok eksiğinin bulunduğu, işlerin yapılması gerektiği telkini üzerine davalıya ikinci bir vekaletname verdiğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., davaya cevap vermemiş, duruşmada ise diğer davalı ...'le ticaret yaptıklarını, davalı ...'e 600.000 TL kadar borçlu olduğunu, davalı ...'in taşınmaz olursa teminat gösterip kredi çekilebileceğini söylemesi üzerine, adına kayıtlı taşınmaz olmadığından banka kredisi kullanabilmek için dayısına ait dava konusu taşınmazı vekaletname alıp devrettiğini, taşınmazı devretmekteki amacının kredi çekip ticari hayatını devam ettirmek olduğunu; ancak davalının kredi kullanmadığını, herhangi bir satış bedeli de ödenmediğini beyan etmiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazın gerçekte diğer davalı ...'ya ait olup bedeli İsa tarafından ödenerek satın alındığını ancak davalının taşınmazı davacı dayısı üzerine kaydettirdiğini, taşınmazın gerçek sahibi İsa olduğundan davacının satış yetkisini de içerir vekaletname verdiğini, davalıyla yakın arkadaş olmadıklarını, ihtilaflı bir ticari ilişki içinde bulunduklarını, davalı ... aleyhine ticari ilişkileri sebebiyle icra takibi başlatmak durumunda kaldığını, tüm işlemlerin davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, davacının ilk olarak 30.07.2018 tarihinde davalı ...'yı vekil tayin edip azlettiğini, azilden sonra 21.09.2018 tarihli devirde kullanılan ikinci bir vekaletname verdiğini, verilen ikinci vekaletnamede abonelik işlemleri için verilen bir yetki bulunmadığını, davacının satış için iradi olarak vekaletname verdiğini, tapu harcını az ödemek için satış bedelinin düşük gösterildiğini, satış bedelinin elden nakit olarak ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalılar arasında iş ortaklığı bulunduğu konusunda tereddüt olmadığı, davalı ...'nın vekaletname ile devrettiği taşınmaz bedelini davacıya ödediğine yönelik bir delili ve iddiası olmadığı gibi diğer davalı ...'in de satış bedelini ödediğini ispatlayamadığı, davalıların birbirlerinin ekonomik durumları hakkında bilgi sahibi oldukları, davalıların çıkar ve işbirliği içinde dava konusu devir işlemini gerçekleştirdikleri, davalı ...'in iyi niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekalet görevinin kötüye kullanılmasının söz konusu olmadığını, tam tersine davacı ve diğer davalının kötüniyetli bir işbirliği içinde eldeki davanın açıldığını, davacının davalı ...'ya verdiği ilk vekaletnameyi abonelik işlemleri için verdiğini, hatta eşiyle vekaletnamenin satış yetkisini de içermesi sebebiyle kavga ettiklerini, yeğeni diğer davalı ...'ya güvenmediğini ve onu azlettiğini belirttiği halde azilnamenin üzerinden henüz iki ay geçmişken davacının abonelik işlemleri için hiçbir yetki içermeyen ve taşınmaz satış ve devir gibi her tür yetki barındıran 21.09.2018 tarihli vekaletnameyle yeniden davalı ...'yı vekil tayin ettiğini, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tüm işlemlerin davacının iradesi doğrultusunda gerçekleştiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, yeğeni olan ve dava konusu dairede kiracı olarak oturan davalı ...'ya önce 30.07.2018 tarihinde taşınmaza ilişkin kat mülkiyetine dair işlemleri yapma, elektrik-su bağlatma ve satış yetkilerini içeren vekaletname verdiği, davacının bu vekaletnameden davalı ...'yı azlettiği, sonrasında ise 21.09.2018 tarihinde davalı ...'ya bu kez satış yetkisi içeren vekaletname verdiği, davacının verdiği ikinci vekaletname kullanılarak davalı ...'nın dava konusu taşınmazı 24.09.2018 tarihinde davalı ...'e devrettiği, davalı ...'in satış bedelini ödediğine dair belge sunamadığı, resmi senette gösterilen bedelin taşınmazın temlik tarihindeki gerçek değerinden oldukça düşük olduğu gibi bu bedelin davacıya ödendiğinin de kanıtlanamadığı, her ne kadar dava konusu taşınmazın gerçekte davalı ...'ya ait olduğu savunulmuşsa da inançlı işlem veya taraf muvazaası kapsamında yazılı delil veya yazılı delil başlangıcının da bulunmadığı, davalıların birbirlerini tanıdıklarının ve ticari ilişkilerinin bulunduğunun tanık beyanları ile sabit olduğu, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ederek davacıyı zararlandırdıkları, davacıya herhangi bir satış bedeli ödenmediği, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, işlemlerin davacının bilgisi ve iradesi doğrultusunda gerçekleştiğini, davacının ilk vekaletnameden davalı yeğeni İsa'yı azlettikten sonra yeniden ikinci bir vekaletname verdiğini, davacı elektrik, su, doğalgaz gibi abonelik işlemlerinin yapılabilmesi amacıyla verdiğini iddia etmekte ise de bunun doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın gerçekte davalı ...'ya ait olup davacı dayısı adına kaydedildiğini, davacının bu nedenle taşınmazın gerçek sahibi olan davalı ...'ya vekaletname verdiğini, davalı ...'dan alacağı olması sebebiyle borcun ifası için dava konusu taşınmazın kendisine satılması hususunda anlaştıklarını, tapuda devir yapılacağı süreçte ilk verilen vekaletnamenin azil nedeniyle geçersiz hale geldiği tespit edildikten sonra işlemin tamamlanması için aynı gün satışta kullanılan vekaletnamenin verildiğini, davacının başından beri temlikten haberdar olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci, 3 üncü, 6 ncı ve 1023 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının .... Noterliğinin 30.07.2018 tarihli vekaletnamesi ile yeğeni olan davalı ...'yı vekil tayin edip azlettiği, daha sonra davacının bu kez ..... Noterliğinin 21.09.2018 tarihli vekaletnamesi ile davalı ...'yı vekil tayin ettiği, vekil İsa'nın davacı adına kayıtlı 4815 ada 1 parseldeki 17 nolu bağımsız bölümü 24.09.2018 tarihinde diğer davalı ...'e satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle hile ile alınan vekaletname kötüye kullanılmak suretiyle davacının zararlandırıldığı anlaşıldığından davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 27.842,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.